bugün

25 yıl pirim ödemişse istemek hakkıdır.
ananızın amı, hakkını isteyen adam alkolik... kemalist ve solcuyu iltifat olarak kabul ediyorum.

siz çalışın amk. çok istiyorsanız 58 yıl pirim ödeyin.

Edit, son senem amk. Siz düşünun bundan sonrasını
Normal şartlarda 43 yasında emekli olmam lazım benim.
“25 yıl pirim ödemişse istemek hakkıdır.”

38 - 25 = 13

Hmm ok!
Yaş 35 yolun yarısı diyen şair bile 43 yaşında öldüğüne göre gayet normaldir milletvekilleri oluyor sıkıntı olmuyor.
bağzı yandaş orospu çocuklarının kabul edemediği durumdur.
be amın feryadı, ben işe başlarken kocaaaaaa devletimiz ne demiş, 25 yıl çalış, 5500gün primini doldur emeklilik hakkını kazan demiş, ben de çalışmışım ve bu hakkı kazanmışım. sonra devlet dansöz gibi kıvırmış ve sen de bunu savunuyorsun öyle mi, senin de geçmişini sikeyim.
Bir fabrikada 1000 tane işçi çalışır ama o fabrikanın kahrını çeken canını dişine takan adam gibi çalışan 20 kişidir. Yani yüzde % 2. Diğerleri salla başı al maaşı. Bir sanayide 1000 tane fabrika vardır. Ama işçinin hakkını veren 20 tanesidir. Yine % 2. Kalanı asgari ücretle insan kullanan eşek istihdam merkezidir. Ondan sonra niye gelişemiyoruz diye ağlarlar. 60 yaşında emeklilik avrupa standardı. iyi güzel ama türkiyede ne işçi ne işveren ne de devlet avrupa standardında değil ki. Avrupada vergi oranları en fazla % 7 iken türkiyede en az 24 kalem vergi vardır. Esnaf sanayici üretici çalmadan ayakta duramaz. Çünkü ithalatçıyla kayıt dışıyla rekabet edemez. Ama halka sorsan hep iktidar çalıyordur kendi çaldıklarını görmezler. Piyasada ihracata çalışıp tam fatura kesenler harici % 20 faturayla çalışırlar. Yakalanırsa keserler. Onu hesaba katmazlar. Peki işçi ve işverenin böyle olduğu bir ülkede idareciler nasıldır? Onlarda aynı zihniyettedir. iktidar da muhalefette birbirlerini yerler ama aldıkları maaşa göre iş yapmazlar. Halka 60 yaşında emeklilik kendilerine süper emeklilik çıkartırlar. Ama ne hikmetse muhalefet buna değinmez bile. Çünkü devlet hem işçinin hem işverenin sırtından geçinir. Çindeki gibi imalata ar-ge değer vermek şöyle dursun bir de üstüne ithalatı serbest edip imalatı bitirip a4 kağıdını bile üretemeyip suçu doların üzerine atarlar. Kendi yandaş suni zenginlerine bakıp halkının refah seviyesini buna göre belirlerler. Yeniden değerleme ve vergi resim harç ve ceza oranlarına senelik % 20 zam yapıp % 8 gibi tek haneli enflasyon rakamlarından bahsederler. Yollar köprüler yapıp bedelinin çok üzerinde hazineye fatura ederler. Lüks israf almış başını yürümüştür. Kimse eleştiremez. Beceriksiz liyakatsiz herifleri devlet kademelerine getirip iflas bayrağını çekerler. Sonrada abd çağırınca tıpış tıpış giderler. Neticede Bu millete bu müstehaktır çünkü.

Bir ülkede en fazla kâr eden kurum bankalarsa, faiz iliklerimize kadar işlediyse, üstelik bu bankaların yarıdan fazlası yabancıysa, diğerlerinin (halkın tüm kesimlerinin) gırtlağa kadar borcu varsa dış güçler sizi çoktan ele geçirmişlerdir. Uyanın da balığa çıkın..

Erken emeklilikle 1 milyon kişinin fazladan emekli olmasının devlete maliyeti aylık 2 katrilyon (eski parayla) lira. Yakında emekli maaşlarını bile ödeyemez hâle gelmesinden korkulan bir yönetimden emekliliği erken yaşlara çekmesini beklemek..
5150 olan prim gününün 7.000 güne çıkmasına laf etmedik hadi eyvallah çalışırız, 58 yaş niye ?
hesaplarıma göre tam 40 yaşımda 7.000 günü dolduruyorum salın beni yahu, sonra gençler tabi işsiz olur. vatandaşın primlerini sarayda çatır çutur gömüyosunuz, sonra yok emeklilik.
eyt yi reddedenler niye emekli maaşı alıyor?
kaç yaşında emekli olmuşlar?
milletvekili 2 senede nasıl emekli olabiliyor ?
devlet böyle insan yemeyi nereden öğrendi?
ılık götlü, sikik bankamatik memurlarına hak gaspını anlatamazsınız.
Hükümet olarak kanun değiştiriyorsan,arkanda sana beddua eden sövüp sayan alacaklı bırakmayacaksın.ha bu yasayı hükümet çıkarmadı ama halkın devletten alacağı var onu temizlersin yoluna devam edersin iktidar kim olursa olsun.
kanunlar geriye yürümez. kazanılmış haklar teorisi bunu gerektirir. tek istisnası ceza kanununda sanık lehine olan durumlardır ki bu konu ile hiçbir alakası yok.

adam 18 yaşında çalışmaya başlamış o tarihte yürürlükte olan yasaya göre 25 yıl çalışmış, primini ödemiş 43 yaşında kazanması gereken hakkı talep ediyor. ama devlet kalkıp hayır kardeşim şartlar değişti ben şu an bu hakkı tanımıyorum, vermiyorum yeni şart bu diyor.

bu hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmaz. en açık tabirli oyun devam ederken kural değiştiremezsin. he birileri 43 yaşında emekli olurken biri 65 e kadar çalışacak bu hakkaniyetli midir? orası ayrı bir tartışmanın konusu.

lakin bu şartları sağlayan herkese devletin bu hakkı teslim etmesi gerekir. zira ekonomi kaldırmaz bahanesi ile bunun önünün tıkanması hukuk devleti ilkesine aykırıdır.
tam kimmiş o "38 yaşında emekli olmayı isteyen", link verin de görelim. tayyip erdoğan yalanlarını zırvalarını buraya taşıyıp durmayın.
bu zırvaları buralara taşımak zorundalar. çünkü para bit tiiiiii. bir kaç yıl daha bu hükümet başta kalırsa memura verecek para mara yok beyler.
bak emekliye demiyorum, memura diyorum. polise, hemşireye, doktora, öğretmene, maliyeciye...
insanca ve dürüst bir eylemdir
Bugünün kapitalist emperyalist dünyası Ve akp
Bunu bize öcü gibi gösterse de
Kişilerin çalışırken bedelini ödedikleri en doğal hakkıdır
Her ay bir işçinin maaşının 3 te 1 i devlet tarafından kesilir geri kalan 3 te 2 si çalışana verilir. Yıllarca çalışmış bir insan emekliliği her zaman hak eder.
Yalnızca kapitalist burjuvazinin tek sorunu
Emeklinin işgücüne katılmaması ve böylece artık sömürülememesidir.
işgücüne katılmayan, sosyal haklarını kullanan bir emekli kapitalist topluma bir yüktür.
Ne kadar aktif çalışan varsa burjuvaziye, ülkeyi yöneten ve kaynakları elinde tutan zengin sınıfa o kadar kazanç sağlayacaktır. Kadınların iş hayatına katılması bu yüzden desteklenmektedir. Evde kimse oturmasın, yaşlısı genci hepsi ülkenin ayrıcalıklı sınıflarına hizmet etsin istiyorlar.
işçilere emekliliği çok gören, ölene kadar çalışmasını isteyen ayrıcalıklı sınıf,
Otuzlu yaşlarda faiz, rant, kira gelirleriyle
Villalarının havuzlarının başında limonata yudumlayarak günlerini geçiriyorlar.
Karl marx 'ın dediği gibi
"Proletaryanın (işçi sınıfının) zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri yok. Bütün dünyanın işçileri birleşin"
yanlıştır.

38 yaşında kimsenin emeklilik isteme/talep etme hakkı yoktur.

lakin konuyu sulandırmanın alemi yok.
1999'den önce sigortaya giriş olan kadınlar 20, erkekler ise 25 sene prim ödemek şartıyla emekli olabiliyorlar.

yani 18 yaşında sigortalı olup 20 sene sigorta ödemiş olan bir hanımefendi, şayet sigorta girişi 1999 ve öncesine ait ise emekli olabilir.

neyse, 38-48 geçelim bunları.

ben size soruyorum, biri size bir şey vaad etse ve karşılığında sizden para alsa, sonra da vaadinden vazgeçip ya o öyle değil böyle olsun dese kızmaz mısınız?
bunun adı dolandırıcılık değil mi?

kendimden örnek vereyim.
ben emekli olsam ne olmasam ne?
emekli olup alacağım taş çatlasın 1500 lira para benim dişimin kovuğuna yetmez.

ama şöyle ki, 1997 yılında ben işyeri açarken devlet baba bana dedi ki; "tengircim, işyeri açıyorsan bağ kur ödemen gerek, bana 25 sene bağkur ödeyeceksin, ben de seni 25 yıl sonra 46 yaşına geldiğinde emekli edeceğim..."

evet aynen böyle.
hatta ve hatta 18 aylık askerlik borçlanmasını da yaptığım takdirde 23.5 sene sonra emekli olabilecektim.
bu sebeple bugüne kadar primlerimi ödedim.
askerlik borçlanmamı da yaparsam 5-6 ay daha prim ödeyip emekli olabilmem lazım.

ama devlet bana diyor ki; "ya kanka, ben yeni bir kanun çıkardım, senin bana 36 sene prim ödemen lazım..."

yani devlet ile 1997'de 25 yıllık sözleşme imzalıyorum, üzerime düşen yükümlülükleri yerine getiriyorum. ama devlet benim hakkımı gasp ediyor ve benden 11 sene daha para almak, beni sömürmek istiyor.

hasiktirsin...

şimdi burada körü körüne hükümeti savunanlar empati yapsınlar bakalım ne hissedecekler.

devlet vatandaşını dolandırır mı?
dolandırıyor işte.
devlet sözleşmesinden cayar, sözleşme yükümlülüklerinden kaçar mı?
oluyor işte.

siz neyi savunuyorsunuz?
gelin ticaret yapalım, ben sizden mal alayım, senet vereyim 6 ay sonra ödemek şartıyla, senedin günü gelince de diyeyim ki; "yahu 6 ay az değil mi? 1 sene sonra al parayı" kabul eder misiniz?
nah edersiniz...

eyt mevzusu da işte böyle.
dolandırıcı devlet, üçkağıtçı devlet, sipalici devlet, aç devlet, kokuşmuş devlet...

sana kim güvenir bu saatten sonra?
Yine bu adamlar Karl Marx gibi düşünürlerin adını eğitim sisteminden çıkarıyorlar. Kitaplarını kütüphanelerden kaybediyorlar. Çünkü işçi sınıfı kendisine verilen bir parça ekmeğe razı olmalı. Gerçekleri öğrenmemeli. Gerçeklerden uzaklaşıp ülkeyi yönetenlerin kuruduğu hayali ütopyada yaşamını sürdürmeli.
Emekliliği 65 yaşına çıkaran zihniyetle
işçisinin ücretini ödemeyen patron arasında hiçbir fark yoktur
Geçmişe yönelik kazanılmış hakkını isteyen kişi eylemidir. Bunu isteyen insanlar kendi kafalarına göre "ben tamamım hacı, hadi beni emeklet" demiyor, devlet tarafından zamanında onlara verilmiş ve sonradan tekrar değiştirilmiş hakkın peşindeler. Pek tabi ki devlet istediği şeyi çıkartır yahut değiştirir, ama geçmişe yönelik uygulama hususunda keyfi davranamaz, davranmamalıdır. Davranırsa, bu şekilde bir sürü vatandaşına mağduriyet yaratır, karmaşıklığa sebep olur.
erdoğan attı 38 yaş kolpasını. başka kim atacak.

Erdoğan:
3 Mart 2000’de emeklilik başvurusu yaptı.
1 Nisan 2000’den itibaren, yani 46 yaşında emekli maaşı almaya başladı.
2006 yılında TC Emekli Sandığı'ndan kendisine "yaşlılık aylığı" bağlanmasını talep etti.
2006’da, yani 52 yaşından itibaren de Emekli Sandığı’nın 1. derece 4. kademesinden emekli oldu.

kendisi emeklilik sisteminin içinden geçmiş, kürsüden millete çemkiriyor. şimdi de hakkını arayan eyt'cileri hain göstermeye çalışıyor, krizi onların üstüne yıkmaya çalışıyor, "milleti bir de ordan ayrıştırıp bölebilir miyim"e akıl yoruyor.

ha bir de şu var, öyle yönerge tüzük değil. anayasa maddesi.
görsel
anlamı açıktır herhalde. adamlar kendilerine avanta oldu mu direkt anayasaya madde koyuyorlar, millete geldi mi türediler-mürediler hakaret ediyorlar.
şöyle bi bakınca sözlükte amma çok şuursuz varmış be. chp ssk yı batıralı kaç gün oldu?

hep unutuluyor hep hatalar tekerrür ediyor.
13 yaşında iş hayatına başlamaktır..

25 yılı 38 de doluyor..

Çocukluk yaşıyamamış götlük yaomayın da yaşlılığını yaşasın..

Eyt yi bilmeden anlamadan kulaktan dolmabilgiler ile başlık sıçmayın..

Eskisi gibi 5200 doldur emekli ol derdi değil bu insanların..

Bu insanlar 25 yılı doldurup yasanın geriye işlememesini istiyor..

El kadar adamlar daşakoğlanı yapmayın konuyu ..

Süpriz bir karar ile yasa geriye işleyince 60 yaşına dayandılar. Yazık..
böyle bonkör ülke olunca isterim tabi. benim başım kel mi? suçumuz türk vatandaşı olmak mı?

görsel
meseleyi şurada tartıştım: https://www.youtube.com/w...vkkQ&feature=youtu.be

istenebilir. kimse bu dünyaya çalışmak zorunda olacağını kabul ederek gelmedi. kimseye doğarken sorulmadı. siz kim oluyorsunuz da insanlara "sana sormadan seni buraya getirdik, şimdi de burada iyi vakit geçirmek için çalışmak zorundasın" diyorsunuz?

birincisi, hayata çalışmak için mi geliyoruz?
ikincisi, erken emeklilik ülke ekonomisini zorluyorsa yöneticilerin buna bulabildiği çözüm mezarda emeklilik midir?
üçüncüsü, itibardan tasarruf etsek de vatandaşa hizmet etsek hoş olmaz mı?
bence hem gönüllü kölelik olan işçilik memurluk zor çok zor. adam seni karın tokluğuna çalıştırıyor.

kira ver, servis ver, trafik çek bilmem ne. hele büyük sehirler nefes alamıyor egsoz kokusundan. koyde evi köyü olan insan bi dakika durmamalı.
40ında yelkenlisiyle dünya turu yapmak isteyen kaliteli insandır.
son dönemde ülkemize çalışmak için yasal veyahut yasadışı şekilde giren insanlar dört bir elden çalışıyor, para kazanıyorlar. Kazandıkları parayı harcamak yerine yastık altı yapıp, hayal ettikleri birikimi yaptıktan sonra da ülkelerine dönmeyi amaçlıyorlar. Ülkelerinde ev almak, veyahut bir iş sahibi olmak gibi hayalleri ile türkiye'de doğru dürüst para harcamadan bir şekilde hayata tutunuyorlar. Dolayısıyla sürekli yurtdışına para çıkışı oluyor, piyasada dönmesi gereken para azalıyor bu da zaten varolan krizi tetikleyip piyasayı daha da kısırlaştırıyor. Fabrikalarda, sanayi atölyelerinde, restorantlarda, kafelerde her yerde yabancı insanlar çalışıyor. Türklerin beğenmedikleri işleri yapıyorlar.
Pek tabii işveren de bu kaçak işçilere sigorta yapmadığından, onların da işine geliyor ve türk işçi alımı yapmıyorlar.
Tabii türk işçi alımı yapmamaları sadece sigorta ödeneğinden kaçmak için değil, zaten türk insanı sanayide çalışmak istemiyor. Dolayısıyla günümüzde sanayide yetişen usta yok. Bir tornacı, bir plastik kalıpçısı, bir marangoz yetişmiyor...
Tüm bunlar olurken, piyasa sürekli kötüye giderken, bir de 38 yaşında emeklilik hayali kuran insanlar var.
Bu nasıl bir ütopyadır, nasıl bir kafadır ki bu ülkede 38 yaşında emeklilik olabileceği düşünülebiliniyor gerçekten hayret ediyorum.