bugün

keşke tüm dünya şirin olsa dedirten mükemmel çizgi film hadisesidir şirinler.
sosyal devlet , komünizm herşey mükemmel.
kimse kimsenin dinine , işine , cinsine bakmıyor.
tembel şirin bütün gün yatıyor uyuyor , çiftçi şirin yetiştiriyor , obur şirin pişiriyor ama bütün gün yatan tembel şirin o yemeği hakediyor ; cünkü o toplumun bir bireyi. Onunda herkes gibi refah seviyesi yüksek bir hayat yaşama hakkı var.işte komünizm böyle kıyak bir olay.

kimse kimseye neden türban taktın takmadın demiyor , kimse kimseye cumaya gelmedi diye kırbaç cezası vermiyor ne güzel yahu kimse amerikaya yalakalıkta yapmıyor para denen olay zaten yok , para uğruna camilere dolan dergahlara girip sohbetlere katılıp ağlak imamların arkasından koşanda yok. şirinler şeriatla yöneltilseydi bunlar olur muydu acaba. ağlak imam kim olurdur , başbakan kim olurdur acaba. köyün kadısı uleması şirineyi kara kara çarşaflara sokup ona mavi bir et parçası muamelesi yapar mıydı , yada kibirli şirini sen ibnesin diye recm ile taşlarlar mıydı...

şirinleri köyü nasıl güzel siz verin kararını... sosyalizm mi ? yoksa ....??
iyi bir çocuk olunursa cennete gidilirdi...*
çizgifilmlere ilginç bir açıdan bakılmasını sağlamış soru.
adam gibi adam gargamel pankartları asılırdı.
(bkz: adam gibi adam gargamel)
şirine sünnet edilirdi. (bkz: kadın sünneti)
imam şirin olurdu, başlarında kukuleta yerine takke olurdu, gargamelin kedisinin adı azman olmazdı olsa olsa şeytan olurdu.
şirinler, şirinbabanın imamlığında cumaya giderdi. (bkz: imam şirin)
bir tulumculari olmazdi. mamafih, mevzu cikarirdik. ayaklanirdik. Doğa ana da bize katilirdi muhtemelen onu da carsaflara dolamak istemislerdir ama buzuk yemez tabii**
(bkz: komunizm güzel)
(bkz: şeriata hayır)
şirine tövbe eder bidaha şirinlere vermezdi,şirinbaba şeyh olurdu herkese s.kini öptürürdü, evleri mantar şeklinde değil cami şeklinde olurdu,gargamelle kapıştıklarında gargamele karşı cihat ilan ederlerdi ve şirin baba gargamele muska yapardı,şirin baba ölünce ona türbe yapıp etrafına çaput ve bez bağlarlardı.
şirin hocaefendi sağlık nedenleriyle gargamel'in evine gider oradan fetva gönderirdi.
gargamel zengin olurdu. sonra ordu kurup köyü işgal ederek köye demokrasiyi getirirdi.
şirin hoca(şirin baba nın ismi şirin hoca olurdu) şirine ye önce tecavüz eder, sonra "bu kaltak islama göre şirinlemiyor, şirinlerin ahlakını bozuyor, başımıza taş yağacak, gargamel devamlı köyümüzü basacak, bu şıllığa cezasını verin..." diyecek, müritleri konumundaki şirinler şirin hocanın bu sözü ile, teker teker şirineye tecavüz edip sonra köy meydanında recm ederek öldürecekler. buna sadece somurtkan şirin ve gözlüklü şirin karşı çıkacak, somurtkan şirin "şeriattan nefret ediyorum" deyince kırbaç cezası alacak, gözlüklü şirin ise "şirin haklarına göre herhangibir şirine dini baskı şirinlenemez, her şirin istediğini şirinlemekte özgürdür, ben gözlüklü şirin olarak serbestlik gelmesinden yanayım, yani..." şeklinde konuşurken o da eşek sudan gelene kadar dövülecek...

filmin sonunda da "eğer islamın şartlarına uyarsanız belki siz de bir gün şirin cemaatini görebilirsiniz..." şeklinde bitecek...
niye bir tane kız olduğunun bir sebebi olurdu. yoldan çıktıkları için hepsinin ölümle cezalandırılmış olma ihtimali olurdu. güçlü şirin kızların dikkatini çok çektiği için yine şeriat kuralları ne emrediyosa ona göre cezalandırılır, kukuletamsı şeyler yerine takke, şirin ayakkabısı yerine mes giyilirdi. **
şirinler komunizmi istersin tabi. ama dostoyevski birçok kez bu düşünce yapısının ahlaki zaaflarını dile getirmiştir. raskolnikov gibi olsa tüm insanlar iyi de. değil be arkadaşım pratikte tecavüzcü ile katil ile aynı kefeye hortumcu ile şarlatan ile aybı kefeye konmak ister miydin? uygulamada gördük işte sovyetleri orta asyada türki cumhuriyetlerde yaptıkları kıyımlar hiç de şirin değildi.
evleri mantardan değil de kubbeden olurdu.
şirin baba nın hazırladığı iksirler anlam değiştirirdi...
(bkz: şirin babanın üfürükçü olması)
şirinler gargamel e cihat ilan ederlerdi.
şirine ye yan bakanı sirinler köyünün ortasında sallandırırlardı.
böğürtlen calan bebek sirin in kolu kırılırdı.
şirine tesettürlü olurdu.
- naber şirine nerden böyle?
- namaz şirinliyordum,tespih namazını şirinlemeden geldim
- ya vela şirine illa billa...
'takiye mübahtır' levhası yön tahtalarının üzerine yazılıp, 'gargamel'e gider' yazısının görünür bi yerine civilenirdi.

şirine, köyün tek dişisi olduğundan tüm şirinlerden üc bebek şirin yapmak icin var gücüyle doğururdu.

şirin baba belki de şirine'nin göbeeene üflerdi kimbilir?
şirineye yazık olurdu o kadar adamın arasında..
hepsi karaçarşaf giyerdi, kimin kim olduğu anlaşılmazdı...
şirineyi taş yağmuruna tutarlardı.
bitmek bilmeyen şirinler muhabbeti belki son bulurdu.