bugün

harika bir şey, yersen.
(bkz: iskilipli atif hoca)
inkılap kanunları diye adlandırılan ve değiştirilmez olarak kabul edilen kanunlardan biridir.

ŞAPKA KANUNU
Kanun No. 671: Şapka Giyilmesi Hakkında Kanun, 28 Teşrinisani (Kasım) 1341(1925):

Madde l - Türkiye Büyük Millet Meclisi azaları ile idarei umumiye ve mahalliye ve bilumum müessesata mensup memurin ve müstahdemin, Türk milletinin giymiş olduğu şapkayı giymek mecburiyetindedirler. Türkiye halkının da umumî serpuşu şapka olup buna aykırı bir alışkanlığın devamını hükümet men eder.

Madde 2 - işbu kanun neşir tarihinden itibaren muteber (yürürlükte)dir.

Madde 3 - işbu kanun Büyük Millet Meclisi ve icra Vekilleri Heyeti tarafından icra olunur.
dünyanın en ilginç kanunlarından birisidir. kim ne derse desin, kime mütemadiyen biat ederse etsin, birisi gelip de başkasının kafasına ne takacağı hakkında tasarrufta bulunması kadar komik - ya da trajikomik - bir durum tanımıyorum. burdan yola çıkarak muassır medeniyet seviyesine ulaşma hayalleri de kurmuyorum. içinde bulunduğumuz şekilciliğin nerden geldiği de netlik kazanıyor gözümde. derinlere inmeye çok gerek yok. avrupaydı, dış mühraktı bilmem neydi. kanun ortada, şekilcilik aşikar. ne konuişuyoruz daha.
halen yürürlükte olan, asla yürürlükten kalkmayacak kanundur. laik kişiler nedense şapka kanununu iplemez, götten uydurulmuş bir türban yasağına ise allah kelamıymışçasına sıkı sıkı sarılırlar.
çok komik bir kanundur.
şapka yerine türban ya da sarık takmak,taktırmak isteyenlerin indikatörüdür bu kanun.."o günün koşulları.." kalıbından bi haber olanların da indikatörü olarak kullanılabilir.. optimum renk değişimini iktidarda laiklik düşmanları varken verir bu ayıraç ayrıca..ve pek tabi bu ayıraç görevi yapan kanun karşıtları "yeşil" bi renge bürünürler kanunu duyunca..
atatürkün çıkardığı bir yeniliktir. fakat atatürkcüler tarafından pek kullanılmaz. işlerine mi gelmiyordur yoksa bilmiyorlar mı belli değil.
valla atatürkün pip-hop' cuları desteklemek için çıkardığı kanundur.
25 Kasım 1925'de mustafa kemal atatürk tarafından kastamonu'da ilan edilen kılık kıyafet kanunudur.

Mustafa Kemal'in 26 Ağustos 1925'te yani Cumhuriyet'in kuruluşundan hemen iki yıl sonra inebolu Türkocağı'nda "Cevheri gösterebilmek için çamuru atmak lazım. Çok cevherli olan bizim milletimize layık olan kıyafet, medeni ve beynelmilel kıyafettir. Öyle giyineceğiz. Ayakta iskarpin, potin, pantalon, yelek, gömlek, kravat, ceket ve bunları tamamlamak için başta siper-I şems'li serpuş. Açık söylemek isterim. Buna 'şapka' derler" diye yaptığı konuşma Türkiye'de giyim tarzında yeni bir dönem başlatmış oldu.

kaynak : http://www.senocak.com.tr/turk/sapka_c.htm
"artık sorun fes ya da şapka değil, onlardan birinin giyileceği kafayı yerinde tutabilmektir"
mete tunçay, tek parti, 2005, s. 156

işte böyle de etkili uygulanmıştır.
Kendi istediğini değil , benim istediğimi yapmak zorundasın anlamına gelen kanun. Gereksiz ve hiçbir ilerleme kaydettirmeyen dikta rejimi uygulaması. Zorla baş kapatan iran devrimi kanunlarından farkı yoktur.
ilkokuldan kalma bilgilerin birtakım güruhlar * tarafından eğitilen beyinlerden atılma çabası sonucu o beyinler tarafından anlaşılamamış devrimdir. çünkü okunmamış, araştırılmamış, öğrenilmemiştir yada okunması, araştırılması, öğrenilmesi engellenmiştir.

türban = siyasi simge
recep tayyip erdoğan = devrimci lider *
şapka = siyasi simge
mustafa kemal atatürk = devrimci lider *
bu mudur yani? *
artık yürürlüğü olamayan kanun. aihm tarafından 9. maddeye aykırı bulunduğundan türkiye bu kanunu uygulayamayacak. uygularsa ceza ödeyecek. artık isteyen istediği sarığı, cüppeyi, peçeyi örtebilir. hatta para kazanmak için böyle giyip gezmek lazım. çünkü devrim kanunu olduğu için anayasaya aykırı diye iptal edilemez. bu durumda önce sarığı giyersin, sonra polise telefon açarsın ve kendini şikayet edersin. polis ve savcı görevini yapıp seni tutuklamaz ise kanunlara aykırı davrandıklarından onları şikayet edersin. sonuçta görevlerinden olmamak için hakkında dava açılır ve ceza alırsın. sonra aihm'e başvurup sarık giydim diye beni hapsettiler diye dava açarsın. aihm önceki davada şikayetçilere yaklaşık 810-850 bin euro arası tazminat ve masraflar için 150 bin euro türkiye'den alıyor. özetle türkiye adam başı 1 milyon euro ödüyor. 1 milyon euro bence çok iyi para. o değil de bu paralar bizim cebimizden çıkıyor. aihm bu kararı 127 aczimendinin açtığı davada verdi ve türkiye toplamda 127 milyon euro ödeyecek. türk parası ile 264 trilyon eski lira yapar. kararın türkçe tercümesini aşağıdaki adresten bulabilirsiniz.
http://www.ankarabarosu.o...px?Type=Detail&id=577
çıkmasıyla birlikte sarık takan bir çok insanın istiklal mahkemelerinde yargılanıp asılmalarına sebebiyet veren...
kastamonu'da yapılan şapka devrimi neticesinde çıkmış olan kanundur. kastamonu burada şapka ile alakalı bir durum teşkil etmemektedir. sadece bir yer olması gerekiyordu, kastamonu oldu.
(bkz: kemalist modenleşme komedileri)
devletin anlamını kaybettiği noktadır. devlet insan hayatını kolaylaştırıcı, vatandaşlarının hak ve hürriyetlerini koruyucu kimliğini ortaya koymalıdır yasamayı kullanarak. yoksa başkasına zarar vermeyen, kimseyi ilgilendirmeyen serpuş tercihine karışması ciddiyetini kaybettirir,kaybettirmiştir ve devam ederse kaybettirecektir. anlamsız yasakları benimseyip bunlar bizim kırmızı çizgilerimiz demek en büyük ayrıştırıcılıktır. yine anlamsız yasaklar kendine muhalif tavrı kolaylıkla bulur ve bu tavra hakkını da verir. ve nitekim günümüzde kimse şapak giyme zorunluluğu hissetmemektedir.
11 yaşındaki kızın nikahını kıyan imam 11 yaşında kızların nikahını kıyamasın diye yapılmış devrim. her sarıklı yavşağın karşına sabi sübyanın oturtulup nikah kıyılma işleminin gerçekleştirilmesi o zamanlara kadar anadolu'da kanunlar insan aklı ve haysiyeti ürünü olmadığı islamiyet ürünü olduğu için kanıksanmış bir durumdu.

bu ve benzer durumların engellenmesi adına zamanında makul bir eylem.

şimdilerde bu kanuna tiksintiyle bakıp goygoyunu çıkaranları inceleyin, alayı kainatın 9 yaşında kızlarla evlenmiş bir ortaçağ bedevisinin yüzü suyu hürmetine yaratıldığına inanır.

denklemin geri kalanını siz tamamlayıverin bir zahmet.
genç cumhuriyet'in, amacı dolaylı olmasına rağmen günlük yaşama doğrudan etki eden ilk devrimine istinaden çıkan kanundur. pek çok kişi çıkış noktasını inebolu sanır. oysa ki fikrî kökleri daha eskiye dayanmaktadır. gerisini falih rıfkı atay'dan okuyalım:

"mustafa kemal hür fikirli bir türk devrimcisi idi. fes ve şapkanın medeniyet demek olmadığını pek iyi bildiğine şüphe yoktu. başlık değiştirmenin batıl inançlara saplanan ve mıhlanan bir kafaya hiçbir ileri tefekkür ışığı vurmayacağını da bilirdi. asıl mesele, kafanın içindeki batıl inançları söküp atmakta idi. ona göre bu başlık değil, bir baş davasıydı."
günümüzde herkes bu kanuna aykırı hareket etmektedir.
atatürk ün en saçma icatlarındandır.neyse ki toplum anladı.
binlerce hocaanın başının kesildiği bir uygulamadır. ingiltere büyük locası tarafından tertiplenen bu ilginç kanun sonrası hala 25 iq ile bu faşizan kanunu savunanlar bile vardır.
ikinci Mahmut döneminde sarığın yerini fes alırken, Cumhuriyet döneminde fesin yerini şapka aldı ve her iki süreç de sancılı bir seyir takip etti...
horozlara kırmızı ibiklerini kesip yerine kül rengi baykuş saçı dikmelerini emretmek gibi bir şey.
bazi kisvelerin giyilemeyecegine dair kanun ile birlikte anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle değiştirilemeyen, kutsanmış kanunlardan biri.

söyleyecek o kadar şey var ki...
güncel Önemli Başlıklar