bugün

Sosyal medya'da Ö.s.ö ismiyle tanınan şair. O'nu bu kadar özel kılan şüphesiz ona ait yazıların küçük iskender imzasıyla yayınlanması olmuştur. Facebook'ta küçük iskender imzasıyla dolanan çoğu söz o'na aittir.
http://www.facebook.com/ozcanso
Masanın üzerinde bıraktığın, hala saçının sıcaklığını taşıyan o küçük tokana, olur da bir erkek elini sürer, onu masanın diğer kenarına koymak maksadıyla.
Saçının kokusu parmaklarına siner, parmaklarına sinmiş kokun ile elini bilmeden dudağına götürür, kokun dudağına, saçın ağzından düşen nefese değer.
ve bana neden öldürdün adamı derler. Anlatırım gülerler.
Kokunu hiç bilmezler !..

Özcan Bülbül

Bence en güzel yazısı bu.
en güzeli de,

En kötüsü de,hiç kimse "ağlama,değmez"diyemiyordu..
Değiyordun..

Biliyorlardı..
Facebook'a bağlanma sebebimdir.
Yazar, yazar ama deli yazar. Allah yüregine ve kalemine zeval vermesin.
Geceleri nüfus sayımı şöyle yapılır:
Yaşayanlar bir sigara yakar.
Ö.s.ö
Kalemin dert görmesin üstad.
Hakikatli yazar. Sert üslubu, rahat anlatım şekliyle dertsiz adamı dert sahibi eder bu adam.
sosyal medyada yazdıklarını görüp de birkaç yıldır takip ettiğim kişidir. özcan so özcan (ö.s.ö) kısaltmasını imza olarak kullanır. Yazdıkları basit görünebilir ama en azından ahmet batman soğuk kahveden kalitelidir.

--spoiler--
Galaksin olmak istiyorum, soluduğun hava, baktığın gökyüzü, içtiğin su, içine düşeceğin mutluluk olmak istiyorum. Kavga etmek istiyorum, olur olmaz şeyler yüzünden didişmek, ardından seni buzdolabına yaslayıp öpmek.. Tuhaf şeyler istiyorum, içinde uzun vadeli beklentilerin olduğu, gözle görülemeyecek kadar küçük yazılmış kredi kartı sözleşmelerine benzeyen şeyler..Hayatımın geri kalanının yeryüzündeki saçmalıkların dışında bir anlamı olsun istiyorum, özel bir anlam bu, sonsuz bir anlam,senden benden öte bir anlam.. Beni yanlış anlama, bir anlamın eksikliği değil bunun nedeni. Uzaya bir isim vermek istiyorum, senin ismini.. bir boşluğu doldurmak için senin varlığından daha muhteşem ne olabilir. Başlangıç için, bir sürü yıldızım var, yüzük ister misin ?
--spoiler--

--spoiler--
Bakma sen bana, ben ne söylediğimi bilmiyorum. Sen de zaten ne istediğinin farkında değilsin. Ne söylersem söyleyeyim içinde bulunduğumuz duruma faydası olmayacak, sen de şu durumda neyin sana iyi geleceğini bilmediğinden ilişkimiz orta saha mücadelesi şeklinde geçiyor. Güçlü savunmalarımız var ama gol yollarında iyi değiliz. Ortak bir şarkımız yok. Ben de çok sevdiğin bir şey yok. Benim sende sevmediğim hiç bir şey yok. Böyle pis bir durum işte, bazen keşke birbirimizi hiç tanımasaydık diyorum, ne kaybederdik ki en fazla,bir kaç sigara az içerdik, bir kaç iyi geceler, biraz da seni seviyorum..
Anlatsam anlatılmayacak kadar..

--spoiler--

--spoiler--

Yüzünü astı, bana baktı. Bak dedi, araya girdim, bakıyorum dedim, buraya oturduğumuz andan itibaren, seni tanıdığım andan beri, hatta doğduğum gün itibariyle sürekli sana bakıyorum. Ben sana bakmak için yaratılmışım. Ben sana bakınca tuhaflanıyorum, karnımdan gıdıklanıyorum. aklım uçuyor, esrar içmiş habeş maymununa dönüyorum. Sen de tahmin edersin ki ben sana bakarken aynı anda sen de baktığında yeryüzündeki en mutlu adam ben oluyorum. Ki, göz göze gelmek denilen durumun kralı budur, galaksideki bütün takım yıldızlar bana aitmiş gibi hissediyorum.. O yüzden şimdi yeniden düşün ve o dikkatimi çekmek için vurguladığın" bak" ı geri al, biz seni tanıdığım günden beri gazetelerin arka sayfalarında resmi basılan bikini güzelleriyle bile ilişkiyi kestik, sağda solda gözümüz zaten yok. Bir şey söyleyeceksen de ben bakmıyorken söyle. Hem, bugün kirpiklerin çok güzel, sıcak bir şeyler söyleyesi geliyor insanın.Ama ne bileyim ben susarsam sen gitmeli bir şeyler söyliycekmişsin gibi bir şey seziyorum. Ben de ağzı kuruyup çok konuşmaktan ölen ilk kişi olmak için aday olmuş kelime doğurmaya devam ediyorum.
Hem, dudakların bugün ne güzel..
Bütün ülkeye çay ısmarlamak istiyorum..

--spoiler--

--spoiler--

Sana neden öfkeliyim biliyor musun? Çünkü boğazıma kadar içine gömüldüğüm boktan,mide bulandıran insan kalabağında ayakta durabilmek için tutunacağım kırık cam parçasıydın sen. Bu demiştim, tutacak olan,
kesecek olan da..
öfkemi tanımak istersen, bir bıçağı avucunla kes.
ben burada bekliyorum seni.

--spoiler--
seviştik!
evet bu bir günah
bilirsin tanrı her şeyi görür
sanırım orada durup saatlerce bizi izledi
ama şuna eminim ki
ikimizden biri olmayı her şeyden çok isterdi.

--- özcan bülbül---
olmayan aşkın ızdırabını çektiren adam.

Kendimi toparlamak denilebilirdi yaptığıma ama unutmayı hiç denemedim. insan kendinden olanı koparıp atamaz, aynı anneden doğmanın bağlılığını düşündüm, beni sana böyle körü körüne bağlayan şey buna benziyor olabilir miydi? Hiç bir sorgulamanın ardından seni silip atmayı başaramadım. Koca dünyada olmadığın bir yaşamın neresinde nefes alabilirdim, hiç bir kıyıda yerim olamaz, hiç bir mavilikte huzur bulamazdım.Birbirinden ayrılmış, düğüm yerinden kopmuş ip gibi ayrılık yerimde izini taşıyordum. Yara diyemedim sana, yar hiç. Olup bitenin ortasında sonu olmayan bir özlemenin içinde kaldım. Tek bir harfim sana ulaşmasa da, okuyabileceğin her şiirin içine senden bir şeyler kattım.
Bende sana ait bir şey var, gel beni buradan al..

ö.s.ö
Minik tatlı Lavi'nin babası.
Neye sığınabilirdim, ne nasıl içine saklayabilirdi beni? Etrafımdaki kalabalık her gün biraz daha artarken ben daha da yalnızlaştım. Tek başınalık bende yeni bir biçim yarattı. Direniyordum, Ya gelecekti, ya da ben ona gitmeyecektim. O gelmedi, ben gidemedim. Başka birinin hayatının parçası olmak aslolan konuyu kapatır mı, "iyileşir miyim bir başkasına yeterince karışırsam" diye de düşündüm, yapamadım. Onun eksiğini ondan başkası kapatamazdı. Kendimi saç uçlarıma kadar uyuşturdum, tarihleri, günleri , yapmam gereken çok şeyi kenara ittim, ya hala direniyordum, ya da çoktan kaybetmiştim, nerede olduğumu bilmiyordum onun yanında değildim, bunu biliyordum, bununla yaşıyordum. Avuçlarının içindeki çizgileri çok özlüyordum. Ondan başka saklanacak yerim yoktu. Ondan başka hiç bir şey yoktu.
görsel

görsel

görsel

görsel
Mükemmel değil mi?
güncel Önemli Başlıklar