bugün

saat 15:00'da antalya atatürk stadı'nda başlayacak olan tsl 20. hafta maçı.
galatasaray ın mutlak galip gelmesi gereken maç.
galatasaray' da kırmızı kart cezalısı cassio lincoln, sarı kart cezalısı emre aşık, sakatlığı süren hakan balta, sakatlıktan yeni kurtulan harry kewell ve hasan şaş antalya' ya giden kafilede bulunmuyor.
galatasaray'ın kaybetmesi halinde şampiyonluk yarışına ufaktan ufaktan elveda diyecegi karşılaşma.
antalya da su an itibarı ile tabiri caizse gökten su bosalıyor,bu maçı etkileyeceği muhakkak.

edit:bu yağmur bir iki gün devam eder antalyayı bilen bilir.
14 şubat'a denk gelen bu maçta sadece antalya aşkını doyasıya yaşamak isteyen antalyaspor taraftarının aksine bir kısım galatasaray taraftarının maç öncesinden sanalda savaş baltalarını amaçsız bir şekilde kuşandıklarının görüldüğü maçtır.

http://www.antalyasporum.com/popuphaber.asp?hid=6424

daha önce iki takım arasında * belli bir sorun olmamasına rağmen bazı galatasaray taraftarlarının bu tahrik etmeye yönelik tutumu sergilemeyi tercih etmelerine en kuvvetli neden olarak son zamanlarda şımarık bir çocuk gibi davranan yönetiminden etkilenmiş olma olasılığı geliyor aklıma.

en başta da yazdığım gibi antalyaspor taraftarının galatasaray maçından beklentisi 14 şubat'ta antalya sevdasını doyasıya yaşamak, güzel bir futbol ve galatasaray'ı yenerek 3 puanı almak dışında bir şey değildir ama eğer bahsi geçen tahrikçi galatasaray taraftarı bu tutumlarını cumartesi günü de devam ettirirse olacakların sorumlusu elbette antalya taraftarı olmayacaktır. bunu burada şimdiden yazalım da maçta * olaylar yaşanırsa galatasaray yönetimi bu maçtan sonra da "ben haklıyım, o bana vurdu" diye ağlamasın.

bu yazdıklarım kimileri tarafından tehdit olarak algılanabilir ancak bilinçli tribüncüler bilirler ki bu yazdıklarımın bir tehdit değil, bir uyarı ve fair play'e davettir.

son olarak:

başka sevda görmedi gözümüz, kutlu olsun antalyasporum sevgililer günümüz.
8 subat 2009 antalyaspor denizlispor maci'ndan sonra denizlispor otobüsünün camlarını kıran antalyaspor taraftarı'nın fair play dileklerini eksik etmedikleri maç. ironik.

teknik olarak;

galatasaray'daki eksiklikler, havanın ve sahanın kötü olması, antalyaspor'un, korkulu rüya görmemek için kendi sahasında puan ya da puanlar almak isteyecek olması maçı zor kılan etkenler...

izleyip göreceğiz...
maçın tansiyonu açısından 8 subat 2009 antalyaspor denizlispor maci ile karşılaştıralamayacak maç.

31 ocak 2009 denizlispor galatasaray maci'nda takımları 2-0 geriye düştükten sonra bile sahadaki takımlarını desteklemek yerine antalyaspor aleyhine kötü tezahürat yapacak kadar gözü dönmüş bir antalyaspor düşmanlığı besleyen denizlispor taraftarının bu maçtan önce yaptıklarını öğrenmek için 8 subat 2009 antalyaspor denizlispor maci/@clecle başlığında yazdıklarımın önce okunması gerekir.

daha sonra antalyaspor taraftar forumlarındaki o maçla ilgili başlıklar dikkatle okunmalıdır. forumlara bakınca kolaylıkla görülebilir ki denizlispor taraftarı içerisinde bir grup tahrik mesajları yazarken, bir grup gerçek tribüncü olan denizlispor taraftarı da futbola yakışır mesajlar yazmış ve onlara karşılık olarak da antalyaspor taraftarları maçla ilgili iyi niyet temennilerini dile getirmiş ve de o gerçek tribüncü isimlerle beraber pek çok yerde fair play çağrısı yapmıştır.

ancak maç içerisinde denizlispor taraftarının tahrikleri devam etmiş ve devre arasında da bu tarz tezahüratları tam anlamıyla sözlü saldırıya dönüşmüştür. ayrıca bulundukları tribünün arka tarafından sarkarak antalyaspor taraftarının bulunduğu tarafa açtıkları pankartla da antalya'ya ne için geldiklerini ortaya koymuşlardır. bunun üzerine de zaten geçmişteki hataların üzerine bir de bu tarz davranışları da eklenince tribünü mafyacılık oynayabilecekleri bir yer sanan, küfür ederek adam olabileceklerini düşünenlere bir tribünün tepki vermesi gayet doğaldır. bu türkiye'de hangi tribünde olursa olsun böyledir. gündelik hayatta da bu böyledir. biri sana saldırırsa sen de ona karşılık verirsin.

geçmişi sorgulayacak olursak hem antalyaspor'un hem de galatasaray'ın bu tarz olaylara * adının karıştığını ortada. onun için bu tarz olayların tekrar yaşanmaması için saygı içerisinde görüşlerimizi belirtelim ve en önemlisi de bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayalım.

ayrıca bu maçla ilgili antalyaspor taraftarını eleştirirken şunu da es geçmemek lazım antalyaspor taraftarı bu maç hakkında ne gibi bir olumsuz söz veya davranışta bulunmuştur da te verdiğim tarzda bir tahrik ortaya çıkmıştır? tabii bir de ben bunları derken şunu da unutmadan söylüyorum: her tribünün içinden çürükler çıkacaktır. onun için benim lafım ne tüm denizlispor taraftarınadır ne de tüm galatasaraylılara. lafım spora bu tarz olayları karıştırmak isteyenleridir.
antalyaspordan 14 subat sevgililer gunune yakisir bir sekilde galatasaraya sevgi gosterisinde bulunacagini umit ve temenni ettigim mactir.
galatasaray ın ilk 11 i belli olmuştur:

de sanctis
sabri
servet
meira
volkan yaman
barış özbek
mehmet topal
ayhan
arda
nonda
baros
türkiye'nin en çok gol atan takımının maçıdır. hani 5. sıra ve onun altındakiler izlesin iyi gelir, goller falan güzel tabi.
internet üzerinden de güzel güzel izlenebilecek karşılaşmadır.*
(bkz: haydi çocuklar)
antalyasporun;alacağı puan ve puanlarla 15 şubat beşiktaş-trabzonspor maçının tansiyonunu iyice yükselteceği karşılaşmadır.
bir galatasaray taraftarı olarak galatasaray'ın galibiyet alamayacağını hissettiğim maçtır.

(bkz: hadi hayırlısı)
ilk 10 dakikada antalyaspor'un çatır çatır top oynadığını gördüğümüz, galatasaray'ın top yapmakta zorlandığı karşılaşmadır. barış ve nonda'yı istekli görüyorum inşallah onlarla sonuca gideriz.
baros un sarı kart gördüğü bir başka lig karşılaşması.
ya kardeşim her hafta salak salak sarı kartlar kırmızı kartlar görmek zorunda mıyız biz galatasaraylılar ya? ben olsam baros'a ceza verirdim artık.
ulan şu ceza yayında önünüz açıldığında markajdaki adamlara pas atmaya çalışacağınıza vurun da işte prömiyer lig bu diyelim dediğim karşılaşmadır.
baros'un yavaş yavaş arif erdemvari düşüşler gerçekleştirdiğini gördüğüm maçtır. adamın ayağı ona yetişmeden o götürüp takıyor kendi ayağını.
fatih ceylan'ın artık kartı hakettiği karşılaşmadır.
nonda ve vahap'ın sarı kart gördüğü poziyonda eğer kart doğruysa, her maçta 15 sarı kart gösterilmesi gerektiğini gözler önüne seren karşılaşma.

halis özkahya ufak ufak işlemeye başladı, dikkatle izliyoruz.
nonda ve vahap'ın karşılıklı süper komik kartlar gördüğü, böylece ceza sahasındaki her türlü ufak-tefek itişmeye katıksız sarı kart çıkması gerektiğini bize gösteren maç. böyle otoritesiz, çocuk gibi hemen kartına davranan hakemlerin bu ligde olması utanç verici. yahu adam bir dur da maç seyredelim, en ufak bokta hooop hemen kart, bu ne ya...
ulan tüm ligleri takip ediyorum nerdeyse. Hakemliğin kuralları vardır eyvallah ama aynı zamanda çoğu pozisyon yoruma açıktır. Kitapta diyor ki futbolcu kendini hakeme aldatmak için yere atıyorsa bunun cezası var. biliyoruz, sarı kart. Ulan ama bizim ligimizde nedense bu olay tam anlaşılmamış. Yani futbolcu düşse ayağı kaysa ceza sahasında durumu değerlendirmeden direk kart çıkıyor kendini yere attı diye. yanlış bir karar verdiklerinde ''yoruma açık pozisyon'' diyip işin içinden sıyrılmayı biliyorlar. Ne kadar çok kart gösterirsem o kadar ''cool hakem'' mi olucam diye düşünüyorlar bilmiyorum. ama şu bir gerçekki televizyondaki eski hakemlerin yorumlarını ve düşüncelerini o kadar çok dikkate alıyorlar ki kendi yönettikleri maçlar da bile ''acaba erman abi ne düşünür burda, sarı mı versem, kırmızı mı hangisini versem gözüne girerim ahmet çakar'ın?'' gibi düşünceler içinde olduklarını maalesef ki düşünüyorum çünkü hissediyorum.
ilk yarısı 0-0 bitmiş karşılaşmadır.