bugün

yeni doğmuştum. hayatımda en çok saran kısım o dönemdi.
ekmeğe mama diyordum gerçek anlamda. canım annem ile babamın hazırladığı su dolu leğende küçük vapurlarımı yüzdürüyordum ne yapacağım.
(bkz: euro 96)
konyaaltı’na denize gitmişiz, annem koca bi dilim karpuzu elime tutuşturmuş, karpuzun suları çenemden göbeğime oradan da bezimin içine doğru süzülüyor, muhtemelen günün erken saatleri ve öğlen eve gidip beni öğle uykuma yatıracak..
yazlıktayızdır herhalde.
Zigottum. Biraz daha evrilip 2n olarak xx aşamasına geldim ve 97 de çıktım.
Üniversiteyi kazanmışım ama para olmadığından nasıl okuyacağımı düşünüyordum.
14 yaşında, sigara içen, şerefsiz, çapkın yakışıklı bir ergendim.
1. sınıfı bitirmenin verdigi huzuru yaşıyodum muhtemelen.
Yanaşık düzen.
3 yaşındayım o zamanlar tabi gene serdar ortaç dinliyorum.
ağaçta portakal falandım herhalde... bu dünya da yoktum kısaca..
yoktum evet.
Sanırım yürümeye çalışmakla meşguldüm.

Edit: hala becerdiğim pek söylenemez.
ABD Florida da Pensacola ile Panama City plajlarında takılıyordum.
Son güzel geçen yazim bu olabilir.
Ozaman 1 yasindaydim hatirlamiyorum.
Doğmayı bekliyordum valla.
çok saçma şeyler. değişen bir şey yok.
Toplu saklambaç yağlı kayış yerden yüksek oynuyorumdur.
Bi kaç aylıktım.

O zamanlar herşey çekilir haldeydi.
Kesin yine bizimkileri uyutmuyordum.
Amina kodugumun kral pop sicmiklarina maruz kaliyordum. Sarkilari hatirladikca hayata kusuyorum yeminle. Asla ve katiyyen ve hicbir sekilde turkce ve pop muzik dinlememem buradan geliyor.
Plajda "ulan bu kıprısın kızları nasıl böyle at gibi oluyor amk"

Diye iç geçiriyordum.
5 yaşında sevimsiz bir çocuk olamama rağmen gelecek konusunda hiçbir kaygım olmadan yaşıyordum. Hergün oyunlar oynayıp akşam önüme koyulan yemeği yiyordum. Paranın hiçbir önemi yoktu ( hala zorunlu ihtiyaçlarımı karşıladığım sürece önemi yok gerçi.) ve gerçekten güzel zamanlardı.