bugün

düzenleyene, katılana, destekleyene ve gören gözlerle bakana saygı duyduğum yürüyüştür. amma! uzun yıllardır eş zamanlı yürüyüşler ya da eylemler düzenliyoruz. bu eylemlere katılıyoruz. yıllardır aynı sloganları atıyoruz. hakkımızı yemeyeyim, son yıllarda özellikle internette sansüre karşı takındığımız tavırda yaratıcıydık. ama göze gelmedik, dişe gelmedik. zira o cumhuriyet yürüyüşlerinde, şehitlerimizi anma eylemlerinde biraz dişe dokunur olsaydık ve göze gelseydik; bugün bu diyarların içerisinde ki o yerlerde kan akmaz olurdu. bu şekilde olmazdı.

yürüyoruz. hovumuzu alıyoruz. idari güç sahipleri yürüyüp, söylenip rahatlamamızı ve kuyruğumuzu kıstırıp kenara çekilmemizi bekleyecek. her zaman olduğu gibi. bizler sokaklara akacağız. beyaz tişörtler giyip, kırmızı ay yıldızlı bayrağımızı gerine gerine sallayıp, yakalarımıza siyah kurdelelerimizi iğneleyeceğiz. herşey çok güzel. peki göğsümüzde ki iğneleri kime batıracağız? kim duyacak o acıyı? kim hissedecek? her seferinde uyanışa geçtiği söylenen milletimin insanı hovunu alacak ve sinesine taş basıp zevk-i sefalara dalmaya devam edecek. yanılıyor muyum cicişler?

her halukarda katılacağım, desteklediğim ve sonsuz saygı duyacağım yürüyüştür. unutulmaması gereken ve arada kaynayan çok önemli bir nokta vardır ki; bunu söylerken şehitlerimizin önemsiz olduğunu kesinlikle söylemiyorum; kürt halkı demokratik özerkliğini ilan ettiğini açıkladı. bir basın açıklamasıyla. hükümetimizin yetkilileri şehitlerimize ve bizlere taziye ve sağ duyu mesajları yolladı.

özerkliğin ilan edilmesi, kıdem tazmitanının kaldırılması gibi arada kaynayacak bir olay değil! bu olay, çalışan sözleşmelerinin aylardır sonuçlanamaması değil! bu olay önemli. yazılı, görsel ve sosyal medyanın seçim programı yapar gibi konuşmasının, tartışmasının ve tv programlarının kadrolu aydınlarının(!) boy göstermesinin gerektiği bir olaydır! bu da böyle biline, akıllara gire, göze gele, dişe dokuna!

(bkz: beyler buraya dikkat)
(bkz: aysel tuğluk un demokratik özerklik ilan etmesi)

edit: kıdem tazminatı ve sözleşme konusunun ciddi manada önemsiz ve araya kaynayacak konular olmadığını düşünüyorum. o kısımda bir edebi sanat yapmaya çalışırken sıçtığımın farkındayım. onları da dikkate alın, şehitlerimizi de dikkate alın ama özerklik meselesini de dikkate alın.