bugün

kendisini ya da zıttını kullanmadan, tanımını yapması en zor şey.
dene bak.
önce: başta gelen, sıralama olaran önde bulunan.
(bkz: önceki)
önce, bir murathan mungan şiiridir.

Çıktığım dağlar küllenirdi içimde
sessiz, serin sulara inerdim
ceylanlardan önce

sular yıkayabilirdi beni o zamanlar
güneş alırdı içimin avlusunu

uyurken sızlıyor içimdeki can:
kanlısıydım öldürdüm
çoğaldı düşlerim
uyuduğum uyku artık ikimizin yerine
sanki o sağ ben ölüyüm
her gece her gece her gece.
Ağaçlar çizerdim, yeşillenirdi;
Çizdiğim ağaçlara çizdiğim kuşlar gelirdi.

Ormanlar düşünürdüm, uyurdum,
Düşündüğüm ormanlarda kaybolurdum.

Anı kuyularından çekmek bir yudum acı su,
Bir yudum acı su, çekmek anı kuyularından, soğuksu.

Bilmedim bu, ya bir korkunun duygusu,
Bilmedim bu, ya da bir duygunun korkusu.

Kent dayanıyor bahçenin duvarlarına,
Yeni bahçeler çiz, gözlerinin kuşlarına.

Hazır kent dayanmışken bahçene
Kuşlarını gözüne sal, götür ağaçlarına.

özdemir asaf
evvela, ilk gibi anlamlara gelen zaman belirteçli kelime.
şimdi ki zamandan önde olan.
şu anki veya gelecek zamanda bulunmayan, yakın veya uzak geçmiş.
1.
ilk olarak, başlangıçta, ilkin.
2.
zaman bildiren sözcüklerden sonra gelerek o zaman kadar bir sürenin geçmiş olduğunu anlatır.
"Bir ay önce istanbul’daydım. Bir saat önce gitti"
3.
çıkma durumundaki adlardan ya da adıllardan sonra gelerek yerde ve zamanda önde bulunulduğunu anlatır.
"Ali’den önce kim geldi? Sizden önce gürültü yoktu"
4.
ad
geçmiş zaman, geçmişteki bölüm, baştaki.
"Önceyi bilmezsen sonrayı anlayamazsın"