bugün

saat 20:00'da başlayacak turkcell super lig maçı. beşiktaş fortis turkiye kupası çeyrek finalinde deplasmanda karşılaştığı rakibi ile bu sefer kendi evinde karşılaşacak. umarım kupa maçından galip gelip bu maça çıkıyor oluruz. antalyaspor'u 3-1 yeneceğiz gibime geliyor.

(bkz: 28 ocak 2009 antalyaspor besiktas maci)
saat 20:00'da inonü stadı'nda başlayacak olan tsl 18. hafta maçı.
beşiktaşımızın kupa maçı ayarında çok koşan dinamik bir kadro ile çıkması durumunda seyirci desteği ile kazanacağı müsabakadır.

gökhan zan kupa maçı performansını tekrar ederse bugün sorun çekmeyecegimizi düşünüyorum. antalyaspor'un tek artısı 90 dakika maçı bırakmayışları. bu sebeple dayanıklı ve dinamik bir kadro bugün iş görecektir.
beşiktaşımızın 1-0 olsun bizim olsun anlayışıyla karşılaşmaya çıkacağı mücadele. ilk golü beşiktaş yiyecek ve sonra her zaman yaptığı gibi türkün aklı sonradan misali 2,3 tane atar ve kazanır.

edit:antalya atmayınca bireysel yeteneklerimizle bulduğumuz bir golle maçın üstüne yattık ve rakiplerin puan kaybettiği bir maçta üç puanı cebimize koyduğumuz maç oldu.
kara kartalımızın kazanmak zorunda oldğu karşılaşma. şampiyon olmak istiyorsak böle maçlarda fire vermemeliyiz.
bobo'nun ilk 11 oynamasının çoğu Beşiktaş taraftarı tarafından ümit edildiği maçtır.Oynarsa ne olur demeyiniz;
(bkz: 24 agustos 2008 antalyaspor besiktas maci)
(bkz: 28-ocak-2009-antalyaspor-besiktas-maci)
Ayrıca bu maçın sonunda skorboard 3-0 lık Beşiktaş galibiyetini yazacaktır.
Türkiye'deki futbol federasyonunun adının Türkiye Futbol Federasyonu değil istanbul Futbol Federasyonu olması gerektiğinin bir örneğini veren maç.

Turkcell Süper Lig'in ilk haftasında Antalya'da oynanan maçta Beşiktaş taraftarı Antalyaspor yönetiminin kendisi için ayırdığı %5 kontenjanın dışında yer alan diğer tribünlere girmeye yeltenmesi sonucunda sonunda çıkan olaylarda bir Antalyaspor taraftarı bıçaklandı ama Yıldırım Demirören beyimizin "ay çakmak geldi" nidaları Antalyaspor'un sahasının bir hafta kapanmasına ve 10 bin TL para cezası almasına neden oldu.

Ee olayların kaynağı ne?

Yaralanan Antalyasporlu için ne ceza verildi?

Suç Antalyaspor'un ise Yıldırım Demirören neyin özrünü diledi?

Gel gelelim birkaç saat sonra başlayacak maç öncesinde yaşananlara...

ilk şu haberler çıktı.

--spoiler--
Denizli galibiyetiyle sevinen Beşiktaş’ı taraftarının ettiği küfürler nedeniyle ağır bir ceza bekliyor.

8. haftada Sivas, 12. haftada Eskişehir, 15’te de Gençlerbirliği maçlarında devamlılık arzeden, tahrik ve taciz edici küfür nedeniyle 3 kez para cezası alan Kartal, saha kapatma sınırına gelmişti.

Ve dün. Maçtan önce hakem Selçuk Dereli aleyhine sürekli tezahüratta bulunan taraftarlar, özellikle Zapotocny’nin atılmasından sonra bu tepkileri küfürlü tezahürata çevirdi.

80 bin lira para cezası
Siyah-Beyazlılar, bu dakikadan itibaren hiç durmamacasına Dereli aleyhine toplu şekilde küfürlü tezahüratta bulundu. işte bu hareket, Beşiktaş’ı yaktı.

Talimatlara göre Kartal’a 80 bin lira para ve bir maç saha kapatma cezası verilmesi gerekiyor. Beşiktaş, sahasında oynayacağı ilk maç olan Antalyaspor mücadelesini bu yüzden başka bir sahada yapacak.
--spoiler--

Daha sonra ise PFDK'nın aldığı karara ve gerekçesine dikkat...

--spoiler--
Denizlispor maçı yüzünden PFDK'ya sevkedilen ve küfürlü tezahürat nedeniyle ceza alması beklenen Beşiktaş'a saha kapanma cezası gelmedi.

Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, yaptığı toplantıda, Beşiktaşlı taraftarlarının neden olduğu saha olayları nedeniyle, Siyah-beyazlı kulübe 10.000 TL para cezası verdi.

PFDK, bu karara gerekçe olarak Beşiktaşlı yöneticilerin küfürlü tezahüratları önleme çabalarını ve küfürlü tezahüratların kısa süreli olmasını, devamlılık arz etmemesini gösterdi.

PFDK'nın Küfürlü tezahüratlar hakkındaki Futbol Disiplin Talimatnamesi maddesi şöyle:

Stadyumlarda toplu olarak ve devamlılık arz eden şekilde, söz veya hareketlerde ya da pankart ve benzeri araçlar ile aşağılayıcı, tahrik edici nitelikte tezahüratta bulunulması yasaktır.

Anılan ihlalin önlenmesi için azami gayreti gösterdiğini ya da olayların üçüncü kişilerce kötü niyetli olarak gerçekleştirildiğini yeterli ve inandırıcı kanıtlarla ispat eden kulübe ceza verilmeyebilir.
--spoiler--
beşiktaşımızın şu şekilde sahaya çıkacağı maç.

-------------rüştü---------------------
s. kurtuluş--i. toraman--g. zan--e. dağ
serdar özkan--cisse--sivok--tello
-------------yusuf---------------------
-------------nobre----------------------

tabii ki tam olarak 4-4-1-1 oynamayacağız. mustafa denizli taktiğine göre, tello ve özkan'a nobre'ye doğru çapraz ok çıkar babuş. sivok'u aynı hizzada 2 santim geri, cisse'yi 2 santim ileri çek. yusuf'a da nobre'ye doğru ileri ok çıkar.

bobo, holosko yedek. gökhan zan oynadığına göre en az 1 yol yiyeceğimiz için, 2 gol atmamız lazım. o yüzden de ikinci yarı bobo ve holosko'nun oyuna girmesi gerek...
djehoua'nın vuruşunda top direkten oyun alanına geri dönmüştür, dk. 28...
tello'nun 32. dakikadaki mükemmel golüyle 1-0 olan maç.
tello'nun gökhan ünal, nonda ve alex'e ulan siz klas gol atarsınız da ben hiç geri kalırmıyım dediği maç olmuştur.

(bkz: o neydi be)
tello' nun harika golunden sonra aglardan geri gelen topun kaleci omer' in kelinde patladigi mac.
gökhan zan'ın gökhan ünal'a dönüştüğü maç. o mesafeden kaçırmak zor iş.
beşiktaş kasmıyor mu yoksa oynayamıyor mu sorunsalları içinde gidilip gelinirken pozisyona girmeden mükemmel bir golle devreye önde girmiştir.

(bkz: adamımsın tello)
tello'nun ömer avcısı olduğunu kanıtladığı maç.türkiye kupası grup maçındada aynı noktadan asmıstı.ama bu seferki bir başka oldu be.
tello'nun havada görülemeyen bir cisim ile skoru 1-0 yaptığı maçtır. hakem dahil herkes aval aval bakmıştır.
rüştü'nün bizi kalpten götürmek üzere olduğu karşılaşma.

(bkz: yapma abicim böyle şeyler)
öyle böyle 3 puanla kapattığımız bir maç.

(bkz: önümüzdeki maçlara bakacağız)
maç öncesi kadroları gördüğümüzde ; bobo ve holosko neden yedek hocam diye sorduğumuz karşılaşma. Holosko oyuna girdikten sonra maça renk geldi zaten . Serdar Özkan ve Cisse bu takımda en fazla yedek olabilir bu karşılaşma bunu bir kez daha gösterdi bize .
beşiktaş taraftarı için ızdırap olmuş karşılaşmadır.

uzun zaman sonra inönü'deyim, yeni açığa geçmişim diyorum "ulan inşallah adam gibi bir futbol oynarlar" derken kadro açıklandı; kalede rüştü, defansta sağda serdar kurtuluş, hemen yanında toraman, onun yanında gökhan zan, solda ekrem dağ. bu dörtlünün önünde sivok, sivok'un önünde orta sahada sağda serdar özkan yanında cisse, onun yanında yusuf ve solda tello. ileride tek forvet nobre. 4-1-4-1 gibi kaleci dahil 7 savunmacıyla başladı mustafa denizli, taraftar maçın başında ümitsiz bir durumun içine düştü. antalyaspor ile inönü'de oynuyorsun, 7 savunmacı ile oynuyorsun üstelik bazı oyuncuların neredeyse rakibe oynuyor... mustafa denizli'nin taktik anlayışının taaa, neyse bir şey demiyorum.

maç başladı, takımdan tık yok. orta saha evlere şşenlik, serdar kurtuluş topa karpuzmuş gibi bakıyor, çalım atamıyor, aldığı topu taça falan atıyor, serdar özkan deseniz yine şımarık, çalım atamaz, pas vermez, hele bir pozisyonda top kendisinden çıktı, yardımcıya itiraz ediyor korner diye, taraftara oynuyor, yeni açıktakiler kendisine küfür ederken, kapalı hakemi protesto ediyordu. ulan önce adam ol, kendini yere atarsın faul beklersin, auta atarsın topu, korner istersin, ulan aydın gideceğine sen gitseydin zerre üzülmezdik. serdar kurtuluş bu şekilde devam edecekse, ali tandoğan'ın suçu neydi arkadaş? hiç olmazsa bindirme yapardı ara sıra! cisse deseniz kafasında bitirmiş takımı, bari sözleşmesini feshetseydiniz de en azından 2. yarı vereceğiniz paradan kurtulurdunuz.

4-1-4-1'lik aptal taktikle takım hücum yapamaz, pozisyon bulamaz bir haldeydi, nobre garibim çırpındı durdu, derken denizli tello ile serdar özkan'ın yerini değiştirdi, tello sağ kanada geçti. 27. dakikada gökhan zan müthiş bir vücut çalımı yedi, pozisyona mesafemiz yaklaşık 120 metreydi ve korku filmi izler gibi izledik, top direkten döndü. taraftar az önceki pozisyonun da olumsuz etkisiyle, pozisyonsuzluktan ve hücum hattının zayıflığından öyle bunaldı ki, "bobo, bobo" demeye başladı 31:15 sularında, aynı anda top tello'nun ayağına geldi ve tello öyle bir vurdu ki, dakika 31:20'yi gösterirken, top ömer'in kalesinde ampul gibi asıldı. taraftar da şaşkınlıkla, sevinç arasında kaldı, sanıyoruz tello "koyarım lan böyle işe" deyip deh dedi topa. ilk yarı da öylesine bitti.

ikinci yarıya ilk yarının şımarığı, etkisizi ve zararlılarından serdar özkan'ın alınmasıyla ve yerine holosko'nun sürülmesiyle başlandı, hücum hattı biraz daha hareketlendi, ilk yarıya oranla daha çok pozisyon buldu beşiktaş. holosko'nun kalecinin üzerine vurduğu, sivok'un ve cisse'nin vuramadığı, tello'nun dağlara vurduğu pozisyonlar vardı hele ki, gökhan zan'ın bir voleye yatışı vardı ki, gökhan zan futbolcu olmadığı gerçeğini daha iyi anlamalı o pozisyonda. taraftar 70. dakikada bobo lehine tezahürat yapmaya başladı ve ardından 74. dakikada bobo oyuna alındı ancak, takımın en etkilisi, en çok mücadele edeni oyundan alınarak. nobre'yi oyundan aldı dahi(!) denizli. bobo oyuna girmeliydi fakat serdar kurtuluş'u alırsın oyundan -ki, 90 dakika resmen eksik oynattı takımı- 3-5-2'ye dönersin veya sivok'u zanla tandem yapar, toraman'ı sağa çekersin 4-4-2 yaparsın veya cisse'yi alır, sivok'u cisse'nin mevkisine sürersin yine 4-4-2 oynatırsın, 4-1-4-1'lik sistemini bozmadı bunun adına son 15 dakika tuz yumurtladık tabir-i caizse. 90. dakikada rüştü tipik hatalarından birini yaptı, topa vuramadı top rakibe çarptı sonra rüştü'nün eline çarptı, hakem elle oynama kararı verip, rüştü'yü oyundan da atabilirdi zira pozisyon ceza sahasının bayağı bir dışındaydı. hele son hamle. dakika 90+2 uğur inceman oyuna alınıyor. mustafa denizli herhalde kendisini beşiktaş'tan önce çaıştırdığı son türk takımı vestel manisa'da falan zannediyor, sen beşiktaş'ta 90+2'de zaman çalmak için oyuncu değiştiremezsin arkadaş!

adam gibi takım çıkarmıyorsun, adam gibi taktik diziliş kurgulamıyorsun, takımı korkak oynatıyorsun, üstüne utanmadan zamandan çalmak için oyuncu değiştiriyorsun! ne verdin beşiktaş'a mustafa hoca? ne verdin? mağlubiyetler silsilesi, kırmızı kart yoğunluğu, taktik yoksunu ve mücadele yoksunu bir takım!

1-0 alındı sonuç olarak ancak gel sen ne çektiğimi bir de bana sor. bu takımdan cacık olmaz bu kafayla. tek tek cümle ayırmak gerekirse, yusuf faydalıydı, bir şeyler yapmak için çabaladı, tello ve nobre zaten sahanın en iyileriydi, holosko takımı hareketlendirdi, ekrem yeni yerinde pek sırıtmadı, delinho'yu kesme adına iyi tercihti...

son olarak, bu takım şampiyon olursa kapasitesinin üzerinde iş yapmış olur, şampiyon olunsa da bir şey değişmez sanıyoruz zira bu takımdan çok adamın gitmesi gerekir, yeni takım nasıl oluşturulu o da muamma, aydınları, tunaları yolla bakalım yenileri nasıl gelecek?

soğuk havada tribünleri beklenmedik derecede dolduran bu taraftar, mutluluğu hak ediyor sonuna kadar.

(bkz: siyah ulan!)
merakla beklenilen mac.
mustafa denizli'nin hıncal uluç tarzı futbol oynatmaya çalıştırdığı maç. demekki kesinlike yanlış giden birşeyler var.
beşiktaşımızın 1-0 lık üstünlüğü ile nihayete ermiş musabakadır.

(#4620882) iş bu entry'de de denildiği gibi çok koşan, mücadele eden ama hücum gücü sınırlı bir antalyaspor karşısında beşiktaş gol bulmalıydı! ama denizli'nin çıkardığı kadro ilk yarı bunu yapacak güçte degildi. çünkü pas hataları ile takımı canından bezdiren * cisse ile aldıgı tüm topları ezen, tabici caiz ise bal yapmayan arı kıvamındaki serdar özkan çok kötüydü. ama tello özel yetenegini kullanarak beşiktaşımızın 3 puanı koparmasını sağladı.

ikinci yarıya serdar inadını yenerek holosko ile başlayan denizli, oyunun renklenmesine sebep oldu. artık dönen her top yusufta kalıyor, holosko hızlı toplarda etkili oluyor ve nobre ise maçın ilk dakikasından beri dövdüğü antalyaspor defansını yıprattıkça yıpratıyordu. ama işin garip yanı dakika 70 itibari ile tello oyundan düşmüştü ve artık geri dönemiyordu. bu sırada 2 misli koşan ekrem dağ ciddi suretle yorulmuştu. işte son dakikalarda ortasahasız iki takım vardı sahada. uzun topla gelen kanat akınları ile etkili olan takımlar 3'e 3 , 2'ye 1 gibi karşılıklı pozisyonlar bulmaya başladılar. gerek kalecilerin iyi performansı gerekse hücumcuların beceriksizlikleri ikinci yarıdan gol çıkarmaya yetmedi.

açık konuşmak gerekirse beşiktaş'lı futbolculardan özellikle gökhan zan biraz yetenekli olsa idi maçın 5-6 farklı bitmesini pek yadırgamazdım. lakin bir türlü gelmeyen 2. gol takımı strese soktu ve az daha puan kaybediyorduk.

neticede bazı futbolcuların kötü performansı ve mustafa denizli'nin bobo-nobre oynatmama inadı neticesi ile az daha zora girecek bir maçtı. hariçten stres ve sıkıntı vardi ama bu bir gerçek ki beşiktaş tartışmasız maçın üstün olan tarafıydı.

hakemin pozisyonlara yakınlığını takdir etsem de ibrahim toraman'ın golünde yardımcının hatalı bayrağı beşiktaşımızı bir golden etmiştir. yayıncı kuruluşun pozisyonu radar ile tekrar tekrar gösterdiğinde ibrahim toraman'ın son defans oyuncusundan bir adım geride olduğu görülmüştür. lakin zor bir pozisyon olması sebebiyle toraman bile kendisini ofsaytta zannetmiştir. hakem ne yapsın?

(bkz: beyaz ulan)