bugün

2010' da türkiye' de yapılacak dünya basketbol şampiyonası için seçilen 4 şehirden antalya' nın yerine taahütlerin yerine getirilmemesi sebebiyle kayseri' nin organizasyon takvimine dahil edilmesidir.
şimdi antalya' nın beceriksizliği, siyasi tercihler sebebiyle gerçekleşen yatırım problemleri gibi konulara değinmek yerine (samanyoluhaber' de bu olayın ne kadar büyük bir zafer olarak yorumlandığına şahit oldum, üzüntü verici) kayseri' nin bu organizasyonu kaldırıp kaldıramayacağını tartışmak gerektiğini düşünüyorum.
kayserililer şehirlerini severler, anadolu insanının karakteri gereği şehirlerinin kollar ve gelebilecek bir eleştiriyi kendilerine gelmiş sayarlar; haklı da olaiblirler ancak gerçekleri de söylemek lazım.
birincisi kayseri altyapısı ile harika bir şehir, yolları, yerleşim düzeni bildiğimiz anadolu şehirlerine benzemiyor; çok düzenli. nüfusuna ve dolayısı ile trafiğine oranla çok geniş yolları var, bu kış gittiğimde henüz faaliyete geçmemiş raylı sistemleri vardı, sanırım artık çalışıyordur. yani bu konuda bir sıkıntı yaşayacağını düşünmüyorum kayseri' nin.
diğer önemli nokta kayseri' nin yeterli yatak kapasitesine sahip olup olmadığı. şehrin tam göbeğinde hilton var, kayseri' nin yabancısı olarak belirteyim ki başka bir büyük otel göremedim ancak basketbol federasyonu başkanı birçok 5 yıldızlı otelin olduğundan bahsetti, elbette ki doğrudur. burada da bir sıkıntı yok yani.
ancak, buraya kadar söylediklerim zaten organizasyonun yapıldığı bir şehirde olması gerekenler, buna ekelyeceğimiz salon ve antrenman sahaları da dahil. yani dünya' nın en önemli organizasyonlarından birini yapacaksanız bunlar zaten olmalı. basketbolun en üst turnuvasından bahsediyoruz.
bir organizasyonu güzel yapan, unutulmaz yapan nedir? orada yaratılan ortam, renkli görüntüler değil midir? kayseri bunu ne kadar yapabilir? daha yeni yapılan stadyumunu ve üstelik türkiye' de en çok izlenilen spor futbol iken dahi stadyumunu dolduramayan, insanlarının akşam dokuz buçuktan sonra dışarıya çıkmadığı, şehrin merkezinde tek bir barın dahi olmadığı (dünya' nın dört bir yanından insanlar gelecekler buraya; kura gereği almanların bu şehre geldiklerini düşünün bir kere), bırakın barı tek bir tekel bayisinin de olamdığı bu şehirde insanlar ne yapacaklar? dünya' ya bu kadar kapalı bir şehrin insanlarının dünya' nın her yerinden her çeşit insanıyla karşılaşması ve tanışmasının sonucu ne olacak, üstelik dışarıdan gelenlere çok önyargılı iken kayserililer?
göreceğiz elbet, ama düşünüyorum ki var olan insan profili ile kayseri bu yükün altından kalkamaz.
basketbol açısından yerinde bir karardır. kayseri ve çevre illerden gelen birçok kişi tarafından dünya basketbol şampiyonası izlenebilecektir.
basketbolun gada almak kadar basit bir oyun olmadığını anlayamayacak zihniyetlere sosyalleşme olanağı veren durum.
(bkz: lerzan mutlu nun eurovisiona katılması)
antalya'nın yapılacakları yerine getirmemesinin doğal bir sonucudur.
11-12 temmuzda kayseride oynanan voleybol bayanlar avrupa ligi mücadelelerinde iki gün boyunca 7500 kişilik kadir has spor salonunun tamamen dolduğunu gördükten sonra bu şehrin basketbola da ilgi göstereceğini düşünmek yanlış olmaz.
tamam şehirde bar, cafe gibi bazı sosyal eksiklikler var ancak bu eksiklikler kayserili gençler gibi şehre 40km. uzaktaki kapadokya bölgesiyle giderilebilir.
şehrin merkezindeki hilton dışında erciyes dağı bölgesinde de bir çok kaliteli otel bulunmakta.
kayserili hanımların günlerde gündem yapacağı durum.
+istanbuldaki geline söyledin mi gadasını aldığım, bizim burda maç olcak.
-he dedik, daha da kimlere diyek ki.
+ gayseriye gurban ossunlar. de işte bulduğuna.
-antalya daki eski gomşumu aradım aboooooo nassı kötü olmuş.
+ daha durrr osucar (bkz: oscar) törenlerini de burda etcekler.
güncel Önemli Başlıklar