bugün

not: bu entry ilhamını
http://www.milliyet.com.t...p?id=34&galeriid=1077
http://www.milliyet.com.t...sp?id=5&galeriid=1077
http://www.milliyet.com.t...p?id=50&galeriid=1077

resimlerinden almıştır.

elbetteki empati önemli bir kavram ve özellikle de bizim gibi çatışmalara yatkın bir halk için bu çok çok daha önemlidir. bu başlık da olaya bir nevi empatik sempatik hatta kompatik yaklaşma iddiasındadır. sonuç öyle olmasa dahi çıkış amacı odur.

"nedir bu resimlerdeki ortak nokta"dan daha önce insanları kısaca anlamaya çalışalım. öyle ya da böyle hepimiz çalışıyor para kazanıyoruz. (kazanma biçiminin ahlaki yanını sorgulamak bu açıklanacak entrynin görevi değil. ) eylemciler kendilerince sorunu dile getiriyor. bir tarafta daha iyi yaşamak için hak arayan insanlar bir tarafta da daha iyi yaşamak için hak arayanlara haklarını (artık kim nasıl veriyorsa bu hakları) hatırlatmaya çalışanlar var. yani polisler bir anlamda bu işin öznesi olmaktan çok nesnesi konumundalar. ya da genelde öyle düşünlür bu şekilde savunulur. vali ile emniyet müdürü/leri kararları verir amire bildirir amirde memuruna uygulatır. buraya kadar herhangi bir sorun yok.
gelelim resimlerimizdeki ortak noktaya. hafta sonu bulmacalarını az da olsa çözen biri için pek sıkıntı olmayacaktır bu sorunun cevabını bulmak. üç resmin ortak noktası polisin elindeki cop un (kimisi haydar demiştir ve haydar argo da erkek cinsel organı anlamına gelir ve bizde cop sokmak diye tabir edilen bir işkence biçimi vardır.) ters tutulmuş olmasıdır. ne demektir bu, bir cop neden ters tutulur? halbuki copu düz tutmak bir kavrayış ve kontrol rahatlığı sunmaktadır. aslında sorunun tam cevabı da buradan yakalanabilir. önemli olan da zaten kontrol değil kontrolsüzlüktür. evet amir icaplarına bakın, yaklaştırmayın demiş olabilir polislere ve polisin bu şekilde davranması kanunlarca -mevcut kanunlarca- hakkıdır ama o cop eline doğru düzgün kullanması için verilmiştir. copu ters tutup eylemcilerin kafalarına vurmak -sapının çıkıntısından dolayı- daha çok acı vermeye çalışmak sadizm değilse ideolojik yaklaşımdır. bu demektir ki aslında polis öç peşindedir.artık o cop onun için bir görev değildir şahsi bir mesele olmuştur. belki de hiçbir darbe almamaıştır ama içini yakıp kavuran ezmek hırsı yetinmeme hırsı onu copu ters tutup daha çok acı vermeye itmiştir. mümkünatı olsa cop değil kalas tercih edecektir. biber gazını 50 cm den sıkan polislerin resmine henüz rastlanmadığı için şimdilik bahsedilmemektedir ve bu entrynin şimdilik konusu değildir.

evet bu yönüyle bu bir mayıs polis işkencesi olmuştur. yazarın aklından önce bir olay sonra tarihi bir vakıa geçmiştir.
şimdi ismi hatırlanmayan bir kadın, görevliye mukavemetten hakim karşısına çıkarılır. hakim ne olduğunu sorar ve kadın şöyle der:
o beni kanun namına tutukladı, ben de onu özgürlük adına tokatladım.
korkarım yakında bu tür olaylar yüzünden bu gibi özgürlükler kullanıomaya başlanacaktır.

işe yarayacağını sanmamakla birlikte son bir gelişmeyle güncellemek istedim. zamanında bu yazı okunduğundan mıdır nedir (hadi canım) polise şöyle bir eğitim verilmeye başlanmış aynen aktarıyorum.

Emniyet Genel Müdürlüğü, 1 Mayıs 2007'de gaz maskeli bir çevik kuvvet polisinin, istanbul Taksim'de eşiyle birlikte yemek yiyen bir adama tokat atması gibi olumsuz görüntülerin bir daha yaşanmaması için çevik kuvvet amirlerine seminer verecek. 17 Ekim'de Ankara'da başlayacak seminerde, "dağılın" ihtarına uymayan göstericilere müdahale etmenin yolları öğretilecek. Seminerde özellikle, "Copu, belden aşağıya 'V' hareketi şeklinde vurun. Copu tersten tutmayın" uyarılarında bulunulacak. insan hakları da hatırlatılarak, "Yetkisini aşan Çevik Kuvvet'in gözünün yaşına bakmayın. Yere düşeni tekmeleyen polis cezasız kalmayacak" mesajı verilecek.
http://www.sabah.com.tr/h...4FF1B742E4814B206520.html
30 yıl öncesine hasret çeken polisin, gruba müdahale şekli.
haklımı haksızmı olduklarını bilmeden jopla daldıkları insanların haklarında dava açmalarını umduğum işkencedir.belki jopladıkları insan kendi halinde ordan geçmek zorunda kalan biriydi. şiddete işkenceye karşıyız diyipte insanları joplamak ironik bir davranıştır.tut nezarete at gözaltına al ne bileyim hesap sor. ille joplamakmı lazım. insansa insan gibi hesap sormak lazım.
güçlerini sadece karşılık vermeye niyeti olmayanlar üzerinde ve karşılık veremeyecek durumda olanlar üzerinde deniyorlar.bu kararlılıklarını gerçekten tehlikeli insanlar karşısında da koruyabiliyorlar mı oda ayrı bir merak konusu tabi.
makata sokulan coplar için:
http://www.milliyet.com.t.../11/06/t/haber/hab00.html
http://www.hukuki.net/haber/index.asp?id=149
http://www.savaskarsitlar...ID=5&ArsivAnaID=36128
http://www.candundar.com.tr/index.php?Did=627
http://www.radikal.com.tr...7099&tarih=09/05/2002
http://listweb.bilkent.ed.../kadin/1999/Nov/0173.html

olayların hepsi birbirinden farklıdır google a makata cop sokma haber yazıp sırayla alınmıştır.

edit: bu entry hakaret içerdiği için silinen, bir üstte olması gereken entry de "nerede makata cop sokuluyormuş sen nerede yaşıyorsun" çıkışına binaen kör göze parmak mahiyetinde girilmiştir. tartışma konusu yapılması doğru değildir. başlık da zaten tartışma kaygısı gütmemektedir. eğer cop sokma mevzusu biraz daha konu edilirse bu entry silinecektir çünkü bu konuyla direkt bir ilgisi yoktur..
#1594104
makatına jop yiyen teröristlerin haberlerinin yayınlandığı başlık, yazarın 1 mayısla teröristlerin açtıkları davalar arasında bi bağ kurması pek zor olmadı sanırım.
o türlü joplu işkenceyi yapan polisler cezalarını almışken bu tarz bişeyi emniyet güçlerine mal etmeleri bize ne kadar adi olduklarını göstermeye yeter bazılarının. insan soruyor kendisine yahu, biz türkiye'de yaşıyoruz, bize neden sokmuyolar acaba.
(bkz: iyi de hırsızın hiç mi suçu yok)
(bkz: pankartlarınızı da alın izin verilen yere gidin)
(bkz: vur vur dinlesin hakedenler inlesin) denilesi durumdur.

tanım: polisin kendisine anayasada verilen hakları kullanmak şartıyla haddini aşan eylemcileri pata küte dövmesidir. * *

edit: ne kadar çabuk okunuyor entrylerim. sanki birileri pusuda bekliyor. *
(bkz: tencere tava hep aynı hava)
vur vur inlesin diyenler icin sadece insallah birgün herhangi bir problemin olur (cok kücük dahi olabilir)karakola bi düsersin denilmekten baska bir sey yapamayiciz.zati oldugu kadar, o kafayi fazla zorlamayin.yazik.
(#1595675)
entrylerde tanım olması gerekiyor. sayın mod. sayın gammazlar.

karakola her giden dayak mı yiyor? hiç gitmesem karakola tamam.
hem niye alınıyon ki? hakedenler inlesin dedim ben. haketsin dediğim kişilerde pkk sempatizanlarıydı. onlardan mısın arkadaşım açık konuş!!!??

tanım: gerekenlere gerekenin uygulanmasıdır. kısasa kısastır. o kırmızı maskelilerin yaptıklarının yanında azdır bile işkence dediğiniz.
o dedigin pkk lilar karsisinda kudretli polisi imiz topuklayip kacarken gücünü sadece emekcilere ve isciler göstermesine icerleyen bir yurttasim.sen pkk diyip bik bik öterken istanbul d ki otopark mafyasinin kimin elinde oldugu elde edilen paranin güneydogu ya gidip askere kursun olarak döndügünü bilen biriyim.istanbul daki uyusturucu nun nerden gelip nasil paylastirildigini da bilen biriyim.o paralardan köseyi dönen birinin simdi bir parti baskani oldugunu bilen biriyim.ama kesinlikle amerikan usagi pkk li degilim ve bunu kendime hakaret sayarim.burda ara bakalim tanim bulabiliecekmisiniz sayin yazar.
taksim meydanında en az 10 polisin 2 kızı kıstırıp copladıktan sonra ağızlarını açıp biber gazı sıkmasıdır, yetmiyormuş gibi olaylardan habersiz bir köşede ne olduğunu anlamaya çalışan yaşlı bir adamın ağzını burnunu kırdıktan sonra apar topar gözaltına alınmasıdır. gence yaşlıya, işine okuluna gidene, işçiye emekçiye, ilgiliye ilgisize herkese yapılan terbiyesizliktir.
yapılan işkencenin nasıl meşrulaştırılacağını düşünürken, aha buldum;

ana malzeme: pkk, biraz sizdenim sosu, biraz vatan, işte şimdi tamam: polis müdahele etsin ama kürt olanlara!
sokakta, herkese terörist muamelesi yapmaktır.

sözlükte, "kaldi ki öyle abartılacak kadar bir şeyde olmamıştır.hatta polis bana göre fazla yumuşak davranmıştır" gibi hezeyanların kurbanı olmaktır. demek sen olsan daha fazla döverdin, hmm. bi dahaki sefere işallah, takma kafanı bu kadar.

(bkz: #1595669)
yaşanan olaylarda iki hata vardır:
1) taksimde eyleme izin verilmediği haftalardır bilinen bir gerçektir ve izinsiz eylemlerde de polis müdahalesi kaçınılmazdır. bu nedenle taksimde eylem ısrarı kesinlikle haksız bir fiildir.

2) polis görevini yapmak adı altında görevini ve sahip olduğu gücü fazlasıyla kötüye kullanmıştır. maalesef bu ne ilk ne de sondur. ne eylemcilere ne de yoldan geçen sıradan vatandaşa bu kadar eziyet etme hakkı yoktur.

bu iki hatadan vardığımız sonuç;
(bkz: her işin bir adabı vardır)

kaldı ki her ne kadar inatlarını onaylamasam da bu insanlar katil değil, hırsız değil, tecavüzcü değil...

keşke emniyet güçleri buldukları her fırsatta (eylem, konser...vs) PKK pankartı,bayrağı ve apo resimleri açan teröristleri ve sempatizanlarını yakalamak için de bu kadar çaba harcasalar...
1 mayıs türkiye de yasaldır, edebi adabıyla yapılırsa polis durduk yere cop sokmaz hiçbir yerinize. sen 1 mayısı kendi vizyonuna alet etmeye çalışırsan amacından saptırırsan, copta girer içine, biber gazı da gözüne...
bu fotoğrafları görünce hayvani duygularım kabardı. açık söyliyeyim. ben bir hayvanım. inanın o kadınlığının arkasına sığınıp "ayyy vajinama jop girdi ben bir kadınım" diyen kadınlara daha beter şeyler yapardım.

"lan dedim keşke üniversiteye gitmeseydimde polislik sınavına girip çevik kuvvet mi olsaydım" diye düşündüm.. ahh ahh keşke polis olsaydımda ne kadar öküz, hayvani, insanlık dışı bir yaratık olduğumu hepiniz görseydiniz. bütün dünyaya rezil etseydim sizi.

aslında az yapmış polis. o jopun üstüne oturtması lazım ki ; özgürlüğün, işçi haklarının, insanlığın yasa dışı gösterilerek yapılarak kazanılamayacağını anlamaları için.

valilik ne diyor ?

"kardeşim, gösteri yapamazsın yasak."

sen ne yapıyorsun ?

sosyalist, komunist bozması bolşeviklerden çakma "dava adamı" polimlerinin maşası olup aklın sıra miting yapıyorsun. aklın sıra bayramını kutluyorsun ve ne yazıkki varlığından şüphelendiğim aklınla "hak" arıyorsun.

polis eline alıyor megafonu "dağılın arkadaşlar" diyor.. sen ne yapıyorsun ?

ne yapabilirsin ki ?

sen bu ülkenin en ezilen adamısın. çünkü sen işçisin. ağzına sıçılıyor bu ülkede. inan bana bu ülkenin en fakiri sensin işçi. hatta kendini proleterya olarak görüp burjuvalara karşı devrim yapmalısın. bak işçiler dışındaki bütün insanlar ne yapıyor biliyor musun ? yanan şömine karşısında götümüzü gerip viskimize taze pişmiş ördek eti bandırıyoruz. ahh işçim benim zavallı işçim. seni düşündükçe gözyaşlarına boğuluyorum, gözyaşlarına boğuldukça aklıma sen geliyorsun.

işte sende bunları düşünüyorsun ve diyorsunki "yasa neymiş ulan, polis neymiş ulan, dağılmak neymiş ulan, gelde dağıt götün yiyorsa" diyorsun..

ondan sonra polislerin amiri "müdahele edin arkadaşlar" diyor. daha hala da artistik yapıp polise kafa tutuyorsun. ondan sonra jopu götüne yiyince bir anda polis "şerefsiz, adi, kaba kuvvet müptelası hayvan" oluyor.

ağzınıza pelesenk ettiğiniz bir görüntü varya.. hani polis bir kadının saçından tutmuşda sürüklüyormuş. muşda muş...

sen bırak bu dünyanın en büyük hümanist ayaklarını da önce bir "insan" olmayı öğren. gözünü bir aç. bu dunyada insan haklarından daha önemli birşey daha var.. o da diğer insanların hakkı. senin yapacağın saçma sapan eylemlerden dolayı bugun boğaz köprüsünü insanlar 4 saatte geçti bundan haberin var mı ?

git bak bakayım kutlamaların merkezi kadıköy'e..

bir tane olay çıkmış mı ?
bir tane gösterici göz altına alınmış mı?
bir tane polis biber gazı sıkmış mı ?

ee ne oldu da burada bunlar oluyor? ne koyacağız bu çocuğun adını ? "avrupa yakası'nın polisleri hayvan" mı diyeceğiz? yoksa "avrupa yakasının insanı hayvandır" mı diyeceğiz. hangisi daha mantıklı sence ? neyse canım sen işçisin mantık olmaz sende. sen kesin haklısın. çünkü hep ezilirsin.

acıyorum şu polislere..

sizin gibi ağzından "insan hakları" tümcesini söylerken ağızlarından salya akan düşüncesiz insanları koruduğu için.

tabi oturduğun yerden çatır çatır altında klavye ne güzel polisleri azarlamak. ver veriştir. kim tutabilir seni ? hem böylelikle sana "vay adama bak be ne kadar insancıl" diyeceklerya. polisi kafanda bir ogre olarak görüp saldır bakalım. önünden bir ekip arabası mı geçiyor tip tip bak adamlara. "siz kimsiniz ki" gibilerinden.
(bkz: #1596010)

bu satırların sahibi bilmiyor mu 1 mayıs 2007, 37 kişinin öldüğü ve aradan geçen 30 yıl içerisinde göstermelik de olsa faillerinin yakalanamadığı kanlı 1977 1 mayısı'nın 30.yıldönümüdür. kendisinin belki de hiç anlayamayacağı bir şekilde anlamı farklıdır bugünün.

çok beğendiği valisi bu konuda anlayış göstermek yerine "taksim'e çıkan herkesi dağıtacağız" diyerek daha ilk günden ortamı germiştir. oraya yürüyecek olanı düşman kuvvetleri belleyip bütün yolları kesmek, ulaşımı durdurmak halkından iğrenmektir, halkından korkmaktır. hiçbir medeni ülkede olamayacak birşeydir. istifa nedenidir. yönetememektir, acizliktir.

tapındığı emniyet müdürü ise insanım diyenin lanetlediği hrant dink cinayetini "olay milliyetçi duygularla işlenmiş. örgüt bağlantısı yok" diyerek aklamaya çalışmış, fakat bu arada kendi kafa yapısını da ortaya koymuştur: "milliyetçi duygularla yapılan herşey affedilebilir".

bilmez mi ki bu arkadaş, ota boka, popçuya, şampiyonluk kutlamasına, daha 2 hafta önce polis kutlamasına açılan bu alanda solcular kendileri için anlamlı bu günde yürürlerse hiiiiiçbirşey olmayacaktır. insan gibi yürümek ve anmak bizim, insanların yollarını kesip provokasyon yapmak polislerin zanaatıdır, bilir.

bilir ama yine de böyle tahrifat yapmaktan çekinmez. sanar ki çok akıllıyım.
(bkz: yuruyun devrim yapiyoruz)
gözlerimizi yaşartan hadise.

(bkz: biber gazı)
ne ister bu millet polisten anlamam. olay olur polis müdahele etmez polise bak derler. polis müdahele eder ohaa a.q derler. asker olsaydı ne olurdu gerisini siz düşünün isterseniz diyorum susuyorum. eğer iyi biliyorsan arkadaşım pkk nın ne olduğunu neden bu şekilde onların kullanıyor olduğu platformu savunursun anlamam.
bu arada ben bik bik konuşmuyorum. mersinde, adanada içinde olduğumuz tehlikenin farkındayım. bilmem siz farkındamısınız? şartlar elbet olgunlaşacak benim de katkım olacak. emin olun buna! bu okul elbet bitecek.
yüklenin anasını satayım polise. asker olsun her yerde. dipçikle dalsın. ihtar etmeden çeksin tetiği kafalarına onların. benim daha çok işime gelir.
"daha gün o gün değil derlenip dürülmesin bayraklar
uzaktan duyduğunuz çakalların ulumasıdır
safları sıklaştırın safları sıklaştırın çocuklar
bu kavga faşizme karşı bu kavga hürriyet kavgası"

diye düşünüyor insan bu olanlardan sonra.
auschwitz'teki fırınlarda çalışanların da, ogün samast'la yanyana fotograf çektirenlerin de, bugün herkese açılan sadece emekçilere yassah olan taksim meydanı'nda yerde yatan adama tüfeğiyle vuran polisin de bir ailesi var. ee? ne yani? onların ailevi sorunlarının olması yapılan şeylerin boktanlığını örtmeye yetiyor mu?

önce maaşlarının kimlerden kesilen vergilerle ödendiğini, sonra memur maaşları için yapılan eylemlerde kesk'e saldıranların kimler olduğunu, en sonunda da bu maaşlarını kimlerin belirlediğini oturup bir güzel düşünsünler. belki o zaman bize saldırmaktan vazgeçerler.
(#1597016)