bugün

80'li yıllarda çocuk olanların anlayabileceği, sabırları zorlayan hatta sabretmenin öğrenebildiği nadir zamanlardı! 90'ların başına kadar 24'lük filmler revaçtaydı. Tatillere gidildiğinde maksimum 24 fotoğraf çekebilirdiniz. Birkaç tane 24'lük film satın alanlar zengin kesimlerdi.

Her bir kare çok kıymetli olduğundan, özenerek çekilirdi fotoğraflar. Nasıl çıktığınızı görmek için tatil dönüşü beklenirdi. Fotoğrafçıya teslim edilir ve birkaç gün sonra teslim alınabilirdi. Bastıracağınız boyutlar da hep maliyetti! 9x13cm en sık tercih edilen boyuttu. Biraz paranız varsa 10x15 ya da daha üstü olanları seçebilirdiniz.

90'larda 36 pozluk filmlerin çıkması ve fiyatların da makul seviyelere inmesiyle, eskiye nazaran daha fazla çekim yapılmaya başlandı. Baskı süreleri de kısaldığından daha hızlı teslim alınabiliyordu. Fakat fotoğraflarda hep sürprizler olurdu. içlerinden en az 3-4 tanesi bulanık ya da yanık olurdu. Hele o son fotoğraflar çok daha kıymetliydi. 36'dan sonra birkaç bonus çıkacak mı diye meraklanılırdı. Dijitale geçince sabırlar da tükendi.