bugün

türkiye devrimci komunist partisi uyesi ve asıldıgı sırada lise ogrencisidir. gosterinin birinde catisma cikmistir ve bu catismada bir askerin şehit düşmesi sonucu gozaltina alinmistir. sorgulamasında ve daha sonra gazeteci savaş ay a çatışma sırasında yanında silah olduğunu, ateş açtığını ancak şehit olan askerin ona çok uzak olduğunu, otopside ise yakından vurularak öldürüldüğünün yazılı olduğunu soylemis ve 16 saat sonra idam edilmiştir. Hatırla Sevgili adlı dizide Erdal Eren'in hikâyesi anlatılmıştır. 2008 yilinda yapılan dizinin finalinde Erdal Eren idam edilmiştir.
devletin askerine ateş açması sonucu suçlu bulunmuş ve idam edilmiş bir çocuk. yazık daha 16 17 yaşında maşa olmuş.
adını her duyduğumda, her gördüğümde içimden ya da dışımdan kenan evren'e sözlüğü yasal yönden zor durumda bırakacak güzel sözler savurmama neden olan ismin sorgusuz sualsiz katledilişi, hukuk düzenine bundan yaklaşık 30 yıl önce vurulmuş baltadır.

bununla alakalı olarak, ismini araştırıp kim olduğunu öğrenebileceğiniz süper liberal tobb etü hukuk profesörlerinden 70 küsür yaşındaki tuğrul arat, kitabında bundan hafifçe bahsetmesine karşın, "erdal eren'in 17 yaşında asılması kanunen doğru mudur" diye sorduğumda, erdal eren kim diyerek beni benden almıştır. hukuk profesörü. kitabında bahsetmiş. ancak o kim diyor. gülsem mi, üzülsem mi bilemedim.
daha 16 yaşındaydı garibim. lise son sınıf öğrencisiydi. anası babası sokaklara salmasaydı, başı boş insanlarla takılmasını engellemese, memleketine hayırlı bir birey olacaktı. nitekim sokaklar içine çekti kendisini. eline silah verdi soysuzlar..
yaktılar gencecik fidanı. maşa ettiler emellerine güzelim çocuğu..
bacak kadar denecek çocuk ne için mücadele ettiğini bilmeden darağacında buldu kendini...
kenan amca yanlış kişiyi astı...
bu idama onay veren kenan evren i, gerçekleştiren cellatı, suçlayan savcıyı tarih affetmeyecektir. kenan evren değil belki ama çocuğu, çocuğunun çocuğu bu lekeyi alınlarında siyah bir muska olarak taşıyacaktır. yazık.
erdal eren' i hep 17 yaşında bırakan ve kenan evren' in kendisini kahraman(!) gibi hissetmesini sağlayan idam.
-12 eylül cuntasının idam ettiği kominist genç
-hakimlere bir gün sizin yerinizde halkımız olacak diyen 17 yaşındaki çocuk
-yaşasın partimiz tdkp'miz diye son sözünü söyleyen çocuk
-Ali ekber eren'in adına şarkı yaptığı 17 yaşında asılan kominist
-askeri vurmadığı kanıtlanmış ve yinede asılmış dönemin paşaları asmayalım da besleyelimmi demiştir
gökte turna dizim dizim
dinmez yüreğimde sızım
erdal eren'i asmışlar
ağıdını söyler sazım
deli sevdalar başımda
sevdalı yürek peşinde*
çektiler darağacına
daha gencecik yaşında
ankara adı kara
bu yara başka yara
onyedi yaşındaydı
kıyılır mı erdal'a
gökyüzünden bize der ki
durmasın kavgamın çarkı
sen ağlama anacığım
çoğalırız türkü türkü
başı dimdik yürüyordu
ölümüne gülüyordu
halkım unutmasın beni
mutlak gelirim diyordu.
zulüm kurbanını seçti
bütün dünya buna şaştı
işkencede hasan özmen
sesi denize ulaştı.
ben her zaman halkı sevdim
onun için işte öldüm
insanlık utansın buna
dağlarıma selam saldım.
ankara adı kara
bu yara başka yara
onyedi yaşındaydı
kıyılır mı erdal'a....
hakettiği cezanın kesildiği gün gerçekleştirilen idamdır. yok o çocuk, yok bu çocuk bırakın böyle şeyleri. kendinizi ya da kimseyi kandırmayın kimse salak değil. yok 18 yaşına girmemiş herkes çocuk cart curt. 17 ufalsın da cebime girsin ayıptır söylemesi. ne ben ne bir başka adam gibi eğitilmiş kimse japon siki kadar boyuyla zenci siki kadar işlere kalkışmaz, kalkışmak ta istemez kalkışırsanız cezanızı alırsınız bu kadar basit. teröristleri kahraman yapmaya ne kadar meraklısınız.
asıldığı halde hırsını alamayanların hala gelip çemkirdikleri çocuk. çıkartıp tekrar asın kesmediyse.
kaos ortamında çekilen tetiğin altında ezilmiş çocuktur. cezayı belirleyen kanun yaşının küçük olduğunu es geçmiştir. erdal eren asılmayı haketti veya haketmedi. ama onun bunu hakettiğini düşünürsek bugün hayatta kalanlar hangi kanunun suçluları?
bu entry'de amacım küçümseme, hakaret ya da ukalalık değildir, aslında bir amaç da gütmedim, düşündüklerimi yazdım.

29 yıl sonra isminin hatırlanmasında 3 ana etken var.
-- siyasi kmliği
-- hukuken doğru yargılanmaması
-- işlemediği iddia edilen bir suçtan yargılanması

şu noktada bir değişiklik yapalım; gerçekten bahsedilen cinayeti işleseydi ve hakkındaki suçlamayı kabul etseydi bugün aynı vefayla anılır mıydı?
benim buna cevabım "muhtemelen evet"tir.
gerçekçi olmak gerekirse kendisine bugün sahip çıkanlar arasında ciddi bir kesim, yaşadığı kısa gözaltı sürecinde baskı ve işkence altında ifade verdiğini, zaten böyle birşey yapmadığını, yaptıysa bile kendini veya bir "yoldaş"ını korumak için yaptığını anlatacak, bu şekilde savunmaya devam edecekti.

bir diğer nokta; gösteriye silahla gidiyor, ateş açtığını söylüyor ama açılan yaranın kendisi tarafından açılamayacağını anlatıyor. savaş ay'a aktardığı söylenen bu sözleri ile pişmanlık indirimi alamayacağı belli.
ayrıca idam edilme veya nispeten hafif bir cezayla kurtulma arasındaki belirsizlikte kalmış kişinin "vursam niye söylemeyeyim?" tarzı bir bakış açısına sahip olduğunu düşünmek oldukça iyimserlik olur.

ideolojiyi savunmak ile o ideolojinin bir ferdini koşulsuz benimsemek ve sembolize etmek arasındaki ince çizgiyi takip etmek kimi zaman oldukça zorlaşıyor.
"daha 17 yaşındaydı lan şerefsizler" dedirten olaydır.

"inanclara saygiliyim ama sizi istemiyorum, dedi gelen imama. bir sigara ve ailesine mektup yazmak icin kagit kalem istedi. kelepcesiz asilmak istedi, kabul etmediler. sakince yurudu ve sandalyeye cikti. 17 yasindaydi ayaginin altindaki sandalyeyi tekmelediginde. o sandalye henuz devrilmedi. bir cinayetin agirligini yuklendi ve altinda kalacak cellatlari bekliyor yere carpmak icin."

edit: bi boktan anlamayıp kötüleyenler, sikimde değilsiniz.
yeni bir 13 aralık tarihine girmekteyiz. ama yazılan bazı yazılara bakınca insanın bu toplumla ilgili kaygıları dahada artıyor. neresi burası biz kimiz ne demek hakettiği ceza ,sen suç işlenirken yanındamıydın ne bu kesinlik. ne bu hava caka çok bilirlik nerde senin şüpheciliğin alçak gönüllülüğün erdemin..sen nerden geldin çok mu masumsun. hayat tamam böyle birşey ama efendisizde yaşanabileceğini söyleyen birine karşı ne bu kin. önce kategorize et sonra infaz et olmuyor güzellik olmuyor.
doğum günüm olan 13 aralıkta mutluluğuma üzüntü katan olaydır...
kenan evren'in nasıl bir insan olduğunun bir kez daha sorgulanması gerektiğini gösteren, gencecik bir insanın apar topar dar ağacına gönderildiği tarihtir.
yapılması nedeniyle üstüne birçok şarkı-türkü yazılan acı olaydır. henüz 17 yaşında genç bir fidanın katledilmesidir. Tek suçu tam bağımsız türkiye'yi isteyen bir genç olması olan bir fidandır.

Çocuk astı cunta, Aralık 13 1980, darbeden akan en masum kan erdal eren..
teoman'ın iki çocuk şarkısında bahsettiği ve daha henüz 17 yaşında asılan çocuk.
sırf polis vurdu diye.
şimdilerde polisler yakılıyor adamlar pişman olup birde üstüne maaşa bağlanıyor.
ne dönek bir ülkedir bu ya rab?
memleketin bir pislikten daha kurtulduğu idamdır. aynısı bugün, diyarbakır, hakkari,şırnak,istanbul, mersin, izmir, adana kısacası memleketin herhangi bir yerinde gösteri yapan herkese uygulanmalıdır. en büyük dileğimiz, hayalimiz budur. gerçekleştirmek için elimizden geleni yapacağımız da budur. güzel günler göreceğiz. ama o sözde çocuklar olmayacak.
yerinde midir değil midir tartışılır. Fakat gerçek olan bişey var ki, daha 17 yaşında bir devletin nasıl olması gerektiği üzerine kafa yorup kendince bir takım çıkarımlara varmış ve ülkenin polisine, askerine kafa tutmuştur. gözümde hakkari de, diyarbakır da polise taş atan veletlerden hiç bir farkı olmayan kişidir.
(bkz: 17 yaşında hayatı anlamış olmak)
(bkz: hele dur otur bi soluklan yiğenim)
daha 17 yaşında bile, atatürk ün bursa nutkunu gerçekten anlamış kişidir. düşüncesi ne olursa olsun!!
siz milliyetçiler kusursuzsunuz evet her söylediğiniz kanun her yaptığınız övünülecek olay...herkese bağırabilirsiniz linç geleneğiniz maraşlarda bu yana hiç bitmedi..17 yaş 15 yaş hatta 10 yaş bile büyümek için yeterli bu topraklarda ama bu kadarmı meraksızsınız bu kadarmı alınmış algılarınız mahkeme kayıtları var verilen ifadeler var şunlar var bunlar var hepsini geçtim insanlık var
burada mesele idam değildir aslında. bu kişi suçlu mudur suçsuz mudur? mesele budur. yoksa sıkıyönetim zamanında birisi 17 yaşında diye "asker öldürme" suçundan idam edilmesi ne ahlaki açıdan ne de hukuki açıdan bir sakınca içermemektedir.

Asıl sorun sıkıyönetim zamanları hukuğun doğru ve tarafsız uygulanıp uygulanmadığı olacaktır.

Ha bir de bu çocuk ister bağımsızlıkçı gerçek solcu olsun,
ister Milliyetçi vatanını milletini seven biri olsun yani ne olursa olsun Asker öldürmesi mazur görülemez.

bizim ülkemizde askerin tabanı ve millet, halk iç içe geçmiştir. Yani erler, erbaşlar ve subaylar Halkın içinden bireylerdir.

Bu öyle Che'nin kübada devrim yaparken sırf farklı bir taraflar diye Kübalı, kendisi gibi halktan olan ama farklı yollara düşmüş er- erbaş askerleri öldürmesine benzemez çünkü Türk milletinde halk olma, ulus olma, kardeşlik bilinci çok daha yoğundur.
sözlükten okuduğum kadarıyla evinde otururken götürülüp idam edilmiş.*
kenan evren ile aynı ülkede yaşamak vicdan ağrısına nedendir.

tanım: daha onyedi de henüz büyümemiş erdal'ın son bakışıdır.
bır cocgun katıl olup olmadıgı merak edılmeden cezaevınden alınıp mahkemece yası buyultulup idam ettirilmesidir.

aynı zamanda bır sarkının baslangıc oykusu..
bu sayade hatırlatma ve hatta yeni nesiller için bir tanışma.

(bkz: teoman) (bkz: iki çocuk) aynı zamanda (bkz: yavuz bingöl)de seslendirmiştir.

el sallamıştı annesine
bayram izni dönüşünde hissetmiş miydi
oğlunu kurşun kalbi deldiğinde
kan revan içinde yanyana
aynı köprüde annelerinin rüyalarında öldükleri yaşlarıyla
ateşi harlı delikanlılar,
ne şehit ne kahramanlar
düşmansız bir savaşta
düştüler kalkmayacaklar
emin değildi kendi bile dokunmuş muydu tetiğine
kesin olan tek şeyse en yakın mahkumdu ipe.
'kalpte kurşun ilmek boyunda
iki çocuk ölüm karşısında
hep çocuk kalacaklar büyümeden birer tabutta ama yaşıyorlar,
gülüyorlar annelerinin rüyalarında.
güncel Önemli Başlıklar