bugün

kepazeliktir. geçmişten de alışık olduğumuz sahneler bunlar ama vekillere de hak vermek lazım... sokaklarda ağız dalaşı, yumruklaşma had safhada iken daha iyi temsil edilemezdi bu millet.

aklıma gemide filminden bir replik gelmekte ama sözlüğü yasal açıdan zor durumda bırakmak, şu anda en son istediğim şey olsa gerek...
rte'nin yüzünün pancar gibi olduğu ve türbanı istismar ederek oy toplamak için birbirleriyle yarış içerisinde olan, türban için mecliste yapılan görüşmelerde birbirlerine destek vererek adeta kanka olan akp'li ve mhp'li parlementerlerin, çalışma ve sosyal güvenlik bakanı ömer dinçer hakkında verilen gensoru görüşmeleri sırasında, konuyla alakası olmayan türbanı tartışma konusu ederek yaptıkları kavgadır.

kavganın nedeni, MHP adına söz alan Osman Durmuş'un, rte'nin eşi Emine Erdoğan'ın 2007 yılında tiyatro sanatçısı Nejat Uygur'u ziyaret etmek istemesi ancak kendisine, başörtüsü nedeniyle GATA'ya alınmayacağının bildirilmesi olayına gönderme yaparak, GATA'daki doktarlara yönelik, "siz peygamber olarak kabul edilen bir Başbakan'ın eşini nasıl içeri almazsınız ? Sizi gidi beyaz yakalılar sizi" sözleridir. bu sözlerden sonra çıkan kavga sonrası meclis başkan vekili chp'li güldal mumcu oturuma 10 dakika ara vermiştir. *

oturuma verilen arada başbakan yardımcısı bülent arınç, oturum başkanı güldal mumcu'nun odasını başmıştır. bunun üzerine mumcu, oturumun yeniden açılışında arınç'ın bu davranışını, yürütmenin yasamaya müdahalesi olarak gördüğünü bir ders niteliğinde açıklayıp, bunu tüm ciddiyetiyle kınamıştır.

not: bu kavganın nedeni, eskiden akp aydın il başkanı olan ve şu anda aydın il meclisi üyesi ismail eser'in 2007'de söylediği sözlerin mhp kırıkkale milletvekili ve eski sağlık bakanı osman durmuş tarafından dile getirilmesidir.
Bir başka konu: Efendim, Sayın Bakan ne yapmış? işverenle anlaşıp tek başına belirlemiş. Bu da bir iftira. Şimdi, uzun uzun hepsine girmeyeceğim. Ama, bu iftiralar sadece gensoruya girmedi. Şimdi, huzurunuzda, burada konuşan bir değerli hatip de çıktı şunu söyledi, bakın, dikkatinize sunmak istiyorum, diyor ki: "Hele beyaz gömlekli doktorlar yok mu? Nejat Uygur'u ziyaret etmek isteyen hanımefendiye 'Gülhane'ye gelmeyin.' demişler. Sizi beyaz gömlekliler sizi! Üç beş kuruşu görünce kendinizi ne sanıyorsunuz? Peygamber olarak -altını çiziyorum, dikkat buyurun- anılan bir Başbakanın eşini nasıl kabul etmezsiniz? Üç beş kuruş paranıza mı güveniyorsunuz? Sizin muayenehanelerinizi kapatsın da bir görün bakalım." Bu sözler kimin biliyor musunuz?

OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) - Benim benim.

BEKiR BOZDAĞ (Devamla) - Biraz önce bu kürsüden Osman Durmuş söyledi.

OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) - Aynen katılıyorum.

AHMET YENi (Samsun) - Ayıp, ayıp!

BEKiR BOZDAĞ (Devamla) - Şimdi bakın (AK PARTi sıralarından "Yuh" sesleri, gürültüler) Bakın, AK PARTi Grubunun, Grup Başkanına, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına ne AK PARTi Grubunun içerisinde ne AK PARTi'ye gönül vermiş insanların içerisinde bugüne kadar "Peygamber" diyen bir densiz çıkmamıştır. (AK PARTi sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) - Aydın il Başkanınızın demeci var.

BEKiR BOZDAĞ (Devamla) - Ama bu kürsüde bunu ifade edenler çıkmıştır. Ben bunu kınıyorum. (AK PARTi, BDP sıralarından alkışlar)

SIRRI SAKIK (Muş) - Kınıyoruz, kınıyoruz.

51
--------------------------------------------------------------------------------

BEKiR BOZDAĞ (Devamla) - Burada, burada kınanması gereken nedir biliyor musunuz? Başı örtülü diye bu ülkenin Başbakanının eşini GATA'ya almayan zihniyeti kınamak lazımken, gelip nereye bağlıyorlar bunu. (AK PARTi sıralarından alkışlar) Ama biz. Ama bakın. (AK PARTi sıralarından "Bravo Başkanım" sesleri, alkışlar)

Değerli arkadaşlar, değerli arkadaşlar, biz bu zihniyete çok alışığız. Çok alışığız. "Erkek, ürkek" deyip Meclisin kapısında Nesrin Ünal'ın başını açtıran anlayışı da biz biliyoruz. (AK PARTi sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Dışarıda öyle, içeride böyle. (AK PARTi sıralarından alkışlar)

Şimdi, burada da bunu söylemek, burada da bunu ifade etmek. Bunu diyen bunu ispat etmezse, ben bu Genel Kurulun huzurunda kendisini müfteri ilan ediyorum, ispata davet ediyorum. (AK PARTi sıralarından "Brovo" sesleri, alkışlar) Bir tane AK Partili, bir tane, bir tane Türkiye'de bunu diyen bir densizin ismini söyleyin. Sizinle beraber yakasına yapışalım.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Aydın il Başkanınız söyledi.

OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) - Şu anda il başkanı.

BEKiR BOZDAĞ (Devamla) - Ayıptır, ayıp.

NECATi ÖZENSOY (Bursa) - Aydın il Başkanı söyledi.

BEKiR BOZDAĞ (Devamla) - Ayıptır. Konuştuğun lafı bilmiyorsun. Bir de bu ülkede Bakanlık yapmışsınız.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Aydın milletvekilinize sorun.

BAŞKAN - Sayın Durmuş, lütfen.

BEKiR BOZDAĞ (Devamla) - Bakın, değerli dostlarım, bu millet sizi de görüyor, bizi de görüyor. Bu değerlere, bu milletin hizmetlerine dün nasıl sahip çıkıldı, bugün nasıl sahip çıkılıyor onu da herkes görüyor, herkes biliyor.

OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) - Hepsinin başı örtülü.

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (istanbul) - Çok ayıp!

BEKiR BOZDAĞ (Devamla) - Peki, bir başka konuya gelmek istiyorum: O da Tekel işçileriyle ilgili bir konu. (AK PARTi ve MHP sıralarından gürültüler)

OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) - Başınızı açtınız, niye açtınız?

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (istanbul) - Kıyafetle uğraşamazsın!

OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) - Dışarıda örtülü, burada açıksınız.

BAŞKAN - Lütfen karşılıklı konuşmayınız.

OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) - Nesrin Hanım'ı konuşamazsınız!

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (istanbul) - Konuşma...

BAŞKAN - Sayın Durmuş!

Sayın Bahçekapılı!

Lütfen yerinize oturunuz, karşılıklı konuşmayınız.

BEKiR BOZDAĞ (Devamla) - Evet, değerli arkadaşlar, Sayın Başkanım...

BAŞKAN - Lütfen Bekir Bozdağ'ı dinleyiniz, sakin olunuz lütfen; konuşmacıyı dinleyesiniz ki istiyorsanız, cevap hakkınız doğuyorsa cevap veresiniz. Lütfen...

Buyurunuz Sayın Bozdağ.

BEKiR BOZDAĞ (Devamla) - Sayın Başkanım, umarım bunları süreme ilave edersiniz.

Bu gensorunun esas amacı ne biliyor musunuz? "Sokaktan bir şey çıkmaz." diyen zihniyetin bugün sokaktan bir şey çıkarma gayretidir, Tekel işçilerini istismardır. (AK PARTi sıralarından alkışlar)

Şimdi, değerli dostlarım, ben bir de bu konuyu araştırdım: Yahu, bu işçilerle ilgili neler olmuş neler bitmiş? Bunlar da iktidara geldi, CHP de iktidara geldi, neler olmuş neler gitmiş? Şimdi, ben baktım. Tekel işçileriyle ilgili, özelleştirme konusunda alınan karar, bakıyorum: 5/2/2001-2001/6, Tekelin özelleştirme program ve kapsamı. imzaya bakıyorum: Başbakan Ecevit. Üyeye bakıyorum: Doktor Devlet Bahçeli, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı ve diğer bakanlar. Kim aldı bunu kapsamına? Bunlar aldı. Peki, daha sonra bakıyorum: Bu kapsamda revizyon kim yaptı? Bir bakıyorum: 2002'de bir başka karar var, altında yine Sayın Bahçeli'nin imzası var.

Peki, diyeceksiniz ki: Değerli Başkanım, bununla gündemimizin ne alakası var? Alakası şu değerli dostlar: Eğer bu millet 3 Kasımda bunları gönderip bizi getirmeseydi akıbet ne olurdu, ona bir bakmak lazım. Ben şimdi, merak ettim: Neler özelleştirilmiş neler? Şöyle bakıyorum: O dönemde hisse satışı yoluyla otuz dokuz tane yer, et kombineleri var içinde, iskenderun Demir Çelik var içinde. Hani diyorlar ya: "Babalar gibi satıyorsunuz." Baktım "Bunlar ne gibi satmışlar?" diye. Tam 39 tane hisse satışı yoluyla özelleştirme var, tam, yine, işletme ve tesislerin varlık satışı yoluyla 11 tane, yine taşınmaz satışı var 28 tane; toplam 78 tane işletme ve yer satılmış.

Şimdi, Cumhuriyet Halk Partisinin de iktidarda olduğu döneme baktım, 91-95 arası. Şimdi, gerçi "SHP" derler ama o zaman da bu arkadaşlarımızın bir kısmı oradaydı. Şimdi "SEK" diye bildiğimiz yerler var ya tam yirmi dokuz tane, hepsi tarım sektörüyle ilgili, yirmi dokuzu özelleştirilmiş. Çimento fabrikaları var ya bütün çimento fabrikalarının büyük bir kısmı bu dönemde özelleştirilmiş. Et-balık kombineleri var ya onların da büyük bir kısmı bu dönemde özelleştirilmiş ve sonuca baktığınızda değerli dostlarım, değerli arkadaşlarım, yaklaşık 10 bin civarında işçi, belki daha

52
--------------------------------------------------------------------------------

fazlası -ben şimdi bir dönemi söyleyeyim- 18 Nisan 1999'la 2002 arasında, resmî rakamlar... Bu özelleştirilen yerlerle ilgili toplam personel sayısı 10.497, 10.497. Bunların 4.301'inin iş akdi feshedilmiş, kapının önüne koymuşlar, 3.643'ü de patronun emrine verilmiş "Siz orada çalışın." diye, 87'si de istifa etmiş. Şimdi, bakın, ne yapılmış? Özelleştirme yapılmış, ihbar verilmiş, kıdem tazminatı verilmiş. icraat ne? Kapının önüne koyma. Peki, daha başka icraat ne? Patronun emrinde çalıştırma. Buna direnen emekli olmuş, istifa etmiş, ayrılmış. Peki, AK PARTi ne yaptı?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen sözlerinizi tamamlayınız, buyurunuz.

BEKiR BOZDAĞ (Devamla) - Bitiriyorum değerli Başkanım.

Şimdi bu işçilerin hakkını savunanlar o gün 4/C'yi istemediler mi bunlar? Neden böyle bir uygulamayı getirmediler? Neden bu insanların emek mücadelesine, hak mücadelesine kulak verip de bunların ekmeğini masanın üzerine koymadılar? Peki, kim bunlara sahip çıktı? Yine eleştirdiğiniz, işçi düşmanı ilan ettiğiniz AK PARTi Hükûmeti, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan sahip çıktı. (AK PARTi sıralarından alkışlar) Sizin kapının önüne koyduklarınıza ekmeği yine biz verdik, aşı yine biz verdik; on ay çalışıyorlardı, on bir aya çıkardık, maaşlarında da iyileştirme yaptık.

Şimdi, şu anda Tekelde kapatma nedeniyle bulunan işçilerin de tamamı 4/C kapsamına alınıyor ve onlara da iş imkânı veriliyor, aş imkânı veriliyor, sosyal güvencesi temin ediliyor, hepsi devletin, hepsi Hükûmetin icraatıyla büyük bir himayenin altına alınıyor ama şimdi ne söyleniyor: "Kapatıldı buralar." 8 bin küsur işçi çalışmıyor, yer kapanmış. Ne yapalım arkadaş? Burada bunlar dursun. Zaten iki yıldır ödeme yapılıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen tamamlayınız.

BEKiR BOZDAĞ (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkanım, son olarak...

Bundan sonra bunların böyle devam ettirilmesi mi doğru "Arkadaş, terini akıt da paranı al." diye devletin ihtiyaç duyduğu kurumlara dağıtıp bütün güvenceleriyle onları iş hayatına kazandırmak mı doğru? Biz doğru olanı yaptık, ne işçiyi istismar ettik ne başkasını. Ama bugün, işçi istismar edenler -ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz- dün yaptıkları orada...

Ben sağlıkta anlatacaktım, anlatamadım, umarım Sayın Bakan anlatır ve sözümün sonunda diyorum ki: Bu ülkede, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanına, yapılan bunca reformdan, bunca değişim dönüşümden sonra, gensoru önergesi vermeyi akletmek hakikaten büyük bir maharettir, büyük bir insafsızlıktır diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTi sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Bozdağ.

Sayın Durmuş, sisteme girmişsiniz, ne için söz istiyorsunuz?

OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) - 69'a göre söz istiyorum. Sayın Hatip, Sayın Başbakan için kendi il başkanlarının kullandığı bir ifadeyi kullandım diye "müfteri" olduğumu söyledi.

BAŞKAN - Lütfen yeni sataşmalara mahal vermeden cevaplayınız.

Buyurunuz.

OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Internet sitesine girerseniz, il başkanınız, eski il başkanınız, şu anda il genel meclisi üyeniz ismail Hakkı Eser'in 14 Kasım 2008'de yaptığı konuşmada Başbakanına bağlılığını belirttikten sonra "Bizim için âdeta ikinci bir peygamberdir." sözünü kullanmıştır. (AK PARTi sıralarından "Yok öyle bir şey." sesleri)

OKTAY VURAL (izmir) - işte CD'si burada, CD'si.

OSMAN DURMUŞ (Devamla) - Bunun sesli kayıtları da var.

Ben isterdim ki peygamber gibi anılmak bir hakaret olarak düşünülmemeli, tam tersi, Sayın Tayyip Erdoğan'a peygamberlik izafe edildiğinden dolayı hicap duyup, milletten, Müslümanlardan "Estağfurullah, ben peygamber değilim" demesini beklerdim. (AK PARTi sıralarından gürültüler)

BAŞBAKAN RECEP TAYYiP ERDOĞAN (istanbul) - Sayın Başkan, söz istiyorum.

ABDÜLHADi KAHYA (Hatay) - Saçmalıyorsun!

SUAT KILIÇ (Samsun) - Yalan konuşuyorsun!

OSMAN DURMUŞ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, Sayın Grup Başkan Vekiliniz, Antalya Milletvekili Nesrin Hanımefendinin kendi gönlüyle Mecliste başı açık oturmasını kınarken, şurada oturanların birçoğunun, şurada oturan birçok hanımefendinin dışarıda başı kapalı, burada başı açıkken... (AK PARTi sıralarından gürültüler)

SUAT KILIÇ (Samsun) - Yalan söylüyorsun!

OSMAN DURMUŞ (Devamla) - Yalanı siz konuşuyorsunuz.

Tek tek fotoğraflatırım, siz konuşun. (AK PARTi sıralarından gürültüler)

SUAT KILIÇ (Samsun) - Yalan konuşuyorsun!

GÜLDAL AKŞiT (istanbul) - Yalan konuşuyorsun!

ABDÜLHADi KAHYA (Hatay) - Otur yerine!

53
--------------------------------------------------------------------------------

OSMAN DURMUŞ (Devamla) - Yani siz, bu hanımefendiler başörtüsüne karşı mı? istismara gelince varsınız, iftiraya gelince varsınız, dışarıda başınızı örtersiniz burada açarsınız, başkasının iffetinden bahsedersiniz. Ayıptır, ayıp! Utanın, utanın! (AK PARTi sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Lütfen sakin dinleyiniz, lütfen...

OSMAN DURMUŞ (Devamla) - Sayın milletvekilleri... Sayın milletvekilleri, âlemi sersem yalnız kendinizi akıllı görmeyin. YÖK Kanunu'nun ek 10'uncu maddesinin değiştirilmesi için namus ve şeref sözü sayılan imzayı MHP Grup Başkan Vekilleriyle birlikte attınız mı atmadınız mı? Niçin çıkarmadınız YÖK'le ilgili yasayı? (MHP sıralarından alkışlar, AK PARTi sıralarından gürültüler) Siz korkaksınız...

SUAT KILIÇ (Samsun) - Korkak sensin!

OSMAN DURMUŞ (Devamla) - ...siz kaçaksınız, siz kanun kaçağısınız, Anayasa kaçağısınız. Biz, hak bildiğimiz... (AK PARTi sıralarından gürültüler)

FATOŞ GÜRKAN (Adana) - Ne alakası var gensoruyla?

OSMAN DURMUŞ (Devamla) - ...doğru bildiğimiz yolda tek başına da kalsak mücadeleden yılmayız. Ne uluslararası sermayeye arkamızı dayarız ne din istismarına dayarız ne de kız kardeşimin, bacımın ve eşimin başının örtüsünü başkasına tartıştırırız. Siz, fotoğraflarla basının önüne bakanlarınızın eşlerini çıkaracak kadar utanmazca...

BAŞKAN - Sayın Durmuş...

OSMAN DURMUŞ (Devamla) - ...tanıtımlar yaptınız. (AK PARTi sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Sayın Durmuş, lütfen...

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) - Yalancı herif, sus!

OSMAN DURMUŞ (Devamla) - Sayın Başkanım, söyleyecek sözlerim budur. (AK PARTi sıralarından gürültüler)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Durmuş, süreniz bitti.

Sayın milletvekilleri, lütfen konuşmayı dinleyin.

Teşekkür ederiz Sayın Durmuş.

SUAT KILIÇ (Samsun) - Utan! Utan! Yalan söylüyorsun.

OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) - Yalan söyleyen Osman Durmuş namerttir. (AK PARTi ve MHP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri... Sayın milletvekilleri, lütfen sakin olunuz.

Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan sataşmaya cevap verecek.

Buyurun Sayın Erdoğan. (AK PARTi sıralarından alkışlar)

BAŞBAKAN RECEP TAYYiP ERDOĞAN (istanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aslında, sizin huzurunuzda bu tür bir iftiraya yönelik cevap için bulunmak istemezdim.

Her şeyden önce, arkadaşımız, peygamberlik zincirinin bittiğini bilmiyor. (AK PARTi sıralarından alkışlar)

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sizin arkadaşınız bilmiyor, il başkanınız bilmiyor.

BAŞBAKAN RECEP TAYYiP ERDOĞAN (Devamla) - Son peygamberin Peygamberimizle beraber son bulduğunu bilmiyor...

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - il başkanınız bilmiyor.

BAŞBAKAN RECEP TAYYiP ERDOĞAN (Devamla) - ...ve şecaat arz ederken sirkatin söylüyor.

OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) - Asıl ihlal eden sizsiniz, haddinizi bilin.

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) - Susun be!

OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) - Peygamberlik hakaret değildir.

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) - Susun be!

BAŞBAKAN RECEP TAYYiP ERDOĞAN (Devamla) - Önce izan sahibi olacaksın. Önce izan sahibi olacaksın.

OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) - Sizi izana davet ediyorum Sayın Başbakan.

BAŞBAKAN RECEP TAYYiP ERDOĞAN (Devamla) - Bir defa, internet sitelerinde nelerin dolaştığını, ne tür belden aşağı vurmaların olduğunu çok iyi biliyoruz.

OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) - Konuşma bandı var, CD'si var.

BAŞBAKAN RECEP TAYYiP ERDOĞAN (Devamla) - Benim partimde...

OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) - Niçin işlem yapmadınız Sayın Başbakan?

BAŞBAKAN RECEP TAYYiP ERDOĞAN (Devamla) - Benim partimde bu şekilde bir yakıştırmayı yapan barınamaz. (AK PARTi sıralarından alkışlar)

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Şu an il genel meclisi üyesi.

OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) - il genel meclisi üyeniz. (AK PARTi sıralarından gürültüler)

54
--------------------------------------------------------------------------------

BAŞBAKAN RECEP TAYYiP ERDOĞAN (Devamla) - Bakın... Lütfen, lütfen otur yerine! Otur yerine!

Barınamaz, bu bir.

iki...

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Şu anda il genel meclisi üyesi.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen dinleyelim. Daha sonra...

OKTAY VURAL (izmir) - El hareketi yapmayın. Biz, Meclis Başkanı değiliz. Öyle el hareketi yok! (AK PARTi sıralarından gürültüler)

BAŞBAKAN RECEP TAYYiP ERDOĞAN (Devamla) - Susmayı öğren. Önce susmayı öğren. Dinlemeyi öğren.

Kaldı ki benimle ilgili bu tür yakıştırmayı yapan siz...

OKTAY VURAL (izmir) - El hareketi yapmayın.

OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) - Mızrağınız çuvala sığmıyor Sayın Başbakan!

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) - Sesini kes, terbiyesiz herif!

OKTAY VURAL (izmir) - Türkiye Büyük Millet Meclisi burası, Başbakan Yardımcınızın Meclis Başkanına yaptığı muameleyi kınayın önce.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen... Dinleyiniz, ondan sonra...

BAŞBAKAN RECEP TAYYiP ERDOĞAN (Devamla) - Bu tür yakıştırmayı yapan Siz, ayrıca, eşime laf atamazsın!

OKTAY VURAL (izmir) - Burada CD'si...

BAŞBAKAN RECEP TAYYiP ERDOĞAN (Devamla) - Bu edepsizliktir, izansızlıktır!

OKTAY VURAL (izmir) - Burada tutanağı. (AK PARTi sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Sayın Vural...

BAŞBAKAN RECEP TAYYiP ERDOĞAN (Devamla) - Ahlaksızlıktır!

OKTAY VURAL (izmir) - CD'si de burada, tutanakları da burada.

OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) - Sayın Başbakan, size iftira atan şerefsizdir.

BAŞKAN - Sayın Vural, Sayın Durmuş, lütfen...

BAŞBAKAN RECEP TAYYiP ERDOĞAN (Devamla) - Sen başörtülüler üzerinden oy toplamak isteyeceksin, eşimin baş örtüsü sebebiyle...

OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) - Sayın Başbakan, önümü ilikliyorum; size iftira atan şerefsizdir.

BAŞKAN - Lütfen, sakin olunuz ve yerinize oturunuz sayın milletvekilleri. Sayın Erdoğan konuşmasını bitirsin, lütfen...

BAŞBAKAN RECEP TAYYiP ERDOĞAN (Devamla) - Eşimi baş örtüsü sebebiyle GATA'ya sokmayanları müdafaa edecek kadar da izansızsın.! (AK PARTi sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) izansızsın!

OKTAY VURAL (izmir) - il genel meclisi üyesi yaptınız, yazıktır.

OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) - Senin il genel meclis üyen.

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) -Meclisin yüz karasısın sen. Otur yerine! Terbiyesiz! Yalancı! Otur yerine!

OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) - Terbiyesiz senin babandır.

AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (istanbul) - Arkadaşlar, lütfen...

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) - Gel ulan, gel bakayım!

OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) - Sen gel!

(Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile Kırıkkale Milletvekili Osman Durmuş'un birbirlerinin üzerine yürümeleri)

BAŞBAKAN RECEP TAYYiP ERDOĞAN (Devamla) - Ondan sonra da, baş örtülüleri yanına çekmek için müdafaada bulunacaksın. Hadi oradan!

(AK PARTi milletvekillerinin MHP sıralarına doğru yürümeleri)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, on dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 22.54

yazar notu: yukarda görüldüğü üzere çalışma bakanı hakkında gensoru görüşülürken bekir bozdağ'ın chp ve mhp zamanında çalışma hayatındaki olaylara olan eleştirilere mhp tarafı cevap verecek laf bulamayıp konuyu başka meselelere taşıyarak doktorların tam gün çalışma yasasını başbakan'ın türbanla gata'ya sokulmaması olayına bağlamış ve bir akp'linin başbakan "peygamber gibi" dediğini iddia etmesi ile devam ettirerek konuyu başka yere çekmeyi başarmışlardır. yoksa akp'nin mhp'ye yaptığı eleştirileri ve chp, mhp, dsp, anap döneminde işten çıkarılıp kapı önüne konanları konuşur olacaktık. chpliler biz değildik dsp'ydi diyerek sıyrılmışlar, bu eleştiriler mhp'nin üzerine kalmıştır.
gece vakti hiç üşenmedim nerdeyse 20-30 sayfa kadar meclis tutanaklarını okudum. okuduklarımdan anladım ki, gensorunun görüşüldüğü andan itibaren gerginlik üst düzeydeymiş. gensorunun görüşüleceği, dolayısıyla tekel işçilerinin konuşulması gereken bir oturumda, malesef ki olay türbana, peygamberliğe, daha sonrasında ise, 'sen benim karıma laf atamazsın' gibi noktalara dahi gelmiştir. bu bakımdan tekel işçileri adına üzülmemek elde değil.

erdoğan kürsüdeyken, recep akdağ'ın bir çok kez, osman durmuş'a(kendi makamının halefi olur kendisi): 'Yalancı herif, sus!' 'Meclisin yüz karasısın sen. Otur yerine! Terbiyesiz! Yalancı! Otur yerine!' gibi hakaret içeren laflarla sataşmış, osman durmuş ise: 'Terbiyesiz senin babandır.' şeklinde karşılık vermiş ve bu iki isim birbirinin üstüne yürümüş. bundan sonra da akp'li vekiller mhp sıralarına yürümüş ve sonrasında yumruklar havada uçuşmuştur. recep akdağ, tayyip erdoğan arkdaşları tarafından olaylardan uzak tutulmuş, olayın en yakın tanıklarından devlet bahçeli'nin korumaları meclisin içine girmeye çalışmış fakat izin verilmemiştir. olaylardan sonra akp bursa milletvekilli ali koyuncu hastaneye kaldırılmıştır.

kısaca zaten uzun zamandır gergin olan siyasal ortamda, var olan gerginliğin malesef patlama yaptığı bir olaydır. tekrarlanmaması dileğiyle...
Rte'nin sinirden ampül şekilli kafasının patlamasından korktuğum konuşmasıyla cereyan etmiş kavgadır.

valla çok eğlendim izlerken.

Peygamber konusuna gelince, birinci elden aldığım kaynaklara göre doğrudur, vardır, denmiştir. zaten bu adamların peygamberleri bitmiyor bir asrın mucizesi kürt Said Nursi, bir ermeni dönmesi fethullah gülen, şimdiki de Gürcü Tayyip erdoğan.

AKPlilerin de ne akla hizmet yerlerinden kalkıp MHP sıralarına yürüyecek cesareti bulduğunu anlayamıyorum. Tamam bu aralar güçlüsünüz kuvvetlisiniz de Lan karşınızdakiler MHP milletvekilleri, O adamlar sizin gibi oynak bir tabanla, etrafınızda para için topladığınız akbabalarla bir yerlere gelmiyor, çatır çatır kemikleşmiş tabanla yıllardan beri siyasetin içindeler. O kemikleşmiş tabanın vakti zamanında nelere kadir olduğunu bütün türkiye gördü, sen işi şiddete dökersen "eceli gelmiş köpek cami duvarına işer" gibi güzel bir halk deyişini hatırlatırlar adama.

Neyse çok eğlendim lan valla tayyibin o ampül şekilli kafasının tasının attığını görünce.
http://img194.imageshack....601032548930184221000.jpg
bizi bunlar mı temsil ediyor dememe sebep olmuş olaydır. yazıklar olsundur.
seviyesiz mhp lilerin doğal hallerini gördüğümüz tartışmadır.

kafayı çekip ağzında ishalle meclise giren utanmazlar var.

başbakanın osman durmuşa tepkisi ve "böyle bir yakıştırmayı nasıl yaparsınız, edepsizsiniz" sözleri üzerine osman denen adına yakışmayan adam ne demiş:

--spoiler--
Ben isterdim ki peygamber gibi anılmak bir hakaret olarak düşünülmemeli, tam tersi, Sayın Tayyip Erdoğan'a peygamberlik izafe edildiğinden dolayı hicap duyup, milletten, Müslümanlardan "Estağfurullah, ben peygamber değilim" demesini beklerdim.
--spoiler--

yuh ulan. dünya üzerinde ne kadar sövgü cümlesi varsa hepsini hak ediyor durmuş denen adam(?).
akp zihniyetinin iki yüzlülüğünü ortaya seren kavga.
daha önce tayyip'e peygamber benzetmesi hatta 2.peygamberdir demişti akp'liler.
başka bir akp'li tayyip'i üzmek, allah'ı üzmektir demişti.
ee şimdi peki.
osman durmuş kanunlar çerçevesinde yasak olduğunu bilmesine rağmen yine başörtüsü yine demogoji yapan tayyip'e güzel bir nüktedan ile cevap vermiş ama gariptir ki başta tayyip sonra yandaşları kudurmuş.

lan madem samimi idiniz sizin adamlarınız size peygamber hatta tabiri caizse üstteki örnek gibi allah benzetmesi yaparken nerede idiniz.
ah ah ah ah. siz yok mu.
hayatınız omurgasızlık ve ikiyüzlülük üstüne.
r.t.e.'ın kıpkırmızı olduğu kavga.osman durmuş gerçekleri söylemiştir-ağzına sağlıktır- e gerçeklerde acıdır,biber gibidir yani..kızartır.

bir de recep akdağ'ın gözlüklerini çıkarıp olaya girmesi vardır ki yarmıştır.

(bkz: tutmayın küçük enişteyi)
rush nickli yazarımızın yazdığı entryden yola çıktığımda ''adamlar kanıtlar elimizde derken, neden lafı değiştirme çabasına girmek yerine görelim o zaman diyemedi sayın başbakanımız?'' gibi bir soru takılıyor aklıma.

ayrıca yine aynı enrtyden yola çıkarak sağlık bakanımız recep akdağ, bir milletvekiline dahası bir bakana hiç yakışmayacak bir üslup ile osman durmuş' un üzerine gitmiştir. akp genelde yaptığı gibi sorulara cevap vermek yerine demagojiyi seçmiş ve yine başarılı olmuştur.
o cümleleri sarf ettiği iddia edilen kişinin ak parti'den ihracı istenmiştir. hiç kimse böyle geri zekalıca bir ifade kullanamaz, kullananın da ak parti'de yeri olamaz!

ak parti grup başkan vekili tarafından yapılan açıklama söyle:
--spoiler--
Durmuş bizim ısrarlarımız sonucu o sözleri bizim partimizden birinin söylediğini ifade etti. Bizim partimizde böyle bir adam barındırılamaz. Bu lafı kim söylerse söylesin ister Cumhurbaşkanı ister Başbakan kim söylerse gereği yapılır. Bu konuda parti olarak çalışmalar başlatılmıştır.
--spoiler--

bununla birlikte, bir milletvekilini bahçeli'nin korumaları küfrederek yumruklamıştır. potansiyel katil barındıran bir parti olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir mhp.

chpli çetin soysal'ı ciddiye almamak gerektiğini kemal anadol bizzat söylemiştir zaten:

(bkz: çetin soysal uzun süredir tedavi görüyor)
anlaşılıyor ki bu olayda tayyip erdoğan "bu yakıştırmayı yapan(başbakana peygamber denmesi) partimde barınamaz" dedikten sonra "şu anda il başkan vekili" ayarını yiyince konuyu değiştirip türbana getiriyor ve kavganın yolu açılıyor.
bazı millet vekillerinin parmağının kırılmasına neden olmuş kavga.
ak parti yani recep tayyip erdoğan yine kafasında kurduğu tasarladığı planlarını gerçekleştirmek için düğmeye bastı ve çok güzel bir zemin oldu kendisi ve partisi için denebilecek bir meclis tartışmasıdır.
peygamber efendimizi bile siyaset aracı yapabilen adamların olduğu bir mecliste kendini güreşçi sanan iki tarafın kapışmasından öte değildir.

acırım acırım bunlara oy vermek zorunda olanlara acırım. yani yalnız halkıma ve milletime. kendini eleştiren olduktan sonra haydi kalkın yan masaya dövecez bunları diye giden adamlar bu ülkeyi yönetmekten sorumlular.

siyaset ahlakları, bilimsel görüşleri, vatan sevgileri sıfır olan adamların senden benden bir tane fazla kitap okumamış olan adamların mükemmel paralar alıp, türkiye'de paradan dört köşe olmalarını sağlamak bu ülkenin en büyük ayıbı ve kurtulması gereken başlıca sorunudur.
bülent arınç'ın "oda basmaya tek kişi mi giderim ben?" şeklinde açıklamalar yapmasına sebep olmuş kavgadır. arınç kavgayla alakalı açıklama yaparken, açıklamanın sonuna gürdal mumcu ile aralarında geçen hadiseyle ilgili bu demeci eklemiştir.
bdplilerin ve diger bazi milletvekillerinin ayirmaya calistigi kavgadir. bdpli bazi milletvekilleri rte konusurken alkilamislardir. niye sadece akp ve kendi partilerini alkisliyorlarsa anlamis degilim...

unutmadan iki milletvekilinin gozlugu kirilmis, bir kisinin parmagi incinmis, bir kisi fenalik gecirmis ve iki vekil hastanelik olmustur... hic gerek yokken, yazik olmus.
düşük kaliteli insanları meclis'e temsilci olarak gönderdiğimizi gösteren göbek tokuşturmaca. görüntülere dikkatli bakılırsa birbirlerine vurmaya çalışıyorlar ama göbekleri engel oluyor.
güldal mumcu ve osman durmuş'un el ele verip kavganın başlamasına öncülük etmişlerdir. tarihe kara leke olarak geçecektir bu iki şahıs.
akp li vekillerin mhp vekilleri dövdüğü kavgadır.evet evet dövmüşler pısırık mhp liler adeta karılar gibi dayak yemişler.şimdi mhp li arkadaşlar beni eksilerse darılırım valla ben mazlumdan yana fikrimi belirttim.
neyse gelelim kavganın sonucuna;
bir akp li vekilin parmağı kırıldı bir vekil sinir krizi geçirip bayıldı.
başbakanın ve yardımcısı bülent arınç'ın ortalığı karıştırması sonucu mhpli osman durmuş'un da fitili ateşlemesiyle iyice gerilen ortamda gerçekleşen kaos.
bu ülkede güzel şeyler de olduğunu gösteren olaydır. fakat pek bir hanım evladı modunda dövüşüyor artık vekillerimiz, eskiden böyle miydi ya? en azından bir ölü falan olur değil mi? neyse önümüzdeki maçlara bakacağız artık. sloganlarımızı atıp dağılalım:

(bkz: ya döv ya küfret)
(bkz: vurduk çok yola devam)
2001 dekinin aksine mhplilerin milletvekili öldüremedikleri kavgadır.
sayıca üstün olmalarına rağmen en fazla zayiatın akp milletvekillerinde olması enteresandır.
güncel Önemli Başlıklar