bugün

senaryo şöyle:

biz habire açılım yapıp oramızı buramızı teşhir etmeye bir süre devam ediyoruz. bu açılımlar milli değerlere bağlı kişileri iktidara getiriyor. milli değerlere bağlı iktidar sermayenin hoşuna gitmediğinden ağır bir ekonomik krize giriyoruz. ağırlaşan ekonomik şartlar insanları daha da marjinalleştiriyor. marjinaliteden beslenen milliyetçiler de daha da çok marjinalleşerek ırkçılığa doğru yol almaya başlıyor. bir nevi fasit daire.

cumhuriyetin yüzüncü yılını siyah vatandaşları yakarak kutluyoruz. bütün bu koşullar altında da 2050 türkiyesi daha geniş sınırlarda daha az nüfuslu bir hale geliyor. insanları mutlu mu bilinmez ama ellerinin kanlı olduğu kesin. allah muhafaza.

düdüt: keşke yılmaz özdil gibi yazsaydım.

2009 açılıyoruz.
2010
2011
2012
2013
2014
2015
2016
2017
2018
2019
2020
2021
2022
2023 Cumhuriyetin yüzüncü yılı.
2024...
2050 ?
Bu bana nasıl bir Türkiye istiyoruz sorusunu hatırlattı.
Daha toplumsal daha sosyal bir ülke istiyorum.Ve Türkiye dinamikleriyle 2050 ye kadar bu toplumsal düzeni kuracaktır.
(bkz: inşallah görebiliriz)
(bkz: çöl)
Daha iyi, daha refah ve 2010'a göre geleceğe çok daha umutlu bakması umut edilen türkiye'dir.
bu gidişle ya bir kısmı haritadan silinmiş ya da türklerin azınlık muamelesi gördüğü demokrasi şehidi olabilir kolaylıkla.
nasıl olur bilmiyorum hatta, tahmin bile edemiyorum ama, daha demokratik, daha sosyal, hukuka riayetin fazla olduğu, daha laik, bir türkiye olsun inşallah.ve tabi ki askeri gücü unutmamak gerek.güçlü ordu, güçlü türkiye diliyorum.bir de meclisinde tekmeler tokatlar konuşmassa güzel olur *
hiç değişmeyecek yenilenmeyecek bazı olaylar da var tabi

mesela; hala ev abisi akşam yemeği sonrası yapılan sohbette 8. sınıfa giden şakirtlere, rus kadının efsane abiye yaptığı ahlaksız ilişki teklifini ve abinin tuvalete girip yüzüne bok sürerek kurtulduğunu anlatmaktadır.
her iyi ortanın gol olacağı bir türkiye olur heralde.
recep tayyip erdoğansız bir türkiye olacaktır...
devletin üretim araçlarını sermayederlere vereceğinden devletin etkinliği azalacağı için pişman olup ülkenin sattıklarını geri alma mücadelesi olacağından bilime tekniğe fazla meblağ ayrılmayıp devletleştirme idaresine paraların aktığı bir ülke olacaktır türkiye...

hiçbir yere çıkmayan bol duble yollu olup ayrıca işsizlik, kuraklık, kıtlık baş sorunlar olacak, geçmişe bol bol lanet okunacaktır...
yaklaşık olarak 16. kalkınma planı oldu ama hala kalkınmaya uğraşıyoruz diyen muhaliflere rastlarsanız şaşırmayınız efendim.
açıla açıla göt davul oldu mübarek böyle giderse 2050de de aynı zihniyette Türkiye olur dedirten önerme
2010 ile arasındaki fark sadece ülkeyi yiyip bitiren kişilerin farklı bir tebadan olacaklarıdır.
aynı tas aynı hamam. he belki bir kaç otoban yapılır .
bir kere arabalar hala uçamıyor..onun adını bir koyalım.
yüz milyon cami olur yüz tane üniversite
ajda pekkan hala sahnelerde salınmaktadır.
demirel ve erbakan çekişmesine sahne olan genel seçimleri içinde barındırma ihtimali vardır.
Fenerbahçenin türkiye kupası hasretinin 78. yıldönümüdür. bir fenerbahçeli olmama rağmen hiçbir umudum yoktur.
(bkz: öğrenilmiş çaresizlik)
(bkz: 31 çeken aylara sansür uygulamak)
(bkz: kim öle kim kala)
çok kalabalık olcak. bok gibi.