bugün

31 Mayıs 1995, yer; Konya

Çarşamba günü olmasına rağmen binlerce Eskişehirli kilometrelerce konvoylar oluşturarak Konya'ya gidiyordu. Yola dizilen arabaların teyplerinden Mithat Körler'in "Haydi Bastır Esesim" isimli marşı yükseliyor, dağ taş bu güzel marşla çınlıyordu. Anadolu'nun Yıldızı / Kalplerde siyah kırmızı / Şahlanır Kırmızı Şimşek / Sahalarda deli fişek / Haydi bastır Esesim / Kalelerde eselim / Şanlı taraftarınla / Şampiyonluklar bizim / Eskişehir Eskişehir / O çağlayan coşan nehir / Kalbindesin yüzbinlerin / Yine patlasın gollerin.

Konya Atatürk Stadı belki de ilk kez böylesine coşkulu ve kalabalık bir taraftarı konuk ediyordu. Eskişehir ise terkedilmiş bir kent görünümündeydi. Maça gidemeyenler radyoları başında bu heyecana ortak olmuşlardı. Tarafsız saha olmasına rağmen Eskişehirspor ev sahibi gibiydi. Onbinlerce Eskişehirli Konya Atatürk Stadını "Şampiyon Eses" tezahüratıyla inletiyordu. Maç başlamış, daha ilk dakikalarda Eses, Aydın kalesini ablukaya almıştı. 15. dakikada Tarık'ın pasıyla topla buluşan Veysel, ceza sahasına girerken attığı sert şutla Esesi 1-0 öne geçirmişti. O anda Konya'da ve Eskişehir'de yer yerinden oynamıştı. Ne var ki Eses bu avantajını fazla koruyamamış, 20. dakikada Ahmet'in golüyle Aydınspor beraberliği yakalamış ve ilk yarı 1-1 sona ermişti. ikinci yarıda 90. dakikaya girilirken eşitlik bozulmamıştı. Herkes maçın uzatmaya gideceğini düşünmeye başlamıştı ki, Ahmet'in kullandığı serbest vuruştan gelen topu kafayla Metin Arvas kaleye gönderiyor, kaleci Yüksel'in yanından meşin yuvarlak ağlarla kucaklaşıyordu. Tabii o anda stattaki ve radyo başındaki Eskişehirliler de birbiriyle kucaklaşıyorlardı. Maç 2-1 bittiğinde Kırmızı Şimşekler 6 yıllık 1. Lig özlemine son vermenin mutluluğunu yaşıyorlardı. Taraftar Konya caddelerinde Eses rüzgârını estirerek yürüyor, bu arada trafik felç oluyordu. Aynı sevinç Eskişehir'de de yaşanıyordu. Maç biter bitmez kadını erkeği, yaşlısı genciyle Eskişehir halkı caddelere dökülüyor, bir coşku seli halindeakıyordu. Bu muhteşem görüntüler o güzel bahar akşamına ayrı bir renk katıyordu. Konya'dan dönmekte olan Eskişehir kafilesi geçtiği yerlerde krallar gibi karşılanıyordu. Yol üzerinde bulunan Emirdağ'dan geçerken, taraftar otobüslerini durdurup, hazırladıkları ekmek arası peynir domatesleri ikram eden Emirdağlı hanımların bu hareketi, coşkunun boyutunu ve bu coşkunun sadece Eskişehir'de yaşanmadığının, çevre ilçelere de yayıldığının en güzel göstergesiydi. Şehrin girişinde sabırsızlıkla bekleyen taraftarlarsa şampiyon Esesi sevgiyle bağırlarına basıyorlardı. Büyük sevinç ertesi gün de sürmüş, vilayet meydanında Büyükşehir Belediyesince düzenlenen eğlenceye katılan binlerce Eskişehirli şarkılar, türküler söyleyerek bir karnaval havasında şampiyonluğu kutlamıştı. Eskişehirspor'un bu görkemli dönüşüne sadece Eskişehir değil, Türkiye sevinmişti. Hürriyet gazetesinde dört ünlü yazar o günkü köşe yazılarında Eskişehirspor'dan uzun uzun söz etmişlerdi. Galatasaraylı Turgay Şeren, Beşiktaşlı Sanlı Sarıalioğlu, Fenerbahçeli Ziya Şengül ve siyasi konularda yazılar yazan Rauf Tamer Eses hakkında özetle şunları söylüyorlardı:

Eskişehirspor'un ve Amigo Orhan'ın Türk futbolunda doğduğu günlere kadar tribünleri belirli bir disiplin içinde coşturan amigolar yoktu. Ama Amigo Orhan gerçekten süper bir orkestra şefi gibiydi. Elinin bir hareketiyle Eskişehirsporlu taraftarları coşturur, tabii taraftar coştukça futbolcular da coşardı.
Turgay Şeren

Eskişehirspor deyip geçmeyin, hele Eskişehirli insanı ayrıcalıklı görün. Eskişehir futbolda olağanüstü bir Anadolu yıldızı armadası olmuştur. Benim futbolculuk dönemlerimde yalnız Fenerbahçe'nin değil Galatasaray ve Beşiktaş'la beraber tüm lig takımlarının korkulu rüyasıydı Eskişehir.
Ziya Şener

Yıllar öncesinin Eskişehirspor'u fırtına gibi bir takımdı. Taraflı tarafsız herkesin takdirini topluyordu. Şimdi Eses tekrar 1. Lig'de. En büyük dileğimiz o yıllar öncesindeki takımın bir benzerinin yaratılması ve hepimizin tekrar Eskişehirspor'la gurur duyması.
Sanlı Sarıalioğlu

Sevgili Eskişehirliler!
Gördünüz ki giden kolay dönmüyor. Büyük mücadele verdiğinizi unutmayın. Hoşgeldiniz. Sizi bir daha bırakmayız. Artık gözünüz zirvede olsun. Kaybolan yılların telafisini Avrupa kupalarında aramaya mecbursunuz. Haydi yol sizindir. Rauf Tamer

O günlerde gazeteler, her Eskişehirli'nin göğsünü kabartan yazılarla doluydu. Herkesin ortak dileği Eskişehirspor'un 1. Lig'de kalıcı bir takım olmasıydı.

(bkz: 18 mayıs 2008 boluspor eskişehirspor maçı)
1995'te 2.lig (şimdinin 1. ligi)play-off grubunun son maçında kendi evinde istanbulspor ile golsüz berabere kalarak (bkz: 20 mayis 1995 eskisehirspor istanbulspor maci), karşıyaka ve istanbulspor'un 1. lige direkt yükslmesi sonucu play-off grubunun üçüncüsü olarak, konya'da baraj maçları oynamak zorunda kalan eskişehirspor'un baraj maçlarının ilk turunda klasman grubundan gelen erzurumspor'u 2-1, yarı finalinde ise yine klasman gruplarından gelen adanaspor'u uzatmalarda 3-2 yenerek finale kaldığı ve final maçında da yükselme grubu'ndan gelen aydınspor ile oynadığı ve metin arvas'ın son dakika golü ile 2-1 kazanarak 1. lige (şimdinin süper ligine) yükseldiği maç.
'daha dun gibi be' dedirten mactir.