bugün

anfield road'da oynanan, 1996/1997 sezonu premier league 28. hafta maçıdır. kevin keegan yönetiminde "ben de büyüğüm" demeye çalışan toon'un eski günlerini arayan ve zirveyi zorlayan liverpool fc diye bir takımla yaptığı bu maç da premier league'in unutulmazları arasındaki yerini çoktan almıştır. bu maçın bir başka unutulmaz kardeşi 3 nisan 1996 liverpool newcastle united maçıdır. esasen robbie fowler'ın liman işçilerinin tuttuğu bu takım için neden bu kadar kutsal olduğunun kanıtı durumdadır. geçelim maça;

liverpool klasik düz kırmızı, reebok marka carlsberg'li formasıyla, newcastle united ise gene klasik siyah-beyaz çubuklu adidas formasıyla sahadaydı. manchester united'ın o hafta kaybetmesi sonucu zirveyi kovalayan liverpool'un bu maçta galip gelmesi iki rakibine birden büyük bir darbe indireceği anlamına gelmekteydi.

david elleray yönetimindeki maç gayet nomal başlamıştı, ilk yarım saatte geride pinekleyen ve kontratak için pusuda bekleyen newcastle united sayesinde orta saha ağırlıklı bir maç olmaktaydı ki 29. dakikada perdeyi açan gol teşrif etti. göbekte topu alan jamie redknapp sağ kanattan bindiren jason mcateer'a havadan güzel bir pas yolladı, mcateer sağdan ceza sahasına gene güzel yolladı, fowler'ın ıskaladığı topu ceza sahası içinde önünde bulan, takımın yükselen değeri steve mcmanaman ise uzak direğe şahane bir sağ plaseyle trinidad tobago'lu kaleci shaka hislop'a çimleri öptürdü: 1-0. ikinci gol de teşrif etmekte pek gecikmedi; patrik berger'e defanstan atılan uzun arapas sonucu oluşan ofsayttan doğan serbest vuruşu darren peacock hemen yanındaki david batty'e doğru kullandı. amma velakin bu kardeşimiz topla oynama hevesiyle epey bir güzel sıçınca steve mcmanaman arzıca aldı topu ayağından, arsız bir arapasla fowler'ı sağdan koşturdu. fowler da hislop'la karşı karşıya kaldığı anda topu uzak direğe nişanladı ama dönen topu tamamlamak için bir çek vatandaşı* orada namussuzca bekliyordu: 2-0, dakika 30. 1 dakika arayla gelen 2 gol sonucu toon babayı almış gibi duruyordu.

ilk yarının sonlarına doğru toon üzerinden ölü toprağını atmaya başlamışken orta sahada jamie redknapp topu kaptı ve fowler'a hemen uzun oynadı. robbie fowler da bu harika uzun topu önüne aldı ve nah dibindeki peacock ve batty'e rağmen hislop'un adeta içinden filelerle buluşturdu, "maçı bitirdik" mesajını verdi: 3-0. dakikalar 42'yi göstermekte idi. ilk yarı 3-0 bitmişti. anfield'da yüzler gülüyordu, geçildi ikinci yarıya...

bu devrede de oyunun hakimi liverpool. jason mcateer sağ çaprazdan 30 metrelik stringer füzesi yolluyor ancak çatalı sıyıran top anfield'da mutsuzluk yaratıyordu. liverpool'un "yendik hacı" taktiğiyle oynaması da derindelerden gelen o tehlikeyi biraz örtbas ediyordu. halbuki 71. dakikada keith gillespie'ın ceza yayı üzerinden vuruşunda kaleci david james gene kuluçkaya yatınca skor 3-1 olmuştu. aslında buraya kadar anormal giden bir durum yok, ev sahibi takımın dominasyonuyla geçen sıradan bir maç. tabi bu esnada bir korner atışında watson'un kafa vuruşu üst direkten oyun alanı dışına gidiyor. ama esas terane 87. dakika ve sonrasında vuku bulur;

bu dakika içerisinde son bir umutla bir şeyler yapmaya çalışan toon'da önceki sezonun baba transferlerinden yakışıklı david ginola gerilerden upuzun bir pas atarak faustino asprilla'yı kaleci david james'le karşı karşıya bırakır ve o da kontrol etmeden aşırtma bir tek vuruşla şahane bir gol atarak skoru 3-2'ye getirir. bundan sonrası çok enteresan ki ilk yarıda 1 dakika arayla 2 gol atmanın sevincini yaşayan l'pool, akabinde maçın son dakikalarına bunun hüznünü acı bir biçimde yaşayacaktı. 88. dakika içerisinde gerilerden gene uzun bir top atıldı ileri warren barton kafayla içeri indirdi, onu almaya çalışan asprilla liverpool'lu bir arkadaş ile boğuşup yerde kaldı, kalesinden çıkıp tavuk gibi koşmaya başlayan david james de ortadaki topa yetişmeyi başaramayınca boşta kalan topu barton zor da olsa filelere yolladı ve 1 dakikada gelen 2 golle maç fantastik bir biçimde 3-3'e geldi. kardeşimiz sanırsam 87 dakika boyunca kanser olmanın verdiği gazla hemen o kalenin arkasındaki siyah beyazlı taraftarların önüne gelip, bir de stadın mikrofonuna tekmeyi çaktı. aynı ilhan mansız'ın bir beşiktaş maçında gol sevinci esnasında korner bayrağını voleyle uçurması gibi...

ama bu da yetmez, bu maçı tarihi ve hardcore yapan başka şeyler de olmalıydı, oldu da nitekim. pek fazla bir varlık gösteremeyip de 3-0 geriye düşen akabinde hayvan bir şekilde 3-3'ü yakalayan toon sevinçten kafayı bulmuştu ki o an geldi çattı; maçın duraklama dakikaları...

liverpool sakin sakin toon kalesine doğru yaklaşıyordu, norveçli stig inge bjornebye sol kanatta aldığı topla hızla ilerledi ve altıpas üstündeki robbie fowler'a yolladı. fowler da son saniyelerde gelişen bu pozisyonda nufc defansının uyumasıyla boşta kalıp yakın mesafeden kafayı çaktı ve shaka hislop ile nufc taraftarını derin hüzünlere gark ederken anfield road ise yıkılmaktaydı: 4-3. bu son saniye golü ise 11 ay önce oynanan maçı hem skor, hem de kader olarak anımsatmaktaydı; (bkz: 3 nisan 1996 liverpool newcastle united maçı) zaten bu golün hemen akabinde hakem maçı bitirmiştir. liverpool kurtarıcısı, peygamberi fowler'ın son saniye golüyle inanılmaz geçen maçı 4-3 kazanmıştır. yüzüp yüzüp kuyruğuna gelip de santimler kala boğulan newcastle takımına ise cenabetlikten dolayı iyi bir duş almaları önerilmiştir. ha liverpool bu maçla manchester united'la kafa kafaya duruma gelse de sezon sonunda babayı almıştır, kırmızı şeytanlar şampiyon olmuştur o ayrı. lpool ise averaj mallığıyla 4. sırayı almıştır. bu maçın tam bir ay sonrasında oynanan kupa galipleri kupası yarı-final maçında ise parc des princes stadı'nda paris saint germain karşısında 3-0'lık skorla dağılan kırmızılar oradan da elenmenin temelini atmışlardı.

bu maç "liverpool'un en iyi 100 premier league maçı" konseptli dvd'de 5. en iyi maç olarak göze çarpar. halen 1996'da oynanan öncü maçla beraber premier league tarihinin en efsane maçlarından biri olarak görülür ki ingiliz medyasında bu maçları hatırlamayı sever. altın çocuk steve mcmanaman ve patrik berger'in şahane oynadığı bu maçın özeti aslında şu vatandaşta gizlidir;

(bkz: robbie fowler)

bu maçın size aktarılmasında emeği geçen pulemjot kalashnikova arkadaşıma teşekkür ediyorum, mutlu akşamlar...