bugün

Olaylara tarafsız bir gözlemle bakabilmek en önemlisidir. Duruma direk , "kim besliyor bunları?" diyerek başlamak önemli olacaktır.

Konu hakkında rapor hazırlayan , Londra merkezli “Conflict Armament Research (CAR)" adlı bir gruba göre (ne kadar güvenilir bilinmez ama elimizdeki mevcut tarafsız olduğu düşünülen veri budur) 4 ayrı çatışma bölgesinde farklı silah tiplerine ait, kimi küçük kimi büyük kalibreli toplam 1700 ayrı mühimmat toplanmış.

Çatışmalarda kullanılan bu mühimmatlardan en eskisi 1945 yılı yapımı ve Sovyetler Birliği üretimi.

CAR’nin topladığı 1700 adet mühimmatın 492 adedi Rus veya Sovyet yapımı.

Rapora göre IŞiD’in kullandığı mühimmatın ikinci büyük kaynağı ise Çin.

Araziden toplanan mühimmatlarda Rusya’nın ardından Çin üretimi 445 adet kovan var.

Her iki ülkenin de Esad rejiminin destekçisi olduğu biliniyor.

Ama asıl büyük sürpriz, IŞiD’de bulunan mühimmatın önemli bir bölümünün de ABD kaynaklı olması.

Ve daha da ilginci, bu mühimmatların önemli bir bölümünün ABD ordusuna ait Missouri’deki bir tesiste üretilmesi.

IŞiD’in kullandığı ABD üretimi mühimmatın bir bölümü de California merkezli özel bir şirket olan Sporting Supplies International üretimi.

Bir kısım silah ise iran , Sırbistan ve Bulgaristan gibi ülkelere ait. (Kaynak ; çeşitli siteler)

Şimdi de senelerdir bilinen PKK silahlarına bakalım (Öcalanın kendi itirafı ile) ;

AMERiKA
HOLLANDA
FRANSA
ALMANYA
SIRBiSTAN
ROMANYA
YUNANiSTAN
SURiYE
iRAN

Senaryo 1 ;

Türkiye PKK ile senelerdir anlaşmaya varamadığı aşikardır. Bu durumda PKK ya savaş ilan etmek ise PKK yı muhattap sayacağından ötürü devlet olarak Türkiye'nin işine gelmemektedir. Ayrıca Suriye'de iç karışıklığı destekleyerek hak iddaa edilen Musul ve Kerkük'ün sahipsiz bırakılması amacı güdülerek , PKK nın bitmesinin sağlanması ve bu durumda Türkiye'nin hem PKK yı devre dışı bırakması hem de kolay yoldan petrol zengini toprak sahibi olmak amacı vardır. Ayrıca devlet olarak bir anda 1 milyon PKK lıya savaş açmak demek , birçok devletin ve BM gibi grupların "Soykırım" veya "savaş suçları" kapsamına sokulabileceği ve ellerine çok ciddi bir koz verdiği gerçeğidir. Bunu neredeyse 100 sene önce olan "Ermeni savaşı" durumunda da gördük. Fakat zamanında PKK yı da Devletin yarattığı düşünülürse , IŞiD gibi bir grubun başa bela olması çok daha olasıdır. Fakat IŞiD etraftan adam toplayarak grup yarattığı için büyük ihtimal her devletten ajanları ile dolup taşmaktadır , dolayısıyla Türk ajanlar da aktif olarak örgütte rol oynamaktadır. Bu yüzden Türkiye Devleti şu an için kendini sağlama almıştır. Bilinen her nokta , her silah deposunun yeri tane tane bilinmektedir ve zamanı geldiğinden hepsine baskın düzenlenecektir.

Şu an için desteklenen politika ile IŞiD , Türkiye'nin içinde de dışında da PKK ile savaşarak Devletin isteği doğrultusunda ilerlemektedir. Tabii ki bu durumu devlet kınayacaktır , polisini askerini çatışmaya sürecektir ve Suriye halkına "bak siz zor durumda kalınca biz sahip çıktık , maaş bile bağladık. Ayrıca IŞiD i de temizledik" diyerek , halkın desteği ile yönetimi el altına almaya çalışmaktadır.

Diğer devletler için bu durum ise ciddi bir "silah pazarı" konumundadır. Amerika , Çin , Rusya gibi devletler bu durumdan pay alabilmek (petrol payı) , aynı zamanda silahlar ile kar edebilme çabasındadır.

Senaryo 2 ;

Senelerdir PKK ile Türkiye'nin bölünmesini beceremeyen , ne yaparsa yapsın iç karışıklık yaratamayan , Türk - Kürt karışıklışından hiçbir zaman "yeterince" verim alamayan desteklerin , IŞiD ile istediğini yapması ve Türkiye'yi iç karışıklığa götürmesi ve bu sayede iç karışıklık ile "zayıf bir Türkiye" ile sözlerini çok daha rahat geçirebilecek yada istediği kıvamda durmasını sağlayacak bir "kapitalist destekçi" furyasıdır.

Bu durumu fazla açıklamaya gerek yoktur.
mantıklı bir yaklaşımdır. 3-5 dakika ayırıp okumak lazım.
793 şehit verdiğimiz olaylardır.

https://www.milliyet.com....psinden-soracagiz-6315064