bugün

cinsel ilişki ile birlikte anılan bir eylem. çiftlerin dudaklarını birbiri ile birleştirmesi ile oluşur, ateşli ve duygusal olanı makbuldur.
duygularin en yogun halidir. zira sevilmeyen, hoslanilmayan biriyle opusmek eziyettir.
karşı tarafı dudaklar vasıtasıyla hissetmek, içine akmak.
yabancı filmlerde sık sık rastlanan olaydır, ailecek seyrederken aile reisinin kanalı değiştirmesi muhtemeldir.
sevişmenin en saf en temiz en güzel en basit en tadılası karşındaki insanın dogru insan olduğunu hissetmemize yol acacak olan kıpırtının ilk hissedildiği hadise.
doğru kişi ile birlikte yapıldığında, güzel olmasıyla birlikte ortalama gerçekleşme sayısına göre insanı bayabilecek* fakat yokluğunda ise özlem duyulan eylem.
aşkın somutlastıgı andır.
dudakların birbirine değmesi ile başlar daha sonra alt ve üst dudakların emilmesi suretiyle devam eder*,daha sonra dil ile karşı taraf şöyle bir yoklanır, tabii önemli olan bunları yaparken olabildiğince yavaş hareket etmektir.Bir de öpüşme esnansında çoğu insan gözlerini yumar ayrıca (bkz: öpüşürken ellerin rahat durmaması).
usulune uygun yapıldığı zaman seksten dahi daha fazla keyif ve haz veren bir eylem. yavaş ve nazik hareketler ile yapılması makbuldur. güzel dudaklar ve ten uyumu ile birleştiği zaman saatler dakikalar gibi geçer.* *
kızların erkeklere oranla daha fazla haz duyduğu eylem. erkekler içinse çoğu zaman seks başlangıcı olarak algılanır *
iki kişinin ağız sekresyonlarının birleşmesi, birbirine karışması olayı.
kısa kesilip ardından biran önce esas işe geçilmesi gereken durum
teknik olarak tarifi mümkün eylem.ama hissedilenleri tarfi edenler boş konuşmuş olurlar...
gönülden sevilen biriyle yapılınca bir anlam ifade eden diğer türlü olduğunda cinsellik öncesi ısınma ve sıralama turları olarak görülen ilginç bir olay..
(bkz: en ön sevişme)
(bkz: iştah açmak)
dudaklar kuruyken, ağız kokarken yapılmaması gereken olay..
eskiden annelerin bebeklerini beslemek için ağızlarına aldıkları yemeği çiğnedikten sonra bebeklerinin ağzına vermesiyle günümüze kadar taşınan ancak şimdilerde çiftlerin gerçekleştirdiği bir aktivite
her iki taraf da gözlerinin kapanmasına mani olamıyorsa, işte o öpüşme tam tadındadır.
ilk seferinde bu da boyle mi yapılırmıs dedirten ama sonrasında tadına varılan temasın en guzeli
"iyi öpüşmek antremana değil, öptüğün kişiye bağlıdır" demişti birisi.
(bkz: öpüşmek için fahişeye para veren adam)
Dudaklarımız derimizin bir parçası değildir. Sindirim ve solunum sistemlerimizin bir parçası olan ağzımızın içini kaplayan mukoza adı verilen bir tabakanın dışa dönük uzantısıdırlar. Bu nedenle de renkleri tenimizin renginden farklı, biraz daha kırmızımsıdır.

Öyleyse dudakları bir başka tene dokundurmak içgüdüsel ve sinir sistemimizi etkileyen bir davranış mıdır yoksa tamamen kültürel bir alışkanlık mıdır? Birbirini seven bir çiftin öpüşmesinin onlara haz verdiğini kimse inkar edemez ama ilkel kabilelerde yaşayan insanların medeni dünyadan gelenlerin öpüştüklerini görünce, birbirlerini yemeye çalıştıklarını sanıp şaşırdıkları da olmuştur.

Öpme ve benzeri davranışlar hayvanlar dünyasında da vardır. Şempanzeler resmen öpüşürler. Deniz aslanları ağızlarını birbirlerine sürter, yunuslar birbirlerinin yüzlerini ağızlarının içlerine alırlar, kurtlar birbirlerinin dudaklarını, köpekler sahiplerinin yüzlerini yalarlar. Demek ki bu davranış biçimi canlıların kendilerini iyi hissetmelerine sebep oluyor. Ne var ki bu davranışların hepsinde de cinsellikten çok şefkat duygusu hakimdir.

Öpmenin bir saygı ifadesi olarak kullanılmasına tarihte daha çok rastlanır. Roma imparatorları karşılarındakilere verdikleri önemi, öpmelerine izin verdikleri vücutlarının kısımları ile belli ediyorlardı. Önemli kişilerin dudaklarını, daha az önemlilerin ellerini, önem vermedikleri kişilerin de ayaklarını öpmelerine izin veriyorlardı. Köleler ise sadece imparatorun ayaklarını bastığı toprağı öpebiliyorlardı. Erkekler arasındaki dudak (Ruslar) yanak ve el öpme adetlerinin bu zamanlardan kaldıkları sanılıyor.

insanlık tarihinde öpmenin aşkın ifadesi olarak kullanılması oldukça yenidir. Öpme olayı çağlar boyunca sadece annenin yavrusunu şefkatle öpmesi olarak görülür. Yetişkin karşı cinslerin birbirlerini öpmesinin öncüsü, altıncı yüzyılda Fransızlardır. 'Fransız öpücüğü' deyimi de buradan çıkmıştır. Adet daha sonra Avrupa'nın diğer kısımlarına ve Rusya'ya yayılmış, aşkın bir ifadesi olarak evlilik törenlerinin de bir parçası olmuştur.

Tarih boyunca saygı ifadesi olarak kullanılmasına rağmen öpmenin biyolojik bir olay olduğu, bugün araştırmacılar tarafından saptanmıştır. Yapılan deneylerde, öpüşme anında, ağız ve dudaklardaki sinir uçlarının uyarılması sayesinde nabzın yükseldiği, kan dolaşımının hızlandığı, metabolizmanın canlandığı, adrenalin ve mutluluk hormonlarının salgılandığı gözlemlenmiştir.

Ağız sağlığına önem veren insanların bile dudak dudağa öpüşürken birbirlerine 250 çeşit virüs ve bakteri bulaştırdıkları bir kenara bırakılırsa, öpüşme sırasında 29 yüz kasının gerilip gevşemesi, yaklaşık 15 kalori harcanması, bağışıklık sisteminin güçlenmesi, hücre yenilenmesinin hızlanması ve de en önemlisi ruhsal rahatlama sayesinde öpüşmenin doğal bir tedavi yöntemi olarak kabul edilebileceği ileri sürülmektedir.

Yazının sonunu okuyunca tersi çıkıyor aslında "Neden öpüşmüyoruz"
http://www.forumuz.biz/neden_opusuyoruz-155176t.html
(bkz: tabula rasa)*
o an zevk alıp ayrıldıktan sonra onları hatırlayıp daha çok acı çekmek için.*
-hayrocan biz neden öpüşüyoruz ?
+birazdan anlarsın canım..*
güncel Önemli Başlıklar