bugün

soğuk bir kış gecesinde, rüzgar pencereleri döverken izlemiştim bu filmi. 22 yaşındaydım ve işsizdim. (bkz: wow) oynayıp zamanı katlediyordum. bir yandan da açıköğretimden okulu dört yıllığa tamamlamak emelindeydim. 3 idiots filmini merak ediyordum ve sözlükte de hep övülüyordu. patlamış mısırı tencereye koyup, ekranın karşısındaki yerimi aldım. filmi izleyenler insanların hayallerinin peşinden koşması gerektiği ve hayatın bir yarış olmadığı mesajını bilirler. ben de bu mesajla bayağı bir gaza gelmiştim doğrusu. içimden kitapların sayfasını dahi açmak gelmiyordu artık. evet dedim hayallerimin peşinden koşmalıyım. sürüyü takip etmemeliyim. inandığım yolda, sevdiğim işi yapmalıyım. film bittiğinde okulu bırakmıştım. o hafta sınavlara girmedim. bu annemin dikkatini çekti tabisi de. ne de olsa annedir, beni anlar diyerek gerçeği söyledim. üstüme yürüyünce kendime "all is well" dedim. işe yaramadı. "neymiş lan hayalin," dedi. ve o an acı gerçeği fark ettim. bir hayalim yoktu. mal gibi okuldan da olduk.

bu arada patlamış mısırı soranınız yok. o arada onları da yakmışım. hayat çok zor, çok!

vesselam...
idiotluktur.
öyle bir okul varsa alın beni koyun oraya.
(bkz: tutmayın küçük enişteyi)