bugün

darbenin ne olduğunu net şekilde ortaya koyamamanın verdiği anlam kargaşası.
28 şubat bir muhtıradır bu muhtırada da hükümet istifaya davet edilmemiştir, darbe değildir. darbe demek; iktidarı ele geçirmektir. ordu iktidarı ele geçirmiş midir? hayır. bu bir darbe olsaydı 28 subat'ın ertesi sabahına kalmaz hükümet feshedilirdi. ama öyle olmadı. hükümet 3,5 ay daha görevde kaldı ve 18 haziran 1997 tarihinde necmettin erbakan kendi isteğiyle dönemin cumhurbaşkanı süleyman demirel'e istifasını sunmuştur. madem ki; halk necmettin erbakan'ı bu kadar destekliyordu da 29 mart 1998'deki seçimlerde neden iktidar olamadı? erbakan istifa edeli daha 9 ay olmuştu madem halk demokrasinin yaralandığını düşünüyordu, neden tokat gibi cevap vermedi. türkiye'de en son darbe 12 eylül 1980 tarihinde olmuştur. 28 şubat'ı darbe olarak nitelemek; darbe nedir, ne gibi sonuçlar doğurur, bilmemekten ileri gelir. 28 subat bir mesajdır, bir muhtıradır. hükümete bir istifa cagrısı değildir. 28 subat döneminde bu ülkede neler olup bittiğini görmek istiyorsanız ihlas holding'in, kombassan'ın, endüstri holding'in anlaşılamayan büyümelerini ve halkı kandırmalarından görebilirsiniz. bu ülke savaş uçağı üretimini durdurdu necemettin erbakan döneminde. şeyhler, sarıklılar etrafta bolca dolaşıyordu, ülkede ne kadar şeyh varsa başbakanlık konutuna davet ediliyordu, türban kamusal alanda nirvana yapmıştı...

1960 ihtilali oldu bu ülkede ve türkiye cumhuriyeti tarihinin en demokratik ve özgürlükçü anayasası hazırlandı. ama bu anayasa, halka 3 beden büyük gelmiştir veya getirilmiştir. biz özgür yaşamayı bilmiyoruz. ayrıca tarihte 1960 ve 1980 darbelerinin dışında darbe yoktur. light darbe söylemleri 28 şubat için değil, 1971 muhtırası için söylenebilir 1971 yarı darbedir. 1971 mutırası ile 28 şubat arasındaki farkları kavrayabildiğimiz ölçüde yorum yapabiliriz. 1971 askeri muhtırasında hükümet istifaya davet edilmiştir.

türkiye'deki darbelerin de, diğer ülkelerdeki darbelerle aralarında farklar vardır. hiçbir zaman asker yönetimde kalmamıştır. yani bir cunta yönetimi benimsenmemiştir. en kısa zamanda seçimler yapılmıştır. bir ispanya, bir yunanistan gibi cunta rejimi ile yönetilmemiştir. darbe dönemlerinde çok insanın canı yanmıştır suçlu veya masum bunu kesinlikle savunmamakla (canı yanan insanlar için elbette ki üzülüyoruz) beraber bu ülkede darbeler ve muhtıralar olmasaydı, bu ülke daha demokratik, daha ileri atılım yapmış olmazdı. ispanya 1937'den, 1976'ya kadar 39 yıl askeri cunta ile yönetilmiştir, şimdi soruyorum, ispanya şu anda çok mu geride? bu darbe ve cunta yönetimi ispanya'ya çok şey kaybettirmiştir ancak bu gelişim önündeki engel değildir. siz halk olarak inanırsanız başarırsınız. darbenin üstünden 27 yıl geçmiş hala, "12 eylül bu günlerin sorumlusudur" diye söylem kullanılıyor... bu sadece kolaya kaçmak ve beceriksizliğe kılıf aramaktır. bir halk 27 senede ayağa kalkamıyorsa ve 27 sene önceki bir olayın ardına sığınıyorsa o halk şu an yaşadıklarını hak ediyor demektir.

darbelerin birincil sebebi de siyasilerdir. ordu zaman kollayıp her 20 senede bir darbe düşüncesi taşımaz. 1980 darbesi demirel hükümetinin inatlaşmaya girerek ülkeyi zor durumda bırakma pahasına siyasi olayların ve anarşinin önüne geçmemesindendir. çünkü demirel'in amacı anayasa'yı değiştirmekti fakat buna meclisteki sandalye sayısı yetmiyordu. yani mesaj veriyordu "anayasayı değiştirirsek olaylar biter olayların bitmemesinin sebebi anayasa". eğer 28 şubat darbeyse 1960 ve 1980 ihtilalei ile 1971 muhtırası nedir? o zaman bunların tanımlarını değiştirelim çünkü 28 şubat darbeyse bunlar başka bir şey.
bu tarihte hükümet'e yapılan uyarıyı darbe olarak niteleyen kişilerin, 1960 ve 1980 ihtilalleri ile 1971 muhtırasını yeniden tanımlamalarını gerektiren miladi nitelik taşıyan tarihtir.

bu darbeyse 1960, 1971, 1980 neydi? bu tarihte madem ki demokrasiye darbe vuruldu, 29 mart 1998'deki seçimlerde neden iktidar olamadı? madem demokrasiye tokat atılmıştı, tokat atanlara halk neden tokat atmadı? bu ülkede bir kez daha darbe olmaz! komünizmden korkanların duyduğu korku gibi, darbeden korkanların duyduğu korku da yersizdir. bu tarihte ne hükümet feshedilmiş, ne meclis feshedilmiş ne de hükümete bir istifa çağrısında bulunulmuştur. hükümet bu tarihten 3,5 ay sonra 18 haziran 1997'de kendi isteğiyle istifa etmiştir. sonuc olarak bu tarihte cıkan mgk kararlarını darbe olarak niteliyorsak, sozlukculer olarak 1960, 1971 ve 1980 tarihlerini de yeniden tanımlayalım.
(#747806)
necmettin erbakan ve antilaik sistem savunucularının salya sümük ağladığı, türkiye islam cumhuriyeti'nin birilerine kapak olduğu gün.

ancak korkarım ki, ne yazık ki; gidişat bir benzerinin de yaklaşmakta olduğunu gösteriyor.
ardında 40 milyar dolarlık vurgun bırakan hareket.

vural savaş gibi biri bugün emekli maaşıyla geçinmeye çalışıyor. harekette yer almış paşaların birçoğuysa, devasa holdinglerde danışmanlık yapıyorlar. vaziyet o ki, vural savaş dışında bu hareketin "ideolojik" tabanlı bir şey olduğuna inanan yokmuş.

40 milyar doların ne zaman araklandığına bakacak olursak;
sibel can, zekeriya beyaz, mehmet ali erbil, orhan pamuk... gibi isimlerin "yükselişleri", zenginin daha zengin, fakirin daha fakir olmaya başlaması bu dönemden sonraya tekabül eder. biz bir taraftan bu simalara konsantre olup, diğer taraftan "irtica" kabuslarıyla uykusuz kalırken; bu ortamı tesis edenlerin yaptığı vurgunun* insanlık tarihinin en büyük soygunlarından biri olduğunu görebilmemiz imkansızdı. magazin "aleminin", dizi furyasının, "islam'ı çağa uydurmak" aldatmacasının kulağımıza fısıldanmasıyla hemen uykuya daldık.

"yoksasizhala28şubat'ınideolojikbirhareketolduğunudüşünenlerdenmisiniz?"
kulturlu ve az cok kendını yetıstırmıs bır ınsanın ; ıcerıgı ıcın yapıldıgına ınanmadıgı darbe (bkz: devlet elden gıdıyormus hadı canım sende)
başbakanlık konutunda tarikat şeyhlerine yemek veren başbakana askerin verdiği ayarın tarihidir. dar ağacında olmadıkları için allah şükretmeliler. zira her darbenin ardından dar ağacına giden birileri olmuştur. bu darbede ne dar ağacı vardı nede kan ...
kimsenin bu ülkenin rejimine halel getiremiyeceğini anlaşılması açısından iyi olmuştur.

not: dinci kardeşlerim eksi oylarınızı bekliyorum.
birilerinin "cambaza bak" aldatmacaları eşliğinde başka birilerinin malı götürdüğü ve türkiye'nin gördüğü en büyük ekonomik krize yol açan darbedir. bazı arkadaşların zannettiği gibi, meclisin feshedilmemesi, hükümetin düşürülmemesi vs. gibi sonuçlarına bakarak darbe diyemeyeceğimiz iddiası tamamen geçersizdir, sonuçta 'devletlu'lar istediğini yapmış, istemediğini indirmiş, istediğini çıkarmıştır. ha, bunda sivillerin payı yok mudur; elbette asli maddi faillerden birisi de o günün sözde sivilleri, stk'ları, üniversitesi ve hele de medyasıdır. yukarıdaki entrylerden bazılarında darağacı ile tehdit eden arkadaşlara da şu beyti armağan ediyorum ki, azıcık insaf ve vicdanları varsa çifte standartlarından vazgeçsinler:

od ile bizi korkutma vaiz,
çün canımız yanmaya mutad eyledi.

ayrıca bkz:
http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=222799
http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=222785
http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=222966
beni katsayı azizliğine ugratıp da magdur eden darbe.
amacına ulaşmıştır devletten soğutmuştur netekim.
aydın doğan; "refah-yol hükümeti 6 ay daha devam etseydi iflas etmiştim." *
erbakan ve saz arkadaslari gibi hicbir tarafa yaramayan tipleri ortadan temizledigi icin iyi olmustur. fakat bu temizlik sirasinda, evinizi asker basip ta (evet evet, asker basmasi!) evde bulunan kuran yuzunden ahaliyi gozaltina aliyorsa, bunun altinda baska seyler de aranir.
darbe değildir. sadece demokrasiye balans ayarı çekilmiştir. mesaj iletilmek istenen yere çok güzel ulaşmıştır. bunca kıyametin kopmasının sebebi budur.
demokrasinin d'sini anmayanların birden demokrasi demokrasi diye çığırmalarına neden olmuştur.
bunlar nerede yaşıyorlardır merak etmekteyim, ülkemizdeki *demokrasi ne derece yerine oturmuştur bilgilenmeleri gerektiğini düşünmekteyim.
hemen herşeyi özetleyen bir yazı için;

--spoiler--
http://www.zaman.com.tr/w...r/haber.do?haberno=506570
--spoiler--

bakın neler sakıncalıymış, yazının girişinden bir bölüm;

--spoiler--
28 Şubat'ın zirve yaptığı günlerde, Genelkurmay ikinci Başkanı hâlâ hizaya girmeyen köşe yazarlarından şikâyetini, ünlü gazete patronuna iletmiştir. Gazete patronu, biraz da çalışanlarını koruma kaygısıyla olsa gerek yazarlarla 28 Şubat'ta adı çok sık duyulan bu generali bir toplantıda yan yana getirir.



Taha Akyol, şu soruyu sorar: "Niye Türk toplumunun geleneklerine bu kadar karşı çıkıyorsunuz? Bunun için Türkiye'de çok değerli sosyologlar var. Niye onlara danışmıyorsunuz?" Cevap, 28 Şubat'ın düşünce dünyasını özetlemektedir: "Eğer sosyologlara danışırsak bu konudaki kararlılığımız dağılır." Aynı generalin imzasını taşıyan "Batı Harekât Konsepti" başlıklı metinde, aslında gazeteci Akyol'un sorduğu sorunun cevabı bulunmaktadır. Belgenin "irticaî faaliyetlerin yakın gelecekteki durumuna dair değerlendirme" ana başlığının altında, ilk iki sırada yer alan "Gelir dağılımı dengesizliğinden kaynaklanan tehdit", "işsizlikten kaynaklanan tehdit" alt başlıklarından sonra üçüncü sıradaki başlık aynen şöyledir: "Türk milletinin dinine, örf ve âdetlerine bağlılığından kaynaklanan tehdit."
--spoiler--

tekrar edeyim :

"Türk milletinin dinine, örf ve âdetlerine bağlılığından kaynaklanan tehdit."

aczimendiler, fadime şahinler filan bir gecede bitti, vay be, helal olsun, keşke bizi asker yönetse madem bütün sorunlar bir gecede bitiyor, ne, yoksa onlar kurgu muydu, yok canım, gazeteler hep yazdı, ne, andıç mı, servis haber mi, yok canım, herşey güllük gülistanlık. demokrasi de bir yere kadar ama, adamlar az daha cumhuriyeti yıkıyordu, orada demokrasi çiğnenecek tabi, ne demek nasıl yıkıyorlardı, gazeteler yazdı, herkes söyledi, nasıl, ne yani yarın aynı bahaneyle başkaları da tam tersini yapabilir mi, kolay mı canım, demokrasi var..

ikiyüzlü yüzsüzler, vatan hainleri, hortumcular, din düşmanları, doğum gününüz kutlu olsun..

--spoiler--
http://www.zaman.com.tr/w...tr/yazar.do?yazino=506566
--spoiler--
(bkz: 28 şubat kararları)
kaddafi önünde eğilen bir başbakan, iran mollalarına laik demokrasiyi şikayet eden siyasetçiler, cübbeli sarıklı tiplere başbakanlık konutunda verilen yemeklerle yaratılmış balans ayarıdır 28 şubat.
(bkz: 28 subat 1997 darbesi/@paleface)
1950 öncesinin köy basıp kuran okutan hocaları dipçiklettiren zihniyetinin günümüzdeki tezahürüdür. türkiye için çok şaşılacak birşey değildir 28 şubat ve darbeler, şaşılacak şey türkiye'nin hala takıyye yapması, din özgürlüğüne sahip bir devlet imajı çizmesidir.
tartısılmakla herhangi bir sonuca cıkılmayacagı, dunyanın diger ülkeleri gibi ülkem türkiye de yasanmıs,yasandıgıyla kalmıs artık tartısılıcak yeri kalmamıs; dünya günlerinden herhangi biri.
iç yüzünün zamanla ortaya çıktığı darbe. bir görüşe göre birilerinin 35 milyar doları iç etmek için yaptıkları şey.
http://www.samanyoluhaber.com/haber-104247.html
2009 yılındaki yıldönümde yalnızca vakit, zaman ve taraf'ın adam akıllı manşetten ya da sürmanşetten hatırlattığı darbedir. e tabi süreci hazırlayan vatan hainlerinin gazetelerinde bu haberleri görmek biraz garip olurdu. demokrasi yanlısı hepsi bakma sen darbeyi siklemiyorlar pek abisi.
http://www.youtube.com/watch?v=5IO1SyIS7fA *
(bkz: 28 subat)
1997 den 21 şubat 2001 krizine kadar olan süreçte çok etkili idi. bu sayede bankaların kasalarındaki ve halkın cüzdanlarındaki ağırlıklar boşaltırılarak hafifleştirilmiştir. irtica nedeniyle yapıldı denilsede olmasının tek nedeni erbakanının faizci rantiyenin gelir musluklarının kapatması ve hızla oy popülitesinin artmasıdır.
türkiye'nin 27 mayıs, 12 mart ve 12 eylül ile birlikte yüz karası olan bir darbe. o süreçte darbe medyasının yarattıkları fadime şahin, ali kalkancı, müslüm gündüz vs. gibi kişilerle koparılan fırtınayla birlikte seçimle iş başına gelmiş olan kişiler görevlerini terk etmek zorunda kaldılar. burada tartışılması gereken, demokrasinin türkiye için ne ifade ettiği ya da "egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir" ilkesinin bir ütopya olup olmadığıdır.
demokrasiyi korumak adına anti demokratik müdahaleleri elzem gören insanların olması başlı başına bir meseledir.tabi şeriat denince recm ayak suyu içmek sakallıları anlamkta başka bir mesele bakın bu topraklarda 1071den beri cuma namzı kılınır ezan okunur yapılan recm sayısı sizin övdüğün darbelerde asılan haybiye ölen adam sayısı kadar bile yoktur ama nedense darbe şakşakcılığında hep ön safada gidilir bu ülkenin %90 müslümandir denirde kutlu doğum haftası kutlanınca iritcai faliyetler arttı denir yav kendi hayat tarzınızı garantiye almak için başkasının kine tü kaka demeyi bırakın mollalar irana koministler ozaman rusyaya liberaller amerikaya laikler fransaya bu memlekette kim kalcak a.q beraber yaşamayı öğreneceğiz savaş cıksa ulan bunlar dinci ben bunlarla aynı cephede kalmam yok bunlar kominist işim olmaz mı diyeceksiniz akıllı olun bu topraklar kavga dövüşle alındı ama birbirimizle değil birlikte
güncel Önemli Başlıklar