bugün

kendini bulmadan başkasını bulmak, abesle iştigaldir.
(bkz: allah tan ümit kesilmez)
acı gerçektir ancak kişi bu yaşlarda yirmili yaşların başına göre çok daha mantıklı ve sağlıklı kararlar verebileceği için eğer doğru kişiyi bulursa şanslı olarak gördüğüm kişidir.
Bana da 25'ten sonra gibi geliyor.

Hem kişinin kendi hem karşı taraf büyük ölçüde olgunlaşmıştır.

Bu olgunlukla insanlar ne aradığını bilir, savrulmaz. Fedakarlık mı, emek mi, saygı mı her ne ise.

Çevredekiler genellikle ilgi alanları, uğraşları kişiyle aynı olan insanlardır artık.

Taraflar ayaklarının üzerinde durabilmektedir az çok. Yokluktan varlığa geçen insanlar değişebilirken artık pek bir değişim olmayacaktır.

Tabi bunlar çalışmakta olan yakın yaşlardaki bireyler için geçerli bir durum.
Siz siz olun 25ten önce ciddi bakmayın. seneler sonra kendinize gülersiniz.
25 yaşından önce meseleye önem vermemekle alakalı .
doğru olduğunu sandığımız yanlış kişiler, bizi o kadar çok yordu ki artık doğru kişiyi aramaktan sıkıldık... asıl sorununumuz bu.
Katıldığım önerme. Sanki 25 yaşından sonra her şey daha zor olacakmış gibi.
18-25 yaş arası insan aklıyla değil başka yerleriyle sever, karpuz seçer gibi insan seçer. asıl 25 yaşından sonra mantıklı düşünmeye, ne istediğinizi gerçekten anlamaya başlarsınız.

o yüzden 25 yaşından sonra kurduğunuz ilişkiler daha sağlam temeller üzerine kurulur.

tabi bu söylediğim ergen irisi, gelişmemiş hıyarlar için geçerli değil. gelişimini sağlıklı bir şekilde sürdüren, normal insanlar için geçerli.
Zor falan olmayandır. Asıl 25 öncesi doğruyu buldum demek insanın kendini kandırmasıdır. Evet.
25 yaş acele etme...
hayat yeni başlıyor...
evlenip karartma.
25'inden sonra daha akıllı davrandığımızın bir diğer kanıtıdır.

30'dan sonra sıçtık.
Öncesinin de sonrasının da farkı yoktur. Şanslıysanız mutlu olursunuz.
aslında tam tersi bir durumun baş göstermesi olayıdır. ki hatta 25 yaş baremi koymak bile erken diyebilirim doğru kişi için. bunu deyince, bugünümüzün yarınımızın garantisi olacağını ne biliyorsun dediğinizi duyar gibiyim. evet bugün yarın değil, dakikalarımızın garantisi dahi yok. fakat doğru kişiyi bulma meselesi için kendinize sınırlar koymak anlamsız geliyor bana. doğru kişi ama yanlış zaman olayını hayatın akışı getirir size, siz elinizden geleni yapsanız da. yani inancınız ne yönde bilemem ama hani bir söz var ya, kul plan yaparken kader gülermiş diye. biraz da onun gibi. biraz akışında aksın. akıyor zaten de biz bırakmıyoruz. bırakalım, rahatlayalım bir görelim.
25 yaş itibariyle beynin frontal lobu (ön kısmı) biyolojik gelişimini tamamlar. bununla alakası olabilir.
28 yaşında evlilik fikrini ebediyete kadar terkettiğim anda eşimle tanıştım. Gördüğüm anda "ben bu kızla evleneceğim" dedim.

30 yaşında evlendim. 3 yaşında kızım var.

Özetle hiçbir konuda peşin hükümlü olmayın. Allah ne verirse hayırlısını versin.
işin çok fazla paraya/güzelliğe/menfaate dayanması sebebiyledir.
Şunu öğrendim ki 20 yaşında bir kız ile hiç bir şey yapılmaz. Beyni hâlâ jöle kıvamında. Erkekler de böyledir. Ama bana göre 25 den önce oturup kalkmasını bilen kız hakiki olmuş kişidir. Yoksa ergenlik dönemine devam eder.
aklınıza gelmiyor mu hiç belki yalnız öleceğiniz düşüncesi, neden bir insanı sürekli hayatınıza sokmaya çalışıyor, tanımadığınız birinden ilgi ve sevgi bekliyorsunuz anlamıyorum.
Doğru kişi yoktur; katlanan insan vardır
Bizimkiler doğru kişiyi aramakla ömür tüketsinler. Suriler ise 1 yorgan iki yastığa 18 yaş civarı derhal baş göz olup 3-5 çocuk yapıp sürüyle üresinler.

(bkz: doğru insan)
(bkz: beyaz atlı prens)
(bkz: kırmızı başlıklı premses)
(bkz: aramaya inanmak)