bugün

Usta kalem, büyük gazeteci Yılmaz özdil'in Türkiye ve istanbul'un nasıl Suriyeli istilasına uğradığını ortaya koyan Harika ötesi yazısı.

--spoiler--
istanbul'daki kayıtlı Suriyeli sayısı 542 bine ulaşmış, içişleri bakanlığımız resmi izin belgesiyle şehirden şehire taşınan Suriyelilerin istanbul'a göç etmesini durdurma kararı almış, istanbul'a artık Suriyeli alınmıyormuş filan.
*
Külahıma anlat.
*
Türkiye istatistik Kurumu'nun adrese dayalı nüfus kayıt sistemi sonuçlarına göre, Türkiye'de…
2 milyon 625 bin Şanlıurfalı var.
2 milyon 516 bin istanbullu var.
2 milyon 163 bin Diyarbakırlı var.
1 milyon 974 bin Ankaralı var.
1 milyon 966 bin izmirli var.
ilk beş böyle.
*
Şehirlerin nüfuslarından söz etmiyorum…
Nüfus kağıtlarında kayıtlı olduğumuz şehirlerden söz ediyorum.
Mesela Şanlıurfa şehrimizin nüfusu sadece 788 bin kişi ama, Türkiye'ye yayılmış 2 milyon 625 bin Şanlıurfalı var.
*
Bu istatistik onu gösteriyor.
*
Bazı örnekler sıralarsak…
1 milyon 902 bin Sivaslı var.
1 milyon 780 bin Bursalı var.
1 milyon 733 bin Adanalı var.
1 milyon 554 bin Mardinli var.
1 milyon 521 bin Ordulu var.
1 milyon 397 bin Manisalı var.
1 milyon 342 bin Mersinli var.
1 milyon 189 bin Antalyalı var.
929 bin Aydınlı var.
954 bin Denizlili var.
753 bin Eskişehirli var.
878 bin Sinoplu var.
659 bin Muğlalı var.
632 bin Amasyalı var.
505 bin Edirneli var.
270 bin Bilecikli var.
En az Yalova…
128 bin Yalovalı var.
*
Peki, Türkiye'de kaç Suriyeli var?
3 milyon 515 bin!
*
Türkiye'nin en büyük “hemşehri grubu” Suriyelilerdir.
*
Hemşehriciliğin ne demek olduğunu biz Türklerden daha iyi kimse bilemez.
Köyden biri mesela, istanbul'a gelip fırında işe girer, beş seneye kalmaz, o köyün tamamı istanbul'da fırıncı olur.
Köyden biri izmir'de apartman görevlisi olur, beş seneye kalmaz, o mahalledeki bütün apartmanların görevlileri o köyden olur.
*
Ufacık köyde otururken “aşağı cami, yukarı cami” diye ikiye bölünüp, komşunun ineği tarlaya girdi diye kanlı bıçaklı oluruz, büyükşehire taşınınca hemen birleşip “bilmemne köyü dayanışma derneği” kurarız, aynı kahveye takılırız, lokal falan kurarız.
*
Tellak hemşehriciliği var.
Midyeci hemşehriciliği var.
Hurdacı hemşehriciliği var.
Minibüsçü hemşehriciliği var.
Pastaneci hemşehriciliği var.
*
Hemşehricilik salgın gibidir.
*
2013'te 550 bin Suriyeli vardı.
Beş sene sonra, bugün…
3 milyon 515 bin Suriyeli var.
*
Siz hadiseyi hâlâ savaştan kaçan talihsiz insanlar olarak görüyorsanız… Beş sene sonra belki dank eder!
--spoiler--

Kaynak: http://www.sozcu.com.tr/2...relisin-hemserim-2214491/
tc anayasası

Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti

MADDE 26. – Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.
buda şurda dursun
Ülkeye sonradan gelen suriyeliler buranın tüm haklarından yararlanıp, adeta sahibi olacak. Bu ülkede yüzyıllardır yaşayanlar bu durumu sırf eleştirdiği için yunanistana def edilecek. Çok güzel bir akıl bu, aferim.
Suriyeliler akp seçmeninin işine talip, onun evine veya mahallesinde yaşıyor.

Suriyeliler yakinda ağzınıza sıçacak biz ise sadece güleceğiz.

Daha şimdiden ağlamaya başladınız zaten suriyeli istemiyoruz diye.
ankara'daki üniversite hastanesinde bir ameliyat için Türk vatandaşından 3 bin 400 lira alınırken, Türkiye'de kaydı olmayan örneğin Kerküklü, Musullu, Telaferli Türkmen'den aynı ameliyat için 11 bin 200 lira tahsil ediliyor ama o ameliyat Suriyeliye tamamen parasız…

"BUNLARA SIĞINMACI DENEMEZ"
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, Suriye'de akrabaları var. Suriye ile sorunlar yaşamadığımız dönemlerde onlar Türkiye'ye, Türkiye'dekiler de Suriye'ye gidip gelir, bayramlarını kutlarlardı. Bugün durum farklı: Türkiye'de bulunan Suriyeliler, kaçtıkları ülkeye canları istediği zaman gidip geliyor. Günlerce Suriye'de kalıyor, sonra ülkemize dönüyor. Bayramlarda gidiyor, kalıyor ve daha sonra dönebiliyorsa, bunlara “sığınmacı” da denilemez. Çünkü 1951 tarihli sözleşmenin hiçbir statüsü, ülkemizde bulunan Suriyeliler için geçerli değil. Ülkesinden can güvenliği nedeniyle kaçtığını bildiklerimiz, ülkelerine gidebiliyor, orada kalabiliyor, işlerini yapabiliyor. O zaman, bunların ülkemizde bulundurulmasının farklı nedenleri olabilir. Suriyelilere 300'er lira bayram harçlığı verildi. Sınıra yakın ilçelerdeki kamu bankasının ATM'leri önünde uzun kuyruklar oluşturan Suriyeliler, parasını aldıktan sonra asıl ülkeleri Suriye'ye gitti. Bazısı geri dönmek istemiyor ama Türkiye'de kendilerine bir şeyler verileceği beklentisi içinde olmaları nedeniyle oradaki akrabalarını, komşularını da alıp ülkemize geliyor.
(bkz: #38842927)
A. Koyduğumun sözleşmesinde bir tek Türkiye'nin imzası var heralde ki, vatan hainlerine bir tek türkiye bu kadar kol kanat gerdi, bu bir.

2) O kanun mazlum insanlar korusun diye mi yazılmış, yoksa dağdan gelip bağdakini kovmak, ev sahibinden daha iyi şartlarda yaşamak, kendi ülkesini kendi savunmak yerine o görevi başkasına kakalamak için mi yazılmış?

Ayrıca RTE nin götünü yalayan insanların başkalarını kahve ağzıyla konuşuyor diye eleştirmesine götümLe güldüm, inşallah ayıp olmamıştır.
Usta kalemden sonrasını okumadım.
suriye'den gelenlerin hepsini savaştan kaçanlar sananların, saçma salak tespitleriye karşı durduğu yazı.

bu asalak sürüsünün çoğu beleş yaşama geldi, istanbul'da hafta sonu kabile gibi gezen bu apaçi sürüsünün hiç savaştan kaçmış hali yok.

enayi türklerin emeğini yeme derdindeler.

yok bm sözleşmeleri falan geçin bunları kaç devlet uydu bu sözleşmeye bizden başka. 3 milyar euro gibi bahşiş olmayacak paraya bize kilitlediler bunlar.

birde böyle diyenleri avrupa hayranı gibi lanse eden süzme mallar var. suriye olayları başladığından beri o batıyla % 100 kordineli giden politikayı savunuyorsun.

he gerçekten savaştan kaçan mazlumlar yok mu var; onda da öso, el nusra bilmem ne diye sikindirik teröristleri destekleyerek asıl suçu işleyen zihniyettesiniz.

egemen bir ülke olan suriye'ye israil ile, batı ile, körfez iti araplar ile birlikte savaş açtınız. neymiş insan hakları ihlali varmış.

o insan hakları duyarlılığınız türkmenler söz konusu olunca nereye kaçıyor.

şimdi netanyahu ile kol kola esad'a saldırın...

not: afrin hareketine karşı değilim, bu yazdıklarımdan bunu anlayacak mal bile çıkabilir diye, sadece doğru politikalar olsa, bugün suriye günlük güneşlik olurdu....
Bu millet turancılık politikası yuzunden devletini kaybetti. Bir devlet daha mi kaybedelim isin irkla alakali olmadigini anlamak için! Zamaninda en guvenilen millet ermenilerdi osmanli'da. Ne zaman irkci politikalar devkleti ele gecirdi yikilan catinin altinda kaldik hep beraber. Peki almanya'da kac kisiyiz? ondan neden bahsedilmiyor!?
0:00 2:40
güncel Önemli Başlıklar