bugün
- anın görüntüsü41
- karton toplayan erector14
- şampiyonlar ligi finalini izlemeyecek erkek11
- erkekte en güzel duran maaş aralığı11
- sözlük yazarlarının bugünkü çorapları24
- para var huzur yok9
- 27 mayıs 2022 sigara ve alkol zammı18
- uyku için karanlık mı önemlidir sessizlik mi13
- kızları güzelleştiren şeyler23
- kedisever yazarlar veritabanı21
- bir kadının önünde diz çöküp evlenme teklifi etmek9
- alkol yasaklansın15
- yaşlı adamların kendinden gençlere yürümesi62
- sözlük hanımlarının bugünkü kıyafetleri65
- kedi16
- çok konuşan kadın susturma yöntemi10
- sizce neden evlenilir12
- ölüm beyaz mıdır siyah mı13
- telefonunuzu karıştırması için sevgiliye vermek18
- popo deliği pembe olan bir kızı 3 gün ağlatmak14
- sözlük hanımlarının sosyal medya taciz anıları14
- kadınınızı çalıştırır mısınız23
- yazarların tahammül edemediği insanlar23
- keyif aldığınız şeyler17
- toplanın bir şey soracağım17
- 2023 seçimlerini yine erdoğanın kazanacağı gerçeği14
- üniversite hocalarıyla sevişen kız öğrenciler14
- intihar etmek13
- sokakta hamile hamile gezen türk kızı13
- yazarların başına gelen korkunç olaylar16
- pazar akşamından itibaren çöpe çıkıyorum8
- fenerbahçe13
- mastürbasyon kabini10
- aleyna tilki12
- oy verilmemesi gereken zevat10
- meral akşener8
- aktroll vs oktroll10
- sosyal demokratlar vatansız ve milliyetsizdir11
- pkklıları kudurtan isimler18
- old quiet sleeper23
- sözlükten dışlanan yazarlar13
- yabancı travestlerin bile tc kızından güzel olması12
- akşam vakti kapınızı tıklatan karşı komşu10
- sözlükte ilk mesajlaşılan yazar12
- başkasına kaçan eşle barışmak isteyen koca8
- ümit özdağ12
- kafakoparanus dede11
- yılmaz güney le helalleşeceğiz11
- chp'nin ekonomi vaatleri9
- erkeğinizi çalıştırır mısınız17
(bkz: darağacında üç fidan)
deniz,yusuf,hüseyin.
gün itibari ile milliyet gazetesinde yer alan derya sazak yazısı.
68 kuşağının devrimci gençleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin inan'ın idamları üzerinden 38 yıl geçmiş; 12 Mart 1971 muhtırasını veren generaller, sıkıyönetim askeri mahkemesi kararlarını Meclis'e onaylatmayı silah zoruyla sağlamışlardı. Cumartesi akşamı Bandırma'da feribot saatini beklerken bir kitapçıya uğradım.
Maçların yayın saatiydi, meydanı çevreleyen kafe ve lokantalarda bir uğultu koptu, Alex gol atmıştı alkışlar Fenerbahçe içindi. Kitapçının gözü de ekrandaydı. Birkaç damla gözyaşının süzüldüğünü gördüm. Bekledim. Fanatik bir hali yoktu ama yine de gol sevincini paylaşmak istemeyen bir taraftar olabilirdi. ister istemez, televizyona baktım. Maç değildi seyrettiği. Bir haber kanalında belgesel izliyordu.
"Yazık ettiler bu çocuklara" diye söylendi.
Sustu, kaldı.
izlediği program, "Deniz'lerin idamı"na ilişkindi. Yanılmıyorsam Deniz Gezmiş'in ağabeyi konuşuyordu. Kitapçı, Menderes'e gönderme yaparak, "3 bizden, 3 sizden diye astılar" şeklinde tepki gösterdi.
Dün 6 Mayıs'tı.
12 Mart'ta idam edilen "üç fidan" anıldılar.
1971'de parlamento yapılmasın diye muhtıracıların hukuk dışı uygulamalarına geçit veren parlamento, 12 Eylül 1980 darbesiyle tümüyle dağıtıldı.
TBMM'de dün, 12 Eylül rejimine dokunulmazlık sağlayan Anayasa'nın geçici 15. maddesi 337 oyla kaldırıldı. Anayasa değişikliği gerçekleşirse, darbecilere 30 yıl sonra yargı yolu açılacak.
1 Mayıs 1977 katliamından 33 yıl sonra, 2010 1 Mayıs'ının Taksim'de kutlanmasının tarihsel önemi kadar, geçici 15. maddenin Anayasa'dan çıkarılmasının "sembolik" değeri de tartışılmaz. Türkiye 12 Mart'larla, 12 Eylül'lerle zamanında hesaplaşabilse, hem darbe ve müdahale süreçlerinin önü kesilir, hem de 68'lerin dinamizmi içinde gelişen gençlik hareketlerinin, sınıf bilincinin ve sol partilerin etkisiyle günümüze zengin bir insan kaynağı ve siyasi birikim aktarılırdı. Türkiye bugün 68 kuşağının değerini ve "solsuz bir demokrasi"nin ne anlama geldiğini daha iyi anlıyor!
AKP, 12 Eylül Anayasası'nı değiştirmeye çalışırken, "Kürt siyaseti" dahil, "vesayetçi" sistemi savunmak, eski solcu yeni ulusalcılara düşüyor.
Denizler yaşasaydı, bu çelişkiyi nasıl yorumlarlardı?! Darbe dönemlerinde savunmasız insanlar üzerinde kalem kıran, yaşı büyütülen çocukları idam eden, "Asmayalım da besleyelim mi?" diyen anlayışları tarihe gömüp, "Bu defa yapılan sivil darbedir" kuşkusuyla anayasa değişikliğine "hayır" mı derlerdi?!
Türkiye çelişkiler denizinde, "ideolojiler"in yol göstermediği sisli bir havada, pusulasız bir gemide sürüklenip gidiyor. islamcı geleneğin temsilcisi parti 82 Anayasası'nı değiştiriyor, 1960'lardan bu yana "düzeni değiştirme" iddiasının kurbanı olmuş kesimler, değişikliğe direnip 12 Mart, 12 Eylülcülerle aynı çizgiye düşüyorlar.
Tuhaf olduğu kadar hazin bir manzara izliyoruz.
http://www.milliyet.com.t....2010/1234696/default.htm
68 kuşağının devrimci gençleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin inan'ın idamları üzerinden 38 yıl geçmiş; 12 Mart 1971 muhtırasını veren generaller, sıkıyönetim askeri mahkemesi kararlarını Meclis'e onaylatmayı silah zoruyla sağlamışlardı. Cumartesi akşamı Bandırma'da feribot saatini beklerken bir kitapçıya uğradım.
Maçların yayın saatiydi, meydanı çevreleyen kafe ve lokantalarda bir uğultu koptu, Alex gol atmıştı alkışlar Fenerbahçe içindi. Kitapçının gözü de ekrandaydı. Birkaç damla gözyaşının süzüldüğünü gördüm. Bekledim. Fanatik bir hali yoktu ama yine de gol sevincini paylaşmak istemeyen bir taraftar olabilirdi. ister istemez, televizyona baktım. Maç değildi seyrettiği. Bir haber kanalında belgesel izliyordu.
"Yazık ettiler bu çocuklara" diye söylendi.
Sustu, kaldı.
izlediği program, "Deniz'lerin idamı"na ilişkindi. Yanılmıyorsam Deniz Gezmiş'in ağabeyi konuşuyordu. Kitapçı, Menderes'e gönderme yaparak, "3 bizden, 3 sizden diye astılar" şeklinde tepki gösterdi.
Dün 6 Mayıs'tı.
12 Mart'ta idam edilen "üç fidan" anıldılar.
1971'de parlamento yapılmasın diye muhtıracıların hukuk dışı uygulamalarına geçit veren parlamento, 12 Eylül 1980 darbesiyle tümüyle dağıtıldı.
TBMM'de dün, 12 Eylül rejimine dokunulmazlık sağlayan Anayasa'nın geçici 15. maddesi 337 oyla kaldırıldı. Anayasa değişikliği gerçekleşirse, darbecilere 30 yıl sonra yargı yolu açılacak.
1 Mayıs 1977 katliamından 33 yıl sonra, 2010 1 Mayıs'ının Taksim'de kutlanmasının tarihsel önemi kadar, geçici 15. maddenin Anayasa'dan çıkarılmasının "sembolik" değeri de tartışılmaz. Türkiye 12 Mart'larla, 12 Eylül'lerle zamanında hesaplaşabilse, hem darbe ve müdahale süreçlerinin önü kesilir, hem de 68'lerin dinamizmi içinde gelişen gençlik hareketlerinin, sınıf bilincinin ve sol partilerin etkisiyle günümüze zengin bir insan kaynağı ve siyasi birikim aktarılırdı. Türkiye bugün 68 kuşağının değerini ve "solsuz bir demokrasi"nin ne anlama geldiğini daha iyi anlıyor!
AKP, 12 Eylül Anayasası'nı değiştirmeye çalışırken, "Kürt siyaseti" dahil, "vesayetçi" sistemi savunmak, eski solcu yeni ulusalcılara düşüyor.
Denizler yaşasaydı, bu çelişkiyi nasıl yorumlarlardı?! Darbe dönemlerinde savunmasız insanlar üzerinde kalem kıran, yaşı büyütülen çocukları idam eden, "Asmayalım da besleyelim mi?" diyen anlayışları tarihe gömüp, "Bu defa yapılan sivil darbedir" kuşkusuyla anayasa değişikliğine "hayır" mı derlerdi?!
Türkiye çelişkiler denizinde, "ideolojiler"in yol göstermediği sisli bir havada, pusulasız bir gemide sürüklenip gidiyor. islamcı geleneğin temsilcisi parti 82 Anayasası'nı değiştiriyor, 1960'lardan bu yana "düzeni değiştirme" iddiasının kurbanı olmuş kesimler, değişikliğe direnip 12 Mart, 12 Eylülcülerle aynı çizgiye düşüyorlar.
Tuhaf olduğu kadar hazin bir manzara izliyoruz.
http://www.milliyet.com.t....2010/1234696/default.htm
bursa'da dikilmiş olan güzel ve güzel olduğu kadar da anlamlı anıt.
ülkemize özgü bazı gerçekleri ortaya koyan anıttır aynı zamanda.
önce 3 gencecik adamı idam et, sonra anıtlarını dik.
önce ülkenin başbakanını* as, sonra adını havalimanına ver.
önce 3 gencecik adamı idam et, sonra anıtlarını dik.
önce ülkenin başbakanını* as, sonra adını havalimanına ver.
(bkz: üç fidan anıtı)
erken vakitte dünyadan göç ettirilen 3 fidandır.
görüşlerimiz ve yaşam tarzımız taban tabana zıt olsa da saygım büyüktür. hep, böyle olmamalıydı diye düşünmüşümdür. arasıra aklıma gelirdi; üç fidanı darağacına yollayanların, menderesi asanların hiç mi vicdanı sızlamadı diye. geçenlerde üç fidanın dünyadan göç ettiği dönemin başbakanı içinin sızladığını söylemiş.*
esasen, kardeşi kardeşe düşman etmek konusunda meziyetli insanların bu söylemleri hiç inandırıcı gelmiyor. yıllar sonra yarım ağız içim sızlıyor demekle mesuliyeti üzerlerinden atıyorlarsa bana da daha söyleyecek laf kalmıyor demektir. *
görüşlerimiz ve yaşam tarzımız taban tabana zıt olsa da saygım büyüktür. hep, böyle olmamalıydı diye düşünmüşümdür. arasıra aklıma gelirdi; üç fidanı darağacına yollayanların, menderesi asanların hiç mi vicdanı sızlamadı diye. geçenlerde üç fidanın dünyadan göç ettiği dönemin başbakanı içinin sızladığını söylemiş.*
esasen, kardeşi kardeşe düşman etmek konusunda meziyetli insanların bu söylemleri hiç inandırıcı gelmiyor. yıllar sonra yarım ağız içim sızlıyor demekle mesuliyeti üzerlerinden atıyorlarsa bana da daha söyleyecek laf kalmıyor demektir. *
http://www.facebook.com/v...=81948184673&comments
dinlenilesi şiir.
dinlenilesi şiir.
Üç tane şiddet yanlısı adamdir. Bizim medyamiz bunları pompalarda pompalar. Sie.