bugün

Kurtuluş Savaşı yıllarında Türkiye'de canlı bir basın hayatı vardı. Mütarekenin başında istanbul'da yayımlanmakta olan ikdam, Vakit, Tasviriefkâr,Peyam, Alemdar, ileri gibi gazetelere, daha sonra Anadolu'da çıkmaya başlayan iradei Milliye, Hakimiyeti Milliye, Öğüt, Açıksöz, Babalık, Seyyarei Yeni Dünya gibi gazeteler eklendi. Yenigün gazetesi de istanbul'un işgalinden sonra Ankara'ya taşındı.

Mütareke'den hemen sonra istanbul basınına hem hükümet, hem Müttefikler tarafından sansür kondu. Gazetelerin birçok yeri boş çıkmaya başladı. Hele istanbul'un işgaliyle ve Damat Ferit Hükümetleriyle istanbul, basın için nefes alanımaz bir yer halindeydi. Ancak 1920 ekiminde Damat Ferit Paşa'nın istidardan düşürülüp yerine Tevfik Paşa Hükümeti gelince basın üzerindeki sansür hafifledi. istanbul basınında Anadolu ile ilgili haberler daha gerçekçi olarak, hatta Mustafa Kemal Paşa'nın demeçleri bile yer almaya başladı. Bu dönemde vatanın kurtuluşu için bütün Türkiye basınının tek vücut olduğunu söyleyebiliriz.

"SEViNDiRiCi HABER VERECEĞiZ"

Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Sakarya Savaşının yapıldığı günlerde bütün harekât planlarının ingilizlerin eline geçmesinden ders çıkararak 25 Ağustos 1922 günü Anadolu'nun istanbul'la haberleşme kanallarının kesilmesini emretmişti. Büyük Taarruz, Müttefiklerden ve Yunanlılardan bir süre gizlenmiş olacaktı.

istanbul basının kulağı sesteydi, ancak Anadolu'dan resmî bir haber alamıyorlardı. (Ordu her gün resmî tebliği yayımlıyordu). Gene de Yunan tebliğlerinden bir anlam çıkarmaya çalıştılar.

27 Ağustos Pazar gününün Anadolu gazeteleri, Hâkimiyeti Milliye, Yenigün, Öğüt, Yeni Adana dün sabahtan itibaren ordunun bütün cephelerde saldırıya geçtiğini coşkun başlıklarla yayımladılar. istanbul'da yayımlanan ikdam ise "Bir taarruz hareketinin afefesinde miyiz?" diye yazdı. istanbul basını daha çok doğu barışı için toplanılması düşünülen Venedik Konferansı ile meşguldü.

28 Ağustos Pazartesi günkü Anadolu gazeteleri, gitgide büyüyen başlıklarla ordunun cephenin her noktasında düşman hatlarını yardığını, Afyon'un kurtarıldığını, çok esir ve ganimet ele geçerildiğin yazdı. Öğüt "Ateşli bir sel gibi işgal edilmiş diyarlara akan ordumuz" diye yazdı. istanbul'da yayımlanan Kuvayı Milliyeci Akşam gazetesi "Ordumuz Afyonkarahisar Cephesi'nde Yunan hatlarına taarruz etti" diyebilecek kadar haber almıştı. ikdam ihtiyatlıydı. "Bilecik önünde taarruz başladı mı?" diye soruyordu. Vakit ise "Dün Anadolu'dan hiç bir haber gelmemiştir, telgraf da çekilmemiştir" diye yazarak Atina'dan gelen haberlere göre Kocaeli çevresinde büyük yığınak yapıldığını haber veriyordu.

29 Ağustos Salı günkü Anadolu gazeteleri coşmuştu. Hâkimiyeti Milliye "Ey Türk yürü! Yürü ki senin bu yürüyüşün tarihte yeni bir devir açıyor. Şark âlemine saadet ve hürriyet temin ediyor. Yürü ki bütün islamiyet gülsün. Yürü ki bütün Şark mesut olsun!" diye yazdı. Öğüt "Nur, zulmete galebe çalıyor" başlığını attı. Bugün istanbul basını da Yunan tebliğlerinden Türk saldırısının iki gün önce başladığını öğrendi ve yazdı.

30 Ağustos 1922 Çarşamba günkü Hâkimiyeti Milliye'de Ruşen Eşref'in yazısının başlığı "Vatan Gülüyor" idi. istanbul basını savaşın gidişini hâlâ Yunan tebliğlerinden çıkarmaya çalışıyor, Tevhidiefkâr gazetesi, Anadolu'nun derin bir sessizliğe gömülmesini onun sinirlerine tamamiyle hâkim olmasına yoruyor, "Okuyucularımıza pek yakında en sevindirici haberleri vereceğiz" diyordu. istanbul'un Kuvayı Milliye'ye düşman tek gazetesi olarak kalan Peyamı Sabah'ta Ali Kemal, "Hadisatın cerayan tarzı gösteriyor ki Anadolu'da harp ve ateş yeniden tutuştu" dedikten sonra "Bu milletin varlığı ile böyle oynamak en büyük siyasetsizliktir. Maazallah yenemezsek düşman isteklerini artırır" diye ekliyordu. Vakit gazetesinin birinci sayfası tamamen savaş haberlerine ayrılmıştı. Karagöz mizah dergisinde Hacıenesti, elinde kırbaçla kendisini kovalayan Mustafa Kemal'e şöyle diyor: "Vay kafam vay! Ne oluyoruz a canım? Konferansa giderken böyle şaka olur mu yahu?" Anadolu'nun resmî tebliğlerinin ilki o gün istanbul basınına ulaştı. Bakalım ertesi gün, yani 31 Ağustos 1922 Perşembe günkü gazeteler hangi manşetlerle çıkmış:

TARiHÇiLER ÜÇ BÜYÜK OLAYI YAZACAKLARDIR

Tevhidiefkâr (Boydan boya manşet): "Yunanlılar Eskişehir'i tahliye ettiler. Düşmanın, cephesinin kilidi olan Afyonkarahisarı'nın zaptı üzerine bütün cepheleri sarsıldı. Dumlupınar da ordumuz tafından işgal edilmiştir. Düşman Afyonkarahisar meydan muharebesinde yedi bin zayiat verdi. Ordumuz bütün cephe üzerinden taarruza geçerek düşmanı takibe başlamıştır." -"Kocaeli Grubumuz Bilecik'i zapt etti." -"Askeri mütalaa: Afyonkarahisarı zaferi çok mühimdir."

ileri: "Mazlum milletlerimizi ve bilumum Müslümanlarla haksever insanları büyük müjdelere şadan eyleyen resmî tebliğimiz dün geldi. Ordumuz düşmanın kuvayı külliyesini evvela 60 kilometrelik bir cephe üzerinde bozdu. Yunanlıların zayiatı azim. Esirler ve ganimet pek boldur."

Vakit: (Süslü çerçeve içinde): "Yunanlılar şimendifer hattı boyunca ricat etmektedirler. Son haberlere göre Eskişehir de kahraman ondumuz tafından işgal edilmiştir." -"Askerî mütalaa: Afyonkarahisar muzafferiyeti." -"Atina'da galeyan başgösterdi."

ikdam: (Başlıklar daha da büyümüş olarak): "Resmî tebliğimize nazaran Afyonkarahisar kurtarıldıktan sonra merkez ve sağ cenahta harekâtımız muvaffakiyetle inkişaf etmektedir. Esirler ve ganimet çoktur." Gazetenin köşe yazarı Yakup Kadri, yazısında 9 ay önce "izmir'de görüşeceğiz"diyen ismet Paşa'ya sesleniyor: "Vuslat saatini bekleyen bir sevdalı gibiyiz. Söyleyin vuslat ne zaman?"

Hâkimiyeti Milliye zafer haberlerini birkaç başlık altında verdi. Bunlardan biri "Afyon halkı şükran secdesinde" idi. "islam'ın ihyası" başlıklı başyazıda ise şöyle deniyordu: "Bundan sonra tarihçiler üç büyük olayı yanyana anacaklar: Uhud Savaşı, Peygamberimizin ölümü, Anadolu'daki bugünkü harp."

Yenigün gazetesi de diğerleri gibi Anadolu'da zafer şenliklerini anlatıyor, Nebizade Hamdi "Misakı Milli'den fazlasını istemeliyiz" diye yazıyordu.

Peyamı Sabah gazetesi, 27 ve 28 Ağustos tarihli resmi tebliğleri heyecansız başlıklarla verdi. "Afyon batısında büyük bir muharebe başladı" diye yazdı. Gazetenin başyazarı Ali Kemal, müşkül bir durumdaydı. Şöyle yazdı: "Kuvayı Milliye, Afyon'dan sonra Eskişehir, Kütahya, Bursa vesaireyi kurtarsa da silahla zafere ulaşılamayacağı görüşümüzü değiştirmeyiz. Avrupa'nın nâzım ve hâkimi devletlere karşı Ahadolu'da Türk hâkimiyetini devam ettirmek eski zamanlarda olduğu gibi kılıçla, kuvvetle mi olur?"

O gün istanbul basınında Ali Kemal'le eğlenen yazılar da vardı. ileri gazetesi "Ali Peyami Efendi, evvelce ne diyordu, şimdi ne diyor?" diye yazdı.Aydede mizah dergisi zafer temin edilince Ali Kemal'in alacağı tavrı karikatürle ifade etti. Mustafa Kemal Paşa, bir duvarın üstünde gururla yükselmiş. Yerden Ali Kemal Şair Nedim'in bir dizesiyle ona yalvarıyor: "Mesti nazım, kim büyüttü böyle bi perva seni?" Güleryüz mizah dergisinde de Ali Kemal'le şöyle dalga geçildi: Ali Kemal, Kral Kostantin'e yalvarıyor: "Haşmetmeap, hasretinle günden güne sararıp soldum. Bizi sakın yalnız bırakma, perişan oldum, beni bu diyardan kurtar."

Zeki Sarıhan

Odatv.com
zaman gazatesi şanlı yunan ordusu geri çekiliyor çok üzgünüz. evet.
güncel Önemli Başlıklar