bugün

besiktasın 2 farkla kazanacagı mactır.

(bkz: demedi demeyin)
baki mercimek in cezalı oluşu ve sakat oyuncular nedeniyle genç Ethem in forma şansı bulma ihtimali olan maç. holosko nun muhteşem beşiktaş taraftarı önünde beşiktaşformasıyla oynayacağı ilk maç.
Baki mercimek'in kart cezalısı olması nedeniyle yerine ethem isimli genç futbolcunun forma giyeceği maçtır.
bir galatasaraylı olarak beşiktaş taraftarının fazlası ile şanslı olduklarını düşünüyorum.
ethem isimli genç oyuncu ne kadar kötü olursa olsun baki mercimek kadar olmayacağı ve onu aratmayacağı kesindir.

edit: yine bildik beşiktaş maçlarından birisi olacaktır sanırım.
1-0 geriye düştükten sonra bastır allah bastır 2-1'i yakalayabilirsen. *
beşiktaş defansının allahlık olduğu maç. yoktan golü var ediyorlar, inanılır gibi değil.
toptan defolup gitsin defans. maç neredeyse kasımpaşa sahsında tek kale oynanıyor, iki kere geliyor adamlar ve sonrasında goller.

herşeye rağmen alır beşiktaş bu maçı, çok pozisyon yaratıyor. yeter ki yine abuk sabuk bir gol yumurtlamasınlar.
2-2 gol cisse.
cisse ve nobre ile mağlubiyetten beraberliğe, beraberlikten de inşallah galibiyete dediğim maç..
winamp açıldığında otomatik başlayan last.fm güzel bir hava katmıştır dinleyişime.
ilk yari sonucu 2-2 olarak biten, besiktas`in ust duzey bir takima yakismayacak sekilde defans hatalari yaptigi mac.
müthiş gol, delgado. 3-2
anlatılmaz yaşanır bir gol bu ama, yine de anlatmaya çalışalım. kasımpaşa ceza sahasının sağ köşesinden orta yapacak diye beklenirken, kalenin sol köşesine takmıştır.
maç boyunca zaten bir delgao resitali izleniyordu, böyle bir golle taçlandırması harika oldu.
(bkz: siyah ulan)
(bkz: gol yemeyin lan)
iki avans beşte biter maçı. *
ibrahim üzülmez'in kasımpaşa ceza sahası içindei şık hareketleri neticesinde nobre'de kalan topun gol olmasından sonra inönü'nün deli ibrahim tezahuratları ile inlediği maç.

neyse artık rahat izleyebiliriz maçı nihayet.

bu arada tello çıktı, yerine aydın karabulut girdi.
beşiktaşımızın gol yemeden gol atamayacağını kanıtlamış maçlardan biri. bundan sonra yiyelim hep böyle sonra kazanırız nasıl olsa.
(#2862909).
bu sezonki üçüncü 2-0 dan geri dönüşümüz olan maçtır. Çok gol atmamız için illa ki gol yememiz lâzım bu da ilginç bir durum. Neyse bu maçta 4-2 bitti. Delgado'nun golü muhteşemdi.
Nobre'nin tracy mcgrady hırsıyla oynadıp,Delgado'nun yok artik lebron james tarzı bir gol attığı karşılaşma.
beşiktaş'ın hücum ağırlıklı bir kadro ile çıkıp koparmaya çalıştığı fakat saçma sapan iki gol yemesiyle ancak gaza geldiği maç olmuştur.

ilk yarıdaki 3 lü defans saçmalığı beşiktaş'a az daha pahalıya patlayacaktı ki ertugrul ikinci yarı sistemi yine 4 lü defansa çekti. bu dakikadan sonra kasımpasa'nın bir tek pozisyon bulduguna dikkat cekmek isterim.

maçın ilk yarısı tamamen beşiktaş'ın üstünlüğü ile geçti diyebiliriz. kasımpaşa kontra toplarla eksik durumdaki beşiktaş defansına zor anlar yaşattı. özellikle saçma sapan hatalarla yenilen iki gol evlere şenlikti. 2. golden sonra açılan beşiktaş maçı kasımpaşa kalesine yıkmayı başardı. çabuk gelen ilk golde delgado ve tello'nun super paslaşmaları ve nobre'nin üst direk hizasına kadar mukkemmel yükselişi görmeye değerdi.
beşiktaş'ın ikinci golü ise çalışılmış bir ön direk organizasyonundan cisse tarafından kaydedildi.
ilk yarıyı iyi bir skorla kapatan beşiktaşımızın ikinci yarı galip gelmesi herkes tarafından zaten beklenen bir durumdu ve aksi de gerçekleşmedi.

ilk yarının sonlarına dogru oyuna katılmaya başlayan delgado, maçın ikinci yarısında sazı eline aldı. kasımpaşa'nın çok kosan ve alan daraltan futbolu beşiktaşı 69. dakikaya kadar zorladı. lakin oyuna yeni yeni ısınan delgado paslasarak kullanılan kornerde sağ ayagıyla öyle bir plase vurdu ki kaleci ve tüm defans sadece topu izledi. haklı haksız bütün otoritelerin sapka çıkardığı güzel gol gercekten görmeye degerdi.
geç gelen galibiyet golunden sonra takım yeniden doğmuş gibiydi. holosko'nun çok etkili olmasa da gösterdiği savaşcı performans takdire değerdi. dakikalar 81'i gösterdiğinde tello ile gelişen atakta soldan kaçan ibrahim üzülmez kendini aşan işlere imza atıp kaleye vurduğu top defansa çarpıp yükselik kazandı. cisse'nin indirdiği topa nobre sert vurdu ve beşiktaş'a galibiyeti getiren golü attı. lakin bu pozisyonda kalecinin mudahale alanında olan holosko ofsayt pozisyonundaydı. fakat hakem gol kararını verdi.

neticesinde seyir zevki çok yüksek, çok hareketli bir karşılaşma olmuştur. ugur tütüneker yönetimindeki kasımpaşa beşiktaş'ı deli gibi terletmiştir.

bu kısımda ise maçın adamı marcio nobre 'ye değinmek istiyorum. inanılmaz oynadı diyebiliriz. ortasahadan, defanstan toplar çıkarıp takımına sahanın her yerinde yardım etti. attığı iki golle de maçın gidişatını değiştirmeyi bildi. bu kadar hırslı ve güzel oynarsa beşiktaşımız daha çok goller bulacaktır. ertugrul'un yerinde olsaydım 88. dakikada nobreyi oyundan alıp alkışlatırdım.

güzel bir gece, güzel futbol, güzel bir beşiktaş izledik bugun.
(bkz: kara gümrük) diye tempo tutan bir grubun protesto edildiği maçtır. ulan beşiktaş bizim, yani halkın takımıydı hani? karagümrüklüyseniz orda karagümrük diye yırtınma hakkını nasıl kendinizde görebiliyorsunuz? beşiktaş ulan gerisinin...
delgado' nun arka arkaya 3 kişiyi ipe dizerek maradona' yı anımsattığı ve şahane bir gol atarak damgasını vurduğu karşılaşma.
--spoiler--
maçı anlatan melih şendil'in beşiktaş'ın attığı 4. golden sonra "yabancılarıyla çoşuyor bugün beşiktaş" dediği, marcio nobre'nin* türk vatandaşı olduğunu unuttuğu maç.
--spoiler--
eksilerden sonra gelen edit: melih şendil sözlükte yazar olmuş benden söylemesi.
rahat bir maç seyretmek belki farklı bir galibiyet, maç öncesi beklentim bu yöndeydi malum final dönemi bitmiş ve eve dönmüştüm bu kadar mutluluk istemek benim de hakkımdı. ama olmadı beşiktaşımız geleneğini bozmadı, futbolcular, taraftarı germeden rahat rahat maç izletmemeye yemin etmişler, imanlılar belli, ettikleri yemini bozmadan devam ediyorlar.
koltuğa rahatça yayılmak için 4-2 olmasını beklemek zorunda kaldım, bu kadar da güvensizim beşiktaş defansına karşı.
beşiktaş'ın en acelesinden bir sol bek, bir de stoper alması gerektiğini kanıtlayan maç. hatta kesinlikle sol bek daha önce alınmalı.
bek nedir? az da olsa kanat özellikleri taşıyan defans oyuncusudur. yani biraz daha teknik olacak, orta yapabilecek, önündeki açık oynayan kanatla ikili oyun yapıp sıfıra inecek. hatta taktiğe göre değişir ama klasik 4-4-2'de kendi kanadından atak yapıldığında bir orta saha oyuncusu gibi oynayacak. ve tabi ki defansif özellikleri en az bunlar kadar iyi olacak. ibrahim üzülmez'de bu özelliklerden hangisi var allah aşkına?
beşikatşımızın defansının korkunç hatalarına rağmen kazanmayı başardığı futbol müsabakasıdır. bu takımın geçen bir kaç yıla oranla en büyük üstünlüğü maçı kaybetmeyi bir türlü kabullenmemesi, mağlup duruma düştüğü anada öyle veya böyle oyunu rakibiğn ceza sahasının içine yığmayı başarıyor. iyi bir stoper gelse bu iş bitecek gibi geliyor bana.
beşiktaş'ın defanssız kazandığı maçtır.

beşiktaşlı taraftarlar olarak, 2-0 geriye düştüğümüzde bile ağzımızdan tükürükler saçarak küfür ettiysek de, kazanacağımızdan emin olduğumuz maç.

ertuğrul hoca holosko ile beraber, elindekilerle de ideale yakın bir kadro kurarak aslında iyi iş yaptı. maça 3-4-3 ile başlarken de, kağıt üzerinde doğruyu yapıyordu. ertuğrul hoca, 2-0 geriye düştükten sonra aslında taktikte de bir değişikliğe gitmedi, 3-4-3 dizilişini sadece biraz esneterek, anlık olarak 4-4-2'ye dönülmesini istedi, ki doğrusu da buydu. maç sonu ertuğrul sağlam da, "rakip tek forvetti bu sebeple savunmayı üç kişi kurduk" dedi, teoride bu doğruydu ancak, pratikte ise, ibrahim üzülmez, ibrahim toraman ve ibrahim kaş olmayacak hatalarla gollere sebep oldular. beşiktaş 2 golü, 3'lü savunma kurgusundan değil, defans oyuncularının bireysel hatalarından dolayı yedi. serdar özkan sakatlıktan yeni çıktığı içi midir bilinmez çok etkisiz, özellikle savunma yaparken çok kötüydü.

ilk golde ibrahim üzülmez ve ibrahim toraman ortaklığı vardı. üzülmez, kendi kanadından gelen bir atakta rakibi karşılamıyorsa problem var demektir. 2. golde de, ibrahim toraman'ın topu ıskalaması, özgür'ün topu takip edip, öylesine plaselemesi, rüştünün o topu almak yerine auta çıkmasını beklemesi ve kontrolsüz gelen serdar'ın golü atması.

2. golde bence en az hata serdar'ınkiydi. toraman topu sektiriyor, özgür arkada bomboş nerde üzülmez? yaylada, adam topu ayağınadn açıyor, adamın üstüne giden bir tane adam yok, adam topu alıyor dönüyor, 2 tane adam bakıyor, rüştü topu alabilecek bir noktada iken topu bırakıyor ve serdar gole neden oluyor.

2-0 geriye düştü ama, defans evlere şenlik. hep söyledik, holosko bu takım için gereksiz bir transfer neden söyledik bunu? kötü olduğu için mi? asla. çünkü, bu adamı kullanmak istiyorsan ya 3-4-3 oynayacaksın, ya da 4-3-3 oynayacaksın. 4-4-2 dizilişinde bobo-holosko olmaz, ya holosko-nobre ya da bobo-nobre oynatacaksın o zaman bir tarafta gelecek vaad eden bobo diğer tarafta takastakilerle beraber 7 milyon euroluk holosko yedek bekleyecek. holosko'yu sağ kanat oynatacam dersen o zaman serdar özkan'ı silmiş oluyorsun, son 1-2 maçtır kötü adam ama sakatlıktan çıktı. e o zaman adama sormazlar mı, mehmet yozgatlı ne işe yarayacak, neden onu takasta vermedin diye? velhasıl kelam, beşiktaş'ın defansı inanılmaz açıklar vermekte ve inanılmaz derecede kötü çalımlar yemektedir. toraman geçtiğimiz 2 yıldaki performansının çok uzağındadır. mental bakımdan problemleri varsa, bunu teknik heyetin çözmesi şarttır.

sağlam bir defansla maçına göre 4-3-3 veya 3-4-3 ideal bir diziliştir, bazı maçlarda 4-4-2 oynanır o da 4-3-1-2 gibi bir sistem esas alınarak oynanır. çünkü 3'lü forvetli bir hücum dizilişinde, tello, delgado, bobo, nobre, holosko ile beraber muhteşem bir hücum timi oluşmuş oluyor, serdar özkan bu dizilişte biraz daha defansif davranması gerekse de, pozisyon icabı katıldığında bu 5'liye muhteşem bir şey çıkmış oluyor. zaten kasımpaşa maçında da görüldü ki, tello ve delgado liderliğinde bu hücum hattının etkisi gerçekten görülmeye değer. ama dedik ya, bu defans beceriksizliği ile bulduğu pozisyonları değerlendiremeyen bir takım, eleğe döner. bu yüzden diyoruz ya, savunmaya teknik, top kullanma becerisi olan bir stoper şart. yani, basında çıkan 3-4-3 yanlış diziliş, yok efendim 4-4-2'ye döndü iyi oldu olayı hikaye. onu yazanlar ikinci yarı başlarken, santradan önce beşiktaş'ın 4-4-2 şeklindeki beklemesini öyle sandılar sanıyoruz, çünkü oyunun büyük bölümünde 3-4-3 hatta, bölüm bölüm 2-5-3 gibi oynadı beşiktaş.

atılan son gol ofsayttı ancak, televizyonlardan izleyenler bile, topun holosko'ya çarptığını ancak tekrarında görebildi. yardımcı hakemin yakalayamaması şanssızlığıydı. ama, orta hakemin yakalaması daha muhtemeldi, pozisyona daha vakıftı. holosko'nun gole çok sevinmemesi belki hakemi yanılttı, hani holosko aşırı bir sevinç yaşasa, "golü holosko attı sanırız" gibi bir düşünceye sevk ederdi hakemi, böylece ofsayt kararını verebilirdi. hani "şüpheliysen devam ettir" deniyor ya, hakemin aklına burada kurt düştü ama holosko çakallığıa vurduğundan yuttu.

nobre bu takımın pivot ve yırtıcı forveti olduğunu bir kez daha gösterdi. ısrarla yaratılmak istenen kısır bobo-holosko ikilisini tek başına yerle yeksan etti. tek kelimeyle muhteşemdi. hep söyledik, sağdan soldan orta geliyorsa bu takımda nobre şart diye. ertuğrul hoca konya maçında o golü atmasa eminiz ki, yine oynatmazdı. o gol baskı yarattı.

tello, bu ligin bu sezonki en muhteşem yabancı oyuncusu kim ne derse desin. sinan engin, verim açısından carlos'tan iyi derken herkes testis geçmişti ancak, gerçekten öyle.

delgado maç içinde kırılganlık gösterse de bazı pozisyonlarda, takımın lideri, oyunu öyle bir yönlendiriyor ki, muhteşem. tello ile bazen yerlerini değiştiriyorlar gerçekten verimli bir varyasyon oluyor. attığı gol, her topçunun atabileceği türden bir gol değil.

holosko, 3'lü forvet düzeninde sağda yer aldığında çok verimli olacaktır. birçok zaman takım savunmasına yardım etmesi gerçekten takdir edilecek türden bir durum. doğru zamanda doğru koşular yapıyor. 4-4-2 düzeni ile oynandığında nobre'ye partner olacak kişi.

cisse bazen takım savunmasında saklambaç oynuyor ama istikrarlı görüntüsü iyi.

üzülmez, mücadelesi ile kapattığı açığını taraftarla girdiği diyalogtan sonra şimdi mücadele de etmeyerek olduğu gibi bırakıyor. maçta yaptığı hareket 40 yılda 1 yapacağı türdendi o da yaptı. savunmaya eskisi gibi yardım etmemesi, yerini kaybetmesi, rakip kendi kanadından atak yaparken rakibe değil de stoper mevkiine koşması hakikaten tuhaf olmakta.

toraman'daki düşüş devam ediyor. eskiden en beğenilen özelliği topla çıkabilmesi ve oyunu açabilmesi iken, -antep'te oynarken- şimdi bırakınız topla çıkmayı, top atmayı, gelen topu bile karşılayamıyor, çok basit çalımlar yiyor. kızağa çekilip dinlendirilse iyi olacak. ibrahim kaş da şaşırdı ne oynayacağını, defansın sağında mı yoksa stoperde mi oynayacak. tecrübe eksikliği de müdahalelerde yetersiz kalmasına sebep oluyor ama üzerinde durulması gereken bir oyuncu.

rüştü'nün yerine hakan tercih edilse iyi olack, yenilen 2. golde payı çok büyük, o topu o tecrübedeki adam çıkacak alacak. topu hadi serdar içeri aldı, serdar olmasa direğe çarpsa veya çimden yön değiştirse girse? tıngır mıngır giden topu al, rakibi az adamla yakalat ne olacak? adam hala attığı 10 topun 8'ini rakibe veya taca atıyor tuhaf. hakan hadi büyük takım tecrübesi yok, bu adam kaç yıldır böyle. hiç olmazsa hakan oynasın da tecrübe kazansın.

bir sözlük yazarına durum 2-2'ye geldiğinde kısa mesaj gönderdim "oğlum 4-2 olur, aydın oyuna girer" diye, 4-2 öne geçtik, aydın oyuna girdi, elinden gelenin en iyisini yaptı, bu çocuğa biraz defansif özellik de kazandırılırsa, tello ile çok iyi olurlar. biri gittiğinde öteki kalır defansta. yakaladığı pozisyonda iyi vurdu kaleci çıkardı.

bobo için çok ayrı bir parantez açmak istiyorum. müthiş derecede ağırlaştı, hemen her maçta benzer pozisyonlarda gol kaçırıyor. 30 metreden kaleciyle karşı karşıya kalıyor ve her seferinde kaleciye kaptırıyor topu. fenerbahçe maçındaki kaçırdığı pozisyonların aynısını kaçırmaya devam ediyor. son üç maçta -konya, ankara, kasımpaşa- aynı tipteki bütün pozisyonları harcadı. bu ligde aynı pozisyondan kaçırdığı gollerin yarısını atsa, bugün gol krallığında zirvede olurdu. her maç yazımda söylemekten bıktım, ertuğrul'un bunu çözmesi şart.

sonuç olarak, beşiktaş savunmada inanılmaz kötü, hücumda muhteşem oynadığı bir karşılaşmayı kazandı. çok iyi bir defans oyuncusu ile beşiktaş şampiyonluğun en büyük adayı olur. ama yine 4-4-2 oynanırsa bobo-holosko ikilisi yaratılmak için boşa kürek sallanırsa hiçbir şey olamayız hele ki, bu defansla.

(bkz: siyah ulan)
(bkz: beyaz ulan)
(bkz: alayına gider ulan)

not: nikim yok benim'in dönüşü şerefine yazılmıştır.