bugün

Tallinn´deki A Le Coq Arena´da saat 21.30'da başlayacak olan 2010 dünya kupası elemelerindeki 4.maçımız.
trt 1 ekranlarından naklen yayınlanacak maç.
şüphesiz takımın en zayıf halkası çıtkırıldım, gökhan zan'dır.
siyah forma ile çıkılmasını istiyoruz. en azından belki bu şekilde sesimiz duyulur, ab dekiler de merak ederler bunlar neden böyle giyindiler diye biz de söyleriz kalleşler 15 tane gencimizi şehid etti, maalesef şimdiye kadar olanların sayısı da 5.000 derdik.
eleme maçlarının başında olmamıza ve gurubun en kolay geçilebilecek takımı ile oynamamız sebebiyle türk milli takımının puan kaybetme ihtimalinin en yüksek olduğu karşılaşmalardan biridir. bilirsiniz bizim işimiz çok iyiler ve çok kötülerle.
eskilerden san marino örneği gözümüze gözüme hala da batarken dikkat edilmesi, rakibin küçümsenmemesi gereken dünya kupası gurup eleme maçı.
millilerin farkla kazanacakları maçtır.

(bkz: uğurlu kanal trt)
milli takımımızın * 19 kişilik bir kadro ile estonya'ya gittiği maç. 3 tane kaleci bulunan bu kadroda, 1 kaleci dışında herkes ilk 18'e girecektir.

http://www.tff.org/defaul...ageID=202&ftxtID=5151
3 maçta 13 gol yemiş estonya'yı normal şartlarda türkiye'nin ezip geçmesi beklenmelidir. ancak bu işler belli olmaz o da ayrı.
zor bir deplasman olması beklenmektedir, ancak türkiye tecrübe * farkıyla rakibini sürklase edebilecek güçtedir.
türkiye'nin mecburen kazanması gereken maçtır, çünkü ispanya deplasmanda belçika ile oynayacaktır ve belçika'yı yendiği takdirde bizim için büyük bir avantaj olacaktır.

1. iSPANYA 3 3 0 0 8 0 9
2. BELÇiKA 3 2 1 0 6 3 7
3. TÜRKiYE 3 2 1 0 5 2 7
4. BOSNA-HERSEK 3 1 0 2 8 3 3
5. ESTONYA 3 0 0 3 2 13 0
6. ERMENiSTAN 3 0 0 3 0 8 0
mehmet y. yilmaz'in hakkinda

"türkiye'nin kalesinde casillas varsa kazanabilir"

yorumunu yaptigi mac.
her türlü, dişinin kovuğu bile edemeyecek bir takıma (bkz: estonya) karşı oynayacak olan millilerimizin, yine her türlü karşısındaki takımı çükerteceğine inandığım maç. ama, yine de temkinli olmak lazım gelmektedir. özellikle, kısa boylu ve teknik orta saha oyuncularımıza dayalı ve de bosna hersek maçının ikinci yarısı gibi oynarsak da, fark atarız gibime gelmektedir.
böyle kolay maçları zora çeviren bir milli takım olduğu için açıkçası tedirginim.
bosna'nın 7 gol attığı estonya'ya 8 tane atmazsak ayıp kaçacak maç.
bu futboldur. bosna maçında idman eksikleri vardır. futbolcuların moralleri bozuktur.7 yemişlerdir.
bize bilenmişlerse; 0-1 olsun bizim olsun'u bile kabullenmemiz gereken maçtır.
zor ya da kolay kazanacagimiz mactir. yumurtanin kapiya dayanmasini beklemeden puanlari sepete doldurmanin zamanidir. belcika macinda kaybettigimiz puanlarla kredimizi tuketmis bulunmaktayiz zira.
duran toptan kesin 1 gol yiyeceğimiz maç. dolayısıyla 2.5 gol üstü oynamak, hatta 3.5 gol üstü oynamak mantıklı.
her şartta ve koşulda kazanmamız gerektiğini düşündüğüm ve sonucun da o yönde gelişeceğini umduğum maç... ama asıl olan bizim milli takımımızın bundan sonraki maçlarda, eğer kalınırsa dünya kupasında nasıl oynayacağıdır..

şimdi naçizane yoruma geçecek olursak; ben her türlü sistemi başarıyla uygulayabilecek bi oyuncu topluluğuna sahip olduğumuzu düşünüyorum.. klasik 4-4-2, son zamanların moda sistemi 4-2-3-1, 4-4-1-1 vs.. her şekilde sahip olduğumuz takım bunlardan birini iyi bi şekilde oynayabilir.. ama kişisel hesapları ve şişmiş egoları bi yana bırakarak seçim yapılmalı.. seversin sevmezsin o ayrı konu ama fatih tekke, ümit karan, ibrahim toraman kesinlikle bu kadroda bulunmalıdır.. bu şahsi kanaatim tabi.. sonuçta kararları fatih hoca veriyo..

günden güne yenilenen ve zorlaşan futbolla birlikte artık sistem değişiklikleri, avrupa'nın önde gelen ekiplerinin uyguladığı sistemleri model almak elzem olmuştur.. nedir bunlar? barcelona ve roma'nın başlattığı ve bence de şu an itibariyle en işlek sistem olan 4-2-3-1.. peki biz bu sisteme uygun oyunu oynayabilir miyiz? kesinlikle evet.. euro 2008'deki almanya maçını hatırlayın.. almanlar da bizimle aynı sistemi oynamaya çalışmış ama top hep bizde kalmış, belki de o maçta turnuvada oynadığımız en organize ve takım oyununu sergilemiştik..

almanlar karşımızda acizlerdi.. bunun da nedenleri var.. bu sistemin en önemli yeri aslında 5 li gibi görünen orta saha.. kim vardı almanların orta sahsında? iki önlibero mevkiinde simon rolfes ve thomas hitzlsperger.. önlerinde ballack, sağda schweinsteiger, solda podolski.. tek forvet klose.. ama bu sistemleri işlemedi.. çünkü çift önliberoları iki yönlü oyuncular değil.. rolfes aşırı savunmacı; hücumda hiç yok, hitzlsperger ise tam bi 10 numara; savunmadan anlamaz.. forvetleri klose ise sırtı dönük oynayamaz, gerektiği anlarda pasörlük yapamaz, adam geçip uzaktan şut atmaz.. sadece ceza sahasında çok etkilidir ve kafa toplarında mükemmeldir..

sistemin işlemediğini gören löw ballack'ı geriye çekip hitzlsperger'i ileri sürdü.. aslında bu da bi nevi kumardı ve bu da bence tutmadı.. çünkü hem ballack hem de hitzlsperger bizim inanılmaz presimiz ve direncimiz karşısında çok yorulmuşlardı..

bahsi geçen maçta biz 4-2-3-1'in farklı bi versiyonunu orta sahayı 3'leyerek oynadık.. ama az önce de belirttiğim gibi bizim milli takımımız bu sistem için idealdir.. o maçtaki kadroyu sayacak olursak; sağ bek sabri, sol bek balta, çift stoperimiz gökhan zan ve mehmet topal.. 3'lü orta sahamız; marco, ayhan, hamit.. sol açığımız uğur boral, sağ açığımız colin.. forvetimiz ise semih.. bizim bu sistemle almanları oyun olarak ezmemizin nedenleri ise oyuncularımızın bu sistem için ideal isimler olması.. savunmamız fena değil -ki bana kalsa toraman'ı kesin euro 2008'e götürürdüm- ama kilidimiz orta saha.. marco; oyunun iki yönünü de oynayabilen çok yeterli bi adam.. ayhan akman ona keza.. pas yapar, dribling yapar, sağ/sol iki ayağını da kullanır.. hamit; tam o yerin adamı.. şut, pas, çalım, kuvvet, güç, hırs.. hepsi mevcut.. işte bu üçlü sayesinde almanların sistemini çökertip, başarılı bi futbol oynayıp şanssız bi şekilde elenmiştik..

şimdi ise sakatların dönmesi, doğru tercihler ve bireysel performanslarla yukarda bahsedilen sistemin estonya maçından sonraki maçlarda uygulanması halinde kesinlikle çok iyi yerlere gelebileceğimizi düşünüyorum.. mucize olmaktan çıkıp bi futbol realitesi haline gelebiliriz zira buna uygun oyuncularımız var..

alman maçındaki sistemden yola çıkarak; sola arda turan'ı, sağa ise gökdeniz karadeniz veya nihat kahveci'yi koyup, [nihat beşiktaş ve sociedad'da sağ açık/serbest adam oynuyodu] defansı gökhan gönül, [ama formda hali] servet, toraman, hakan balta, orta ikiliyi marco ve hamit altıntop, sağda nihat veya gökdeniz, solda arda, onlara destekçi yıldıray baştürk [oyun tarzını ve stilini hiç sevmem ama çok faydalı olacaktır bizim için] ve forvette ise semih şentürk'ü monte edersek çok sağlam bi futbol oynayacağımızı düşünüyorum.. ne bileyim bana öyle geliyo sanki.. *

bu uzun ve can sıkıcı entrymi millilere başarılar dileyerek noktalıyorum.. hadi bakalım turkolar.. allah utandırmasın..
düz mantıkla bosnayı yenen takım olarak milli takımımızın en az onlar kadar ezmesi beklenebilir ama futbol matematik kuralları ile işlemiyor ne yazık ki sonuçta önemli olan iyi oyun oynamamız bir iki farketmez artık kaç tane atmak getrekirse kazanmamızdır, tek istediğim yine havaya puanlar kaybedip son maçlarda gerilmememiz ki bu kere ikincilik doğrudan götürmüyor da.
ispanya'nın biri penaltıdan olmak üzere 3 duran topla yendiği estonya karşısında kazanılması gereken karşılaşmadır. duran topların usta ismi sabri sarıoğlu'na büyük işler düşmektedir. *
trt yayınında skorun ortada gözüküp beni gıcık ettiği maç. gözü takılıyor insanın ister istemez.
Maçı anlatan Levent Özçelik sayesinde Estonyalılara eston dendiğini öğrendiğimiz maç.
duran topların usta ismi sabri'nin dışardaki kargaları avlayan bir şut attığı maç.. vurma hacı sen topa falan..
hakan balta'nın topunun direkten döndüğü maç..
güncel Önemli Başlıklar