bugün
- yoga eğitmeni uzun boylu motorcu şamatacı erkek9
- fenerbahçe10
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı8
- sözlük yazarlarının pankekleri11
- profesyonel fotoğraf makinası tavsiyeleri10
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı10
- patiswiss15
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi13
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi11
- inmesi binmesinden daha zor olan şeyler14
- sinemaların batma aşamasına gelmesi15
- 22 nisan 2024 sivasspor fenerbahçe maçı33
- stanleywhite10
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı9
- junkman8
- belediyeler el değiştirince bütün foyalar döküldü19
- siklememenin getirdiği huzur9
- anın görüntüsü19
- icardi190511
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması8
- sivasspor'a verilen penaltı18
- yazarların en rum özelliği11
- bülent uygun9
- galatasaray9
- bakire misin diye soran erkek12
- xdearm8
- johnny bellington21
- nihavend longa19
- icardi1905'in adam gibi adam olması15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar9
- icardi1905 silik olsun kampanyası16
- binali yıldırım'ın servet15
- mersinden kıbrısa yüzmek12
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı9
- sözlükte fake alacak kadar ezik olmak8
- güzel kızların size abi demeye başlaması11
- arda güler9
- türk kızlarının zenci sevdası13
- susmayan durmayan israile gemi ticareti8
- bir insan sizi ne kadar kırabilir13
- şu anda çalan şarkı11
- sevgili kendim12
- afrika ülkeleri ve türkiyedeki enflasyon oranları29
- abberline tarzı saçma sapan başlıklar açmak8
- icardinin bir haftada 600 üzeri entry girmesi8
- ekşi sözlük20
- türk kızlarının beğendiği erkek tipi16
- bir kadına yaklaşıp adres sormak9
- 21 nisan 2024 real madrid barcelona maçı19
- ona bir şey söyle12
cahil ve araştırmayan insan modelinin istanbul'a, tarihi ismi olan, constantinoplois diye hitap edenlere tepki babında ve çoğu zaman da sağda solda sarfetmekten çekinmediği cümlecik. ancak tepki bir de 1453'e dayanınca daha da trajik bir denyoluk vaziyetine dönüşüyor. o dA şöyle oluyor.
bir kere constantinopolis, 1453'den sonra diğer adları ile birlikte osmanlı'da Konstantiniye diye anılan; batı roma yıkıldıktan sonra roma imparatorluğunun da başkenti olan şehrin ismidir.
günümüzde türkiye insanına bazen şehrin roma döneminden kalma ismiyle hitap edilmesi durumuna karşın bir alerji oluşturmsı tembihlenmiştir resmi kaynaklarımızın pomapasıyla. o nedenle etrafta tonla "constantinapolis değil istanbul, sizin emellerinizi biliyoruz" paronoyası ve bir nevi denyoluğu ile cümleler kuran insancıklara rastlamaktayız. nedir emelleri bir sormak lazım ama ondan öte bu denyoluğun bir hastalık durumu oluşturduğunu görünce, kelimenin etimolojik ve daha sonra antropolojik anlamlarına göz atmanın belki biraz bu paranoyı giderebileceğini düşündüm. şimdi dostlar biliyoruz artık, constantinopolis'in konstantin'in şehri anlamına geldiğini. yeterince açıklanmış zaten etimolojik kökenine fazla inmeme hiç gerek yok bu konuda kuşku da yok sanırım. tamam.
peki kim bu konstantin?
konstantin sırbistan'ın niş şehrinde doğmuş aslen sırp asıllı ve ismi de Latince 'constantia'dan gelen yunanlılıkla da uzaktan yakından alakası olmayan bir şahsiyet. biliyoruz ki daha sonra imparatorluğun kralı olup yeni kurulan devletin başşehri kendi ismiyle anılır olmuş. buarada constantinapolis'in konstantin'den önceki ismi hassosundan yunancadır. bunu da bir kenera hemen not edin.
herneyse, bizim mehmet sultan, istanbul'u fethettiğinde bırakın inkar etmeyi sanılanın aksine gurula bu ismi ile şehre hitap etmiş ve ta ki cumhuriyet kurulana dek constantinoplois'in ismi konstantiniye diye de osmanlı'da anılmıştır. ayrıca osmanlı'nın başşehri de burası olmuştur. yani değerli bir yazarımızın da deyimiyle; "Osmanlılar da herhangi bir kompleks duymadan, öteki adlarının yanı sıra 'Konstantiniye' diyorlardı bu kente. 'Kompleks' bir yana, özellikle kıvanç duyarak söylüyorlardı bunu, çünkü şanı dillere destan Konstantin kentini onlar fethetmişlerdi ve adını her söyleyişlerinde bunu bir daha dünyaya ilan etmiş oluyorlardı." şimdi biraz daha anladığını umuyorum paranoyanın denyoluk seviyesinde bulunan alerjik vakaya yakalanmışları.
bunu da geçtik. peki, bugun kullandığımız ve kimimizin gururlanarak ismini sağda solda karıştırılmamasını dilediği, fakat malesef 1453'ten beri değil ama türkiye cumhuriyeti kurulalı beridir resmen tek ismiyle hitap ettiğimiz istanbul'un etimolojik kökenine. bir hayal kırıklığı oluşturabilir bahsettiğim sınıf için ama malesef tamamen yunancadır. o da şöyle oluyor: istanbul = sten poli > eis ten poli yani yunanaca; şehir içi, ya da iç şehir demek oluyor. eee nerede kaldı bizim gurur gurur gururlanmamız. constantinopolis'in kökeni latince ama istanbul yunanca ve biz çok sinirliyiz. çünkü batılılar bazen dünyanın gelmiş geçmiş en uzun ömürlü ve en güçlü imparatorluğunun başkentininin ismiyle hitap ediyor, bizim 1453'te osmanlı sultanı fatih tarafından fethedilmiş ve gurula konstantiye'yi fethettiğini söylediği istanbul'umuza.
hadi şimdi gidin aklınızı başınıza toplayın, ya da sakinleşin biraz.
bir kere constantinopolis, 1453'den sonra diğer adları ile birlikte osmanlı'da Konstantiniye diye anılan; batı roma yıkıldıktan sonra roma imparatorluğunun da başkenti olan şehrin ismidir.
günümüzde türkiye insanına bazen şehrin roma döneminden kalma ismiyle hitap edilmesi durumuna karşın bir alerji oluşturmsı tembihlenmiştir resmi kaynaklarımızın pomapasıyla. o nedenle etrafta tonla "constantinapolis değil istanbul, sizin emellerinizi biliyoruz" paronoyası ve bir nevi denyoluğu ile cümleler kuran insancıklara rastlamaktayız. nedir emelleri bir sormak lazım ama ondan öte bu denyoluğun bir hastalık durumu oluşturduğunu görünce, kelimenin etimolojik ve daha sonra antropolojik anlamlarına göz atmanın belki biraz bu paranoyı giderebileceğini düşündüm. şimdi dostlar biliyoruz artık, constantinopolis'in konstantin'in şehri anlamına geldiğini. yeterince açıklanmış zaten etimolojik kökenine fazla inmeme hiç gerek yok bu konuda kuşku da yok sanırım. tamam.
peki kim bu konstantin?
konstantin sırbistan'ın niş şehrinde doğmuş aslen sırp asıllı ve ismi de Latince 'constantia'dan gelen yunanlılıkla da uzaktan yakından alakası olmayan bir şahsiyet. biliyoruz ki daha sonra imparatorluğun kralı olup yeni kurulan devletin başşehri kendi ismiyle anılır olmuş. buarada constantinapolis'in konstantin'den önceki ismi hassosundan yunancadır. bunu da bir kenera hemen not edin.
herneyse, bizim mehmet sultan, istanbul'u fethettiğinde bırakın inkar etmeyi sanılanın aksine gurula bu ismi ile şehre hitap etmiş ve ta ki cumhuriyet kurulana dek constantinoplois'in ismi konstantiniye diye de osmanlı'da anılmıştır. ayrıca osmanlı'nın başşehri de burası olmuştur. yani değerli bir yazarımızın da deyimiyle; "Osmanlılar da herhangi bir kompleks duymadan, öteki adlarının yanı sıra 'Konstantiniye' diyorlardı bu kente. 'Kompleks' bir yana, özellikle kıvanç duyarak söylüyorlardı bunu, çünkü şanı dillere destan Konstantin kentini onlar fethetmişlerdi ve adını her söyleyişlerinde bunu bir daha dünyaya ilan etmiş oluyorlardı." şimdi biraz daha anladığını umuyorum paranoyanın denyoluk seviyesinde bulunan alerjik vakaya yakalanmışları.
bunu da geçtik. peki, bugun kullandığımız ve kimimizin gururlanarak ismini sağda solda karıştırılmamasını dilediği, fakat malesef 1453'ten beri değil ama türkiye cumhuriyeti kurulalı beridir resmen tek ismiyle hitap ettiğimiz istanbul'un etimolojik kökenine. bir hayal kırıklığı oluşturabilir bahsettiğim sınıf için ama malesef tamamen yunancadır. o da şöyle oluyor: istanbul = sten poli > eis ten poli yani yunanaca; şehir içi, ya da iç şehir demek oluyor. eee nerede kaldı bizim gurur gurur gururlanmamız. constantinopolis'in kökeni latince ama istanbul yunanca ve biz çok sinirliyiz. çünkü batılılar bazen dünyanın gelmiş geçmiş en uzun ömürlü ve en güçlü imparatorluğunun başkentininin ismiyle hitap ediyor, bizim 1453'te osmanlı sultanı fatih tarafından fethedilmiş ve gurula konstantiye'yi fethettiğini söylediği istanbul'umuza.
hadi şimdi gidin aklınızı başınıza toplayın, ya da sakinleşin biraz.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar