bugün

bazı dönemlerde insancıl yanlar, duygular, rutinlikler, dengesizlikler vs. , ruhu bozan ne varsa katlanılabilir dönemlerdir. "hayat dengesiz ve bende bazen..." dersin en kötü. bazı dönemlerde herşey yolundadır bir tek rutinliklere yüz buruşturuyorken hayatının aslında ne kadar yavan, lezzetsiz ve beklenmedik olduğunu düşünürsün. ben ikinci durumu çok fazla hissedemem. işler pek az zaman yolundadır. 18 gün saydığım bir gecede 18 güdür tek bir kez düşünmeden edemediğim bir kadınla nasıl tanıştığımızı hatırlıyordum. bayramlar tadsızdı. bunu konuşuyorduk. sonra tadsızlıklardan konuştuk. belki hayatımdaki tadsızlıkların arasında güzel bir tad olarak düşünüyordu beni. ben kendimi tuza benzetirim. tüm güzel tadları bozabilecek gücü bir tanesinde bulabiliyordur. belki 18 günün acısı tad anlaşılmazlığımdı.

kadayıfın bozuk tadından konuşuyorduk. şerbetinin içine düşen bir tuz tanesine lanet ediyorduk. ama kader diyemem onu düşüren hep bendim.
küçük bir kız düşlerim bana mutluluk diyen her kimse.. mutluluk denildiğinde söyleyen melek olsa yada kavi bir böcek olsa önemsemeden küçük bir kız düşlerim. düşlerimde sıkışmış...
düşlerimde ezilirken bana mutluluğu gösterir farkında olmadan. bazen kumdan kaleler yaparak. bazen tek kolu kopup kaybolmuş bebeğine masal anlatarak. mutluluk karmaşıktır bu yüzden anlamını bildiğim günden beri. ararım tadını içimdeki korkuyla. ararım içine düşüreceğimi bildiğim halde yanımdan ayıramadığım tuz tanelerimle.

18 gün önce saymayı önemsemediğim bir gecede mutluluk arayışlarını tanımlara uydurmaya çalışırken birden bire o kızı buldum. kumdan kaleler inşa etmiş, tek kolu kaybolan bebeğine masallar anlatmış, onu onarmış güzelliğinden bir kaç ışıltı damlatmış. tedirgin olurum ve oldum onu görünce. korkarım tuz tanelerimden. ama gülümsedi bana sanki eli dokundu dudağıma. 18 gün saymayı aklımdan geçiremezdim o an. boyutlar ışıldıyordu ben hissetmeyi keşfederken. nerdeyim neyim bir an unutmuşken.

sonra bir tane ve bir tane daha. ne çok düşüyordu o kızın gönül çorbasına. lezzeti bozuluyordu tadı acılaşıyor kıvamı karışıyordu. ne çok tanem varmış meğer. göz yaşımdaki tadı bir gönüle düşürmeyi becermiştim. becermiştim kendim olmayı yine. başkası mutlulukların içinden sıyrılırken becermiştim kendim olmayı yine. 20 oldu bir kaç saat önce. sayıyorum sayamadıklarıma inat özlediğim kadını. sayıyorum, acılaştırdığım ve saymadığım geride kalmışlıklara inat. rutinliklerden birisidir saymak bu kez işler yolunda değil istisna günlere el sallayarak.

damarım, dudağım çatlasın istiyorum bu gün. düşürdüğüm tuz taneleri beni yaksın istiyorum.
güncel Önemli Başlıklar