bugün

türkiye'de oynatacak başka oyuncu kalmadı mı dedirten ve selçuk inan'ın ilk kez milli olduğu maç.
fatih terim'in kendi takımında yedek veya sakat olup oynamayanları kazanma maçlarından biridir, milli takımın sinyor terim'in ego tatmini amacıyla özel bir oyun tahtası olarak kullandığının yeni bir belgesidir.
Hakan Şükür oynasayda "Neden oynatıldı?" yada Hakan Şükür bu maçta oynatılmasaydı "Neden oynatılmadı?" gibi bir soru sorduracak bir maç. Çok enteresan bir ülkeyiz gerçekten.
fatih hoca ile yer değiştirdiğimizde farklı onbir ve oyun anlayışımız olacak maç olmuştur. ders almamız mı lazım ders vermemiz mi hep beraber bir görelim.
serkan kırıntılı *
mehmet topuz *
gökhan zan *
emre güngör *
volkan yaman *
mehmet aurelıo *
nihat kahveci *
yıldıray basturk *
gokdeniz karadeniz *
tuncay şanlı *
fatih tekke *
not: bekara karı * boşamak kolay!
maçın izleyicilere ulaşmasında yaşanılan teknik sıkıntıyı sorun moldova'dan kaynaklanıyor cümlesiyle açıklayıp hepimizin yüreğine su serpen spikerin anlattığı maç..

-bey milli marşlar okunuyor diyor ama kimse yok meydanda..
*ya hanım bir sus, sorun moldova'dan kaynaklanıyor..
(bkz: yaran diyaloglar/#2334398) *
istiklal marşı'ndaki asker selamı şovunun ötesine geçemeyen maç...

evet şov ulan! sen asker selamı ver, hırslıyım, maçı yırtacağım edasında hareketler yap, sonra maça çık, elin ayağına dolaşsın...

mehmet demirkol'un dediği gibi hala (!) milli takımın kaptanı olan zat dan dun işler yapsın, sahayı dikine kat etmekten ziyade enine kat etsin, sağından alsın, soluna versin... tuncay çok değişsin... gökhan ünal küçük takım futbolcusu olduğunu göstersin... vs. vs.

fatih terim'i yunanistan maçı dahil eleştiriyoruz, ama kutsal görenler macaristan maçını alınca bayram yapanlar buyrun eseriniz... ha bir de, macaristan maçını hakemle alan fatih hoca, "macaristan maçı gibi kritik bir maç öncesinde milli davaya ihanet edenler oldu" gibi angut bir açıklama yapmıştı, soralım kendisine, bu maçtan önce ne oyunculara ne de kendisine en ufak bir söz söylenmedi, milli dava takıma istiklal marşında asker selamı yaptırtmakla mı sınırlı?

ha bu arada, bir nuri şahin vardı ne oldu ona?
ders vermekle uğraşan imparatorlukların yıkıldığını gösteren maçtır. belki hayal görüyorum ama bir milli takım hocası olarak;

(bkz: jose mourinho)
iyice sıçtığımızın resmi olan maç.

bu milli takım zaten şampiyonaya bu kafayla gitmesin çünkü orada o güçlü takımların içerisinde zaten gruptan da çıkamaz, iyice rezil olur gelirdik. biz de yine bir heyecan hesabı tv başında türkiye maçlarıın beklerdik. safi zaman kaybı olacaktı.

ayrıca bosnaya yenilen, malta ve moldova gibi uyduruk ülke takımlarına puan kaybeden bir milli takımdan daha ne bekliyoruz ki? çarşamba akşamı yunanlılar da istanbul da 1 puan kaptıkları vakit bu iş bitmiştir.

zaten cepten yiyen türkiye nin yunanistan ve norveç maçlarından 6 puan alması gerekiyor ki bu neredeyse imkansızken bu bile yetmeyebilir 1. olmaya. dünya 3. sünün düştüğü hallere bak !

milli takımı yakında halı saha maça çağıracağız bu gidişle.
#2306723
yediğimiz o salak golden sonra "üç korner bir penaltı" kuralının da işleyebileceğini düşündüğüm maç.. resmen ilkokulda sorduğumuz "taçtan gol olur mu?" ya da "kaleci oyuncu var mı?" soruları tadında bir maçtı, aferin lan!
iki pas yapamayan, telaştan "lan topu kanatlara yığamıyoruz, göbekten kısa paslarla yaralım" ı bile düşünmeyen, tuncay'ı bitmiş, tümer'i gitmiş, mehmet topuz'u acı sıçmış bir milli takım vardı sahada.

ne inanç vardı, ne hırs vardı, ne de azim vardı. 11 tane adam 'bitse de gitsek' havasında sahaya çıkmış oynuyordu o kadar.

herşey rezaletti bu gece. oynanan futbol utanç vericiydi. saha boktandı. magazinde 1 numara atv 3 kamera kurdurmuştu herhalde moldova'ya. bi cephe kamerası, bir yer kamerası bir de moldovalı kızları çeken kamera. futbolun güzelliği sanki kızlardaymışçasına ilk devre sürekli muhteşem moldovalı hatunlar gördük. sanırım kameraman feci azmıştı. kameramanın moldovalı olduğuna ihtimal vermiyorum. bu tahıl ambarında aç kalmaya benzer zira.

bu takımın oyununa diyecek birşey yok. bu takım kesinlikle ama kesinlikle avrupa şampiyonasına gitmemeli. bunu hak etmiyor. iki pas yapamayan, iki adam eksiltemeyen, forvetleri gol atamayan, ortasahası top çeviremeyen bir takımın orda işi ne? 12 dev adam gibi oraya da mı rezil olmaya gidicez?

geçelim bu "yürek var hem de mangal gibi" muhabbetlerini. taktiksiz nasıl maç kazanılıyor?

edit:

*kameralar moldovanınmış, kamermanlarsa moldovalıymış. adamlar türkün halini biliyorlar herhalde.
* taşşak geçilen bütün takımlardan puan kaybeden türkiye izliyoruz son zamanlarda ve bu durum gerçekten de berbat bir şekilde yakamıza yapıştı ve böyle de gitmekte. böylece en önemsiz maçlardan puan kaybediyoruz. ayrıca ne yazık ki bu maçla da belli oldu ki türkiye avrupa kupasına gidemeyecek. ve zaten böyle oynayacaksa da gitmemesi bizler için hayırlı olacaktır. türk milli basketbol takımı gibi olacaksa mümkünse gitmemelidir.
atv'de ki ismini bilmedigimiz* spikerin anlatimiyla ilker yasin'i mumla aradigimiz mactir.

ayni zamanda 87. dakikada oyuna giren moldovali kornekov'un rocky serisini cok fazla izledigini de isinma hareketleri ve mimiklerinden rahatca anlayabildik.

ayrica bir diger tespitimde moldova futbol federasyonunun formalari 10 yillik yaptirdigidir. maksat cocuklar buyuyunce de giyebilsin mantigidir herhalde. o nasil milli takim formasi oyle, herkese 3 beden buyuk gelmis.
mehmet topuzun karşısındaki 5 numaradan 75 dk çalım yemediği maç. Bu arada ümit karan bu milli takımın oyuncusu olduğunu göstermiştir.
Mahalle maçıdır.
yillardir 5 gün icinde oynadigimiz 2 macin birisinde puan kaybettigimizi düsünürsek, yunanistan macini umutla bekledigimiz mac.
son zamanlarda izlenen en rezil en dan dun futbol maçıdır.
buradan fatih terim'e sesleniyorum

-siz demiyor muydunuz "mazeletleri kabul etmeyiz" diye ama siz ne yapıyorsunuz. maç bitmiş ve muhabirlere;

-tuhaf bir gol yedik
-gökhan o pozisyonu kaçırmasaydı
-tuncay şuradan cart diye zort vuruşunu yapsaydı falan filan

sizi anlamakta güçlük çekiyoruz bu ne yaman bir çelişkidir. aldığınız parayı acaba hakederek mi alıyorsunuz yoksa bu ülkenin insanlarına acı çektirerek mi merak ediyorum doğrusu.
fatih terim'in hala "ben ders almam ders veririm" lafından sonra "istediğin kadar ders al veya ders ver euro 2008'i tv den izleyeceğiz senin yüzünden" dememe sebep veren hede.
fatih terim'in, oynadığı dakikaya kadar rakip alanda en iyi çalım atan adam olan arda'yı çıkarıp, yerine tümer'i aldığı maçtır.

itirazımız, tümer'in girmesine değil, arda'nın çıkarılmasına... emre belözoğlu dene topçu, hareket çekmekten başka ne işe yarar diye merak ettiren maçtır ayrıca...

artık avrupa'da oynayan topçunun banko oynaması kuralının iflas ettiği maçtır. emre'nin 70'ten sonraki maç eksikliğinden dökülmesi her şeyi gözler önüne sermiştir.

gökdeniz gibi bir adam duruken, sağ kanatta verimsizliği birçok maçta göz önünde olan tuncay neden sağ kanatta ilk 11'de başlar? emre tel tel dökülürken, arda neden oyundan alınır? ümit karan'ın alınması için mağlup duruma mı düşmek gerekir? 4-1-4-1 gibi bir taktikle mutlak kazanmamız gereken ve kalitesi takımınızdan aşağıda olan bir takımla maça çıkılır mı?

fatih terim'in "adamcılık" felsefesi de iflas etmiştir...

her şey iflas etmiştir, yunanistan maçı kazanılamazsa fatih terim geciken istifasını sunacaktır...

işin acı tarafı, yunanistan maçı hiç de umut vermemektedir... olası bir kaleci hatası şansımızı ilk maçta kullandığmızdan, bu maç çok zorlu olacaktır...
Maçı sunan spikerin hayranlarının arttığı! bir maç olmuştur. *
ümit karan'ın attığı golle fatih terim'e ayar verdiği maç.
maça moldova daha ilk dakikalarda kapanarak başladı ve ileride sadece bir adam bıraktı. kontrataklarda olursa olur hesabı.
fatih terim'in önliberoya koyduğu selçuk inan, koca 45 dakikada öne çıkıp bir top almadı. oysa önliberonun asıl görevi stoperlerden top alıp, oyun kurmak. e kardeşim sen bu sorumluluğu almıyorsan ne yapacaksın ki başka? aurelio ve zaman zaman emre bu görevi yapmasa zaten bozuk olan oyunumuz hiç şekillenemeden bitecekti,ki selçuk 45 dakika sahada kalabildi.
adamlar söylediğim gibi tek adam önde bırakarak kontra arıyorlar. fatih terim ileride kalan adamla servet'i birebir oynatsa ve gökhan zan arkaya sarkarak oynasa bu kadar tehlikeli olamayacaklardı.
ibrahim üzülmez yine çok bindirdi ama, yine boş bindirdi. arda ve tuncay zaten etkisiz kaldılar kalabalık savunma içinde, bunlara bir de organize eksikliği eklenince oyun ve skor kaçınılmaz oldu. sahada yapılan en iyi iş ümit karan'ın o açıdan o noktaya yere yakın gelen topa o kafa vuruşunu yapması oldu. şu noktada kalabalık malta savunmasının arkasına uzun toplar, şişirme toplar denesek acaba sonuç değişir miydi diye aklıma geliyor.
artık hesaplarımız ikincilik için ama lideri yenip de ikinci olmaki basit takımlara puan kaybetmek... asıl koyan o.
spikerin 35. dakikada "benim hala ümidim var" demesinden sonra üstüme bir ağırlık çöktü bir garip oldum. kendimi dağlara vurdum.