bugün

cahil ve araştırmayan insan modelinin istanbul'a, tarihi ismi olan, constantinoplois diye hitap edenlere tepki babında ve çoğu zaman da sağda solda sarfetmekten çekinmediği cümlecik. ancak tepki bir de 1453'e dayanınca daha da trajik bir denyoluk vaziyetine dönüşüyor. o dA şöyle oluyor.

bir kere constantinopolis, 1453'den sonra diğer adları ile birlikte osmanlı'da Konstantiniye diye anılan; batı roma yıkıldıktan sonra roma imparatorluğunun da başkenti olan şehrin ismidir.

günümüzde türkiye insanına bazen şehrin roma döneminden kalma ismiyle hitap edilmesi durumuna karşın bir alerji oluşturmsı tembihlenmiştir resmi kaynaklarımızın pomapasıyla. o nedenle etrafta tonla "constantinapolis değil istanbul, sizin emellerinizi biliyoruz" paronoyası ve bir nevi denyoluğu ile cümleler kuran insancıklara rastlamaktayız. nedir emelleri bir sormak lazım ama ondan öte bu denyoluğun bir hastalık durumu oluşturduğunu görünce, kelimenin etimolojik ve daha sonra antropolojik anlamlarına göz atmanın belki biraz bu paranoyı giderebileceğini düşündüm. şimdi dostlar biliyoruz artık, constantinopolis'in konstantin'in şehri anlamına geldiğini. yeterince açıklanmış zaten etimolojik kökenine fazla inmeme hiç gerek yok bu konuda kuşku da yok sanırım. tamam.

peki kim bu konstantin?

konstantin sırbistan'ın niş şehrinde doğmuş aslen sırp asıllı ve ismi de Latince 'constantia'dan gelen yunanlılıkla da uzaktan yakından alakası olmayan bir şahsiyet. biliyoruz ki daha sonra imparatorluğun kralı olup yeni kurulan devletin başşehri kendi ismiyle anılır olmuş. buarada constantinapolis'in konstantin'den önceki ismi hassosundan yunancadır. bunu da bir kenera hemen not edin.
herneyse, bizim mehmet sultan, istanbul'u fethettiğinde bırakın inkar etmeyi sanılanın aksine gurula bu ismi ile şehre hitap etmiş ve ta ki cumhuriyet kurulana dek constantinoplois'in ismi konstantiniye diye de osmanlı'da anılmıştır. ayrıca osmanlı'nın başşehri de burası olmuştur. yani değerli bir yazarımızın da deyimiyle; "Osmanlılar da herhangi bir kompleks duymadan, öteki adlarının yanı sıra 'Konstantiniye' diyorlardı bu kente. 'Kompleks' bir yana, özellikle kıvanç duyarak söylüyorlardı bunu, çünkü şanı dillere destan Konstantin kentini onlar fethetmişlerdi ve adını her söyleyişlerinde bunu bir daha dünyaya ilan etmiş oluyorlardı." şimdi biraz daha anladığını umuyorum paranoyanın denyoluk seviyesinde bulunan alerjik vakaya yakalanmışları.

bunu da geçtik. peki, bugun kullandığımız ve kimimizin gururlanarak ismini sağda solda karıştırılmamasını dilediği, fakat malesef 1453'ten beri değil ama türkiye cumhuriyeti kurulalı beridir resmen tek ismiyle hitap ettiğimiz istanbul'un etimolojik kökenine. bir hayal kırıklığı oluşturabilir bahsettiğim sınıf için ama malesef tamamen yunancadır. o da şöyle oluyor: istanbul = sten poli > eis ten poli yani yunanaca; şehir içi, ya da iç şehir demek oluyor. eee nerede kaldı bizim gurur gurur gururlanmamız. constantinopolis'in kökeni latince ama istanbul yunanca ve biz çok sinirliyiz. çünkü batılılar bazen dünyanın gelmiş geçmiş en uzun ömürlü ve en güçlü imparatorluğunun başkentininin ismiyle hitap ediyor, bizim 1453'te osmanlı sultanı fatih tarafından fethedilmiş ve gurula konstantiye'yi fethettiğini söylediği istanbul'umuza.

hadi şimdi gidin aklınızı başınıza toplayın, ya da sakinleşin biraz.
güncel Önemli Başlıklar