bugün

kötü bir ruh halidir. Arafta kalırsınız iştemi çalıssam yoksa tekrar dersmi çalıssam.
ilk giriş ve kazanamama durumu varsa ders çalışmak düşünülebilir. ikinci girişte kazanamazsanız bu sefer etrafın baskısı ile her şey raydan çıkabilir ne yapacağım ben dersiniz. üçüncü girişte kazanamazsanız iş aramaya başlamışsınızdır.
ben de dahil olmak üzere ilk sene başa gelebilen bir durumdur. 2. sene her şeyin düzelme ihtimali vardır.
her şeyin sonu olmayan durum. hayatta ufak bir ayrıntı sadece aslında.
hayatın bir yıllığına da olsa karanlıklar içinde kalmasına neden olan olay. bir yıl boyunca babanın suratına dahi bakamadan tekrar hazırlanılır ikinci yıl için.
bu devirde "kazanmamak"tır o. yok otu boku yazdı yine tutturamadıysa harbi dingillik alametidir.
bu devirde farklı olmaktır. Önceden insanlar farklı olmak için özenirlerdi. Şimdi kontenjan arttı, giren insan çoğaldı.
Birde şu açıdan bakmak lazım; 4 yıllık ùniversitede bi ton paranız gider. Şu an iş hayatına girseniz 4 senede 2 -0 önde olacaksınız.
Kazanmak kadar olağan bir durum. Buradan kazanamayan kardeşlerime sesleniyorum. Takmayın kafanıza, iyi çalışıp elinizden geleni yaptığınız müddetçe hayallerinizi gerçekleştirebilirsiniz.

Yeter ki yapabileceğinize inanın.
o an için dünyanın sonudur.

2013, 19 buçuk yıllık kısa hayatımın en berbat yılıydı. sadece ygs-lys ye girdiğim için değil. evde de bir sürü durumlar oldu. doğru bildiğim ne varsa, inandığım ne varsa hepsi yalanmış. sevdiklerimin çok canı yandı. yani doğrudan ben ağır darbeler yemedim. ama en sevdiğim insan hayal kırklığına uğrayınca bende dolaylı olarak etkilendim. oysa ne hayallerle girmiştik yeni yıla.. çevremdeki, ailemdeki herkesin çok yüksek beklentileri vardı 2013 için. ama her şey boka sardı. keşke sadece benim üniversiteye kazanamayışıma üzülseydik.

düz lisede okuyordum. okuldaki derslerim iyiydi. ama türkiyede hep bunun tersi olur. hukuk istiyordum. ama gerçekten çok kötü bir durumdaydım. arkadaşlarımda kötüydü. en yakın arkadaşım sınıf öğretmenliği istiyordu. diğer 2 arkadaşımda işletme. acaba bu yüzden mi kazanamadım diyorum kendime. burnum çok mu havadaydı. ne bileyim arkadaşlarım küçük şehirlerde okumaya razıyken ben sürekli istanbul hayali falan kuruyorum. ygs yaklaştıkça iyice piskolaşmıştık. bir ara ygsyi bırakıp acaba tamamen lys'ye mi çalışcak falan diye konuştuk. ygs ye girdik. o yıla kadar sonuçları 1 ayda açıklayan ösym 8 gün sonra 1 nisanda sonuçları açıkladı. o kadar şakanın arasında ygs açıklandı diye şaka yapmamıştı kimse. zaten şakada değildi. 298 almıştım. sınıf öğremenliğ isteyen arkadaşım 270 işletme isteyen arkadaşlarım da 220 ve 302.

genelde 12. sınıflar ygs puanlarını gördükten sonra seneye muhappeti başlar. bizde de başlamıştı o. hatta ben de daha önce başlamıştı. öyle ya ben hukuk istiyorum olmucak bu sene başka bölüme gidemem seneye gireceğim. bunu o kadar rahat söylüyordum ki. sanki 2. sene tekrar hazırlanmak çok kolaydı. aslında kolay olmadığının farkındaydım lakin nasıl olsa en yakın arkdaşlarımda kazanamayacaktı. birlikte seneye dafa fazla vaktimiz olucaktı ve daha yüksek puan alacaktık. işte bu yüzden için rahattı.

kalan son 2 ayda baya iyi edebiyat çalıştık. matematiğimiz zaten rezalet durumdaydı. sınava girdik. sonuçlar açıklandı. hiç beklemediğim kadar iyi bir başarı sıralaması geldi hukuk ve sınıf öğretmenliği için 92 bin, pdr için 73 bindeydim. en yakın arkadaşımda 300 almıştı. ben bu sıralamaları öğretmen olan ablamla birlikte afyon otobüsünde öğrendim. nasıl olsa tercih yapmıcam özgüveniyle oturuyordum. çok net hatırlıyorum bu anı. birde iyi bir puan almışım lan diye böbürleniyordum.

ben evde tercih yapmıcam diye dolanırken ablam- daha doğrusu evdeki herkes- benim yerime tercih edeceğim bölümleri seçip kodları falan yazıyorlardı. ben hala aval aval bakıyordum. ama onlar belki bir ihtimal sınıf öğretmenliği tutar diye izmire yakın yerleri bir kağıda yazmışlardı bile. ben şaşırıp kalmıştım. hani tekrar deneme hakkım vardı, hani sınav benden, benim isteklerimden önemli değildi... ee şimdi ne oldu peki? olan şu ki. onlar da seneye girsem bu rezalet matemetiğimle hukuk kazanacağıma inanmıyorlardı. bunu ilk zamanlarda açık açık söylemediler tabi. ablam afyonda öğretmen, babamda afyonlu olduğu için afyonu kazanmam ecde bir bayram havası yaratacak ben de sülaledeki bütün kızlar gibi öğretmen olma geleneğini sürdürecektim. zaten babam avukatlara hiç sıcak bakmadığı için bu duruma muhtemelen en çok o sevinecekti. ben evde tercih yapmıcam diye dolanırken herkes üstüme gelmeye başlıdı. gene yap bi yerleri yaz zaten olma ihtimali düşün falan diyorlardı. korkmaya başladım. tutsa ne bok yiyecektim. istemediğim bir bölümde okumayı geçtim ben kendimi başka bir şehirde okumaya hiç hazırlamamıştım. daha çay yapmayı bile beceremezken ben kim tek başına yaşamak kim. ablam korkuyormusun dedi. sinirli sinirli evet dedim. neyse zorlana dokuz eylül ile kocatepe sınıf öğretmenliğini yazdırmayı ikna ettirdiler. ben nasıl olsa tutmayacak diye rahatladım. en azından hem kendi istediğim olacak hemde evdekilerin gönlünü yapacaktım. ama hala afyonu yazmak falan istemiyordum. ablamla birlikte tercihleri onaylatmaya gittik. suratım beş karıştı dokunsalar ağlayacaktım. bu arada işletme isteyen arkadaşım baya bi yerleri tercih etti. 2. tercihi işletmeydi. en yakın arkadaşım öylesine okulların nerde olduğuna bile bakmadan sınıf öğretmenliği yazdı 10 tane falan.

okul kalabalıktı. müdür yardımcısının gelmesini bekledik. karanlık kolidorda oturduk ablamla. ağlamak istiyordum. hiç böyle olacağını, beni zorlayacaklarını düşünmemiştim. ablamla bir süre konuştuk. afyonu yazmak istemediğimi söyledim. ama ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. o da konuşmasının ana fikrini açık seçik belli edip olmayacak işte demişti. bende bir hışımla tamam amına koyayım sizin istediğiniz olsun yazıyorum işte allah kahretsin diyerek(tabi içimden) hocanın odasına girdik. hoca beni bu halde görünce bir bokların olduğunu anladı ve eminmisin falan diye daldı olaya. ben istemediğimi, ağlak ses tonumla, o ezik halimle bir kez daha yineledim. sonra ablamla müdür yardımcısı başarı sıralamalarından falan bahsettiler. konu döndü dolaştı gene matematiğe geldi. konuşma bittiğinde ben istemediğimi söyleyip afyon sınıf öğretmenliğini bilgisayardan sildirdim. yol boyunca ablamla konuştuk mu hiç hatırlamıyorum. eve geldim annem laf sokmalara başladı. ama gene bunlar geçiçek diye düşündüm. çünkü en yakın arkadaşlarım da kazanamayacaktı. yalnız değildim. dershaneye gitmek istemiyorduk. o kadar parayı bir daha verip evdekilerin suratına bakamazdık. bu yüzden belediyenin açtığı kurs aklımızı çelmişti. ama evdekilerde dershaneyle bu kadar puan aldın oradan nasıl kazanıcan diyip duruyorlardı.ben kararsızlıktan geberirken en yakın arkadaşım yazılmıştı bile.

25 temmuz 2013 en yakın arkadaşımın kursa yazıldığı gün. millet oruçlu. gece yarısı aynı mahallede oturduğum ,2. tercihi işletmen olan arkadaşım geldi. oturduk, 2 kişi tabu falan oynadık. 11 buçuğa doğru o eve gitti. evinde internet yoktu. 15 dakika sonra kapı çaldı. tercih sonuçları açıklanmış diye geri geldi arkadaşım. ulan amk gece yarısını mı buldun. neyse baktık. allahtan yoğunluk yoktu. ablam ve annem vardı odada. ilk kendiminkine baktım. tahmin ettiğim gibi hiç bir yeri kazanamadım. hemen arkadaşımınkine girdik. bu arada annemle ablamın surat ifadeleri gözümden kaçmadı. arkadaşımında hiç mudu yoktu. ama 2. tercihi olan dumlupınar işletmeyi kazanmıştı. o an çığık attı ve bana sarıldı. bende ona sarıldım birlikte güldük. hiç beklemiyorduk. arkadaşım sayfanın fotoğrafını çekip eve gitti. bilgisayarın başına otudum. acaba diğerli ne yapmıştı. en yakın arkadaşım celal bayar sınıf öğretmenliğini kazanmdım, inanamıyorum al şu şifreyi bi de sen bak dedi. baktım gerçekten de kazanmıştım. o an şok geçirdim. çünkü o tutmaz diye öylesine yazdı ve yıllardır istediği bölümü kazandı onun adına çok sevimdim. şansına da hayran kaldım. diğer arkadaşımda dış ticareti kazanmıştı.

hepsi için gerçekten teker teker sevindim. öyle kıskanç bir yanım yoktur. ama şimdi şu gelinen noktaya bakın. ben nasıl olsa onlarda kazanamıcak diye götümü yayar otururken bana öyle bir tokat geldi o an belediyenin çukuruna düştüm sandım. kafamı yerden kaldıramadım. herkes kazanmıştı. herkes ben hariç. evdekiler söylenmeye başladı. babam evde uyumuştu galiba. zaten gece yarısıydı.asıl kıyamet yarın kopacaktı. yatağa uzandım ve mal mal tavana baktım uyuyamıyordum. allaha bunların bir kabus olması için yalvardım ama değildi işte. ağlamak istiyordum. ama küçük ablam yan odada oturuyordu. ağlasam duyardı. rahat rahat ağlayamadım. bu yüzden boğazım yandı ve yanak kaslarım feci halde ağrımaya başladı. yatağın içinde döndüm dolandım. 3 te falan uyuyup kaldım herelda.

sabah 6 ya doğru uyanmıştım. gözümü açmadım ama kulağıma sesler geliyordu. annem ve ablamın konuşmalarını duyuyordum. hah çalışcak kazancak bütün herkes kazandı ama bu tercih yapmadı gibi bir şeylerdi. salak, aptal tarzı sözcükler bile duydum. sonra kalkıp yatağın içinde oturdum. ablamlar internette puanlara bakıyorlardı. kesin olmaz gözüyle baktığım dokuz eylülü bile 4 puanla kaçırmıştım. birde okul öncesinide yazmıştım. ama o ne hikmetse yükselmiş ve ölü tercih olmuştu. yazsaydım da afyon bile tutmazdı. bunu demişti ablam evin içinde babama. ama babam inanmadı. yalan söylüyorsunuz kendi yazmadı dershane falan yok dedi. o an yok olmak istedim. hayır ölmek istemedim. daha güzel şeyler yaşamak istedim. kazanmak istedim. babamın bana inanmasını istedim. ama bu uğursuz yılda hiç bir isteğim olmadı. evde öyle mal mal oturdum ve hiç bir şey yemedim ( moralim bozukken yemek yemem) kafamı kaldıramıyordum. ağlayım desem onuda yapamıyordum bu yüzden boğazım çok yanıyordu. sonra ablam bana kendi eliyle çorba falan içirdi.

sonuç olarak bu yıl tekrar girdim sınava ve ygs den 310 aldım. ve bu yıl bu puandan daha yüksek alacak kadar çalışmıştım. demek istediğim dünyanın sonu değil belkide ama o kadar hafife alınacak bir şeyde değil.

edit: 2 buçuk ay sonra gelen edit Pamukkale pdryi kazandım.
yerinde saymaktır. aynı seneyi tekrar ediyormuşsunuz gibi hissedilir bir sonraki sene. öyledir de zaten.
üniversiteyi kazanamamak gibi bir düşünceyi kafanızdan silmek için bence düzgün çalışın. ne de olsa burası Türkiye. ha bide şu var bizim ülkemizde üniversiteye girmek zor ama çıkması kolaydır. bunu düşünerek sınava hazırlanıp vicdanınız rahat bir şekilde sınava girin. aksinin kimseye faydası yok!!!
Dünyanın sonu degildir. Yaşanılan kötü duygu toplumun abuk subuk dayatmasıdır. Üniversitede ve hayatta daha ne kol gibi sorunlar var takmayın.
bu sene büyük ihtimalle başıma gelecek olay üzücü bir durum.
Bi halt olmaz. Kazanınca hayat daha beter boşver.
Sorunlar silsilesi.
Kendimizden önce; aileye, çevreye açıklamalar yapmaktan, yolda görülen her tanıdığın sınavı ne yaptın sorusuna olmadı deyip kafayı bükmekten bitap düşeceğiz. * *
Lan üniversite sınavına bidaha çalışacağına git basit bi yere dgs yap matematiğin iyiyse .
beklemekten çok daha iyidir.
bu sistem içerisinde mal olduğunuzu gösterir çünkü bütün mallar üniversiteli oldu.
(bkz: siktir et olm dünyanın sonu değil)
şimdiki aklım olsa asla belli alana kısıtlamazdım kendimi. bizim zamanımızda öss tek sınavdı böyle farklı testlerden girme durumu yoktu. eğer bu imkan olsa bir ea öğrencisi olarak sözelden de girer ve daha başarılı olduğum sözel bölümlerden tercih yapardım.
şu an için tek korkum bu, evet.
2. seneyi bekleyin. sizin gibi yüz binler olduğunu unutmayın. aynı yüz binlerin ikinci sene başardıklarını hatırlayın. biri işi bir insan yapabiliyorsa o zaman onu her insan yapabilir vecizesine kulak verin.
yanlış tercih sonucu gerçekleşebilecek olan durumdur. puanınız çok iyi bile olsa tercih önemlidir. tm mezunuyken bir sene daha bekleyip bilgisayar mühendisliği bile kazanabilirsiniz. kendimden biliyorum.
ilk girişte zaten çok kişi kazanamaz. daha doğrusu yerleşemez istediği üniversite ve bölüme.

raad olun. 2.girişte daha iyi hazırlanılır. ama ağustos eylül gibi hızlıca girmeyin. yavaş yavaş çalışın sonra tempoyu artırırsınız.

2.girişte de mi olmadı. 3.sü sefer çok daha iyi hazırlanırsın ama bu sefer mazeretin yok artık.

işin sırrı bol soru çözüp zamanı yetiştirebilmek.
bugün olan lys 2016 matematik sınavı ndan sonra göte giren şemşiye misali sahip olduğum durum...

2. senemdi oç !!

(bkz: ösym götümü ye)

edit: kardeşim, üni kazanmaktan kasıt, gidip "isteyerek kaydını yaptıracak" bir üniversiteyi kazanmak.

yoksa makine mühendisliği diyarbakır'da da var...
bu devirde üniversite kazanmamak mı kaldı aq

sınava giren kişi sayısı 1 milyon kontenjanlar 2 milyon.