bugün
- yigitzsche17
- icardi190511
- psikoloğa gitmek mi içki almak mı14
- evlenmek istememek ama yalnızlıktan da sıkılmak22
- junkman13
- anın görüntüsü17
- sözlük kızlarının elleri şuan napıyor sorunsalı14
- erdoğan'dan sonraki başkan19
- başıboş köpek sorunu25
- görümceniz sizi engellese ne yaparsınız14
- çok fazla çirkin erkek olması13
- erdal beşikçioğlu'nun öğle yemeği24
- sexting haram mıdır24
- sophie dee'nin memeleri11
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri11
- kurtlar vadisi pusu rezaleti11
- aleyna tilki nin annesi12
- cengiz ünder'in bıyığı12
- ölmeye karar vermek19
- erdal beşikçoğlu'nun işçilerle yemek pr çalışması10
- mehmet şimşek'in türk milletine yerel halk demesi15
- icardi1905 silik olsun kampanyası14
- sağlıklı cinsel bir yaşamım var neden konuşuluyor12
- motorcu fırlama hafif demir demirkan tarzı yazar15
- 18 nisan 2024 fenerbahçe olympiakos maçı59
- assembly kodu11
- iremga8
- fenerbahçe taraftarı9
- ezgi mola9
- annem baban uğur dündar dedi9
- kuva'i milliye ne ise hamas da o dur20
- ali koç8
- fenerbahçe13
- arda güler16
- altıncı filoya karşı namaz kılmak12
- uludağ sözlük discord grubu9
- yazarların en rum özelliği15
- ismail kartal19
- konstantinos tzolakis9
- sadece sennn9
- türkiyede bütün yiyecek fiyatları aşırı fahiştir16
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti11
- eybırın manyağı kıskanması14
- kadın ayağı kokusu11
- erkeklerin bir kere küsünce geri barışmaması18
- flörtlerinizin ortak özellikleri21
- beni seviyor musunuz8
- anksiyete psikolojik değil fizyolojik bir sorundur11
- bacaklarımdan tahrik olan kız olduğunu sanmıyorum14
- yazarlardan parfüm önerileri14
atacağım tübitak linkindeki makale tamamen incelenirse varılacak sonuçtur.
http://www.biltek.tubitak...fuk/icerik/olumsuzluk.pdf
birkaç cümlede özetlemek gerekirse bir hücrenin bölünme döngüsünü bazı evrelerde denetleyen mekanizmalar vardır.
siklin bağımlı kinazlar (cdk lar) ve p53 proteini bunu yapan moleküllerdir.bu proteini ve enzimleri devre dışı bırakırsanız mis gibi bir kanserli hücreniz olur. bu da kontrolsüz bölünme ve sonsuza dek çoğalma eğilimli hücrelerin habisleşerek organizmayı öldürmesi demektir.
teknik olarak her dna replikasyonunda telomerler kısalır(100 baz çifti kadar). bu kısalmayı önlemek için uygun rna ile gelip her bölünmede kısalan telomerleri onaran bir telomeraz enzimi mevcuttur. lakin bu somatik hücrelerimizde çok az bulunur. kanserli hücrelerdeyse bol miktarda bu enzimden bulunur.
moleküler biyologların ölümsüzlükle veya insan yaşamını uzatmayla ilgili en önemli araştırması telomer kısalmasını önlemeye yöneliktir. böylece 20-30 bölünmeden sonra ölen hücrelerin daha uzun süre bölünmeye devam etmesini sağlamak amaçlanır. lakin bu da aynı şekilde kanserle sonuçlaşacak ve tümörleşmeye yol açacaktır.
özetle hücrelerinizin eceli gelince ölmesi gerek, zaten bir kısmı en baştan apoptosis'e programlı (embriyoda parmak arası hücreleri gibi) , hücreleriniz yeri geldiğinde eceline razı olup, yeri geldiğinde intihar edip ölmeli.
ölmezse kanser olursunuz. kodlandıkları gibi ölmeye devam ederlerse de yaşlanır ve ölürsünüz. her iki durumda da ölürsünüz.
insan dondurma olayına gelince bir insanı dondurmanın ve çözüldüğünde tüm fonksiyonlarını kaybetmeden yaşamına devam etmesinin henüz bir yolu bulunmuş değil. ya hücreler içinde küçük buz kristalleri kalarak fonksiyon bozuyor, ya da tüm kristaller hücre dışında ama gereğinden büyük olarak oluşup mekanik etkilerle bir şeyleri zedeliyor. yani insan dondurmak şimdilik bir hayal. lakin neticede canlı bir insanı dondurup 100 yıl sonra çözmeyi başarsak bile bu arada geçen 100 yılda ne kadar yaşamış sayılır? yani 90 yaşına kadar yaşayacak bir insanı ömrünü uzatmak amaçlı 10 yaşında dondurdunuz 100 yıl sonra çözdünüz ve 20 yaşına dek yaşadı sonra yine dondurdunuz ve 1000 yıl sonra çözdünüz 50 yıl yaşadı sonra 70 yaşındayken dondurup 1.000.000 yıl sakladınız ve çözdünüz kalan 20 yılı da yaşadı diyelim bu insan teknik olarak 90 yıl mı yaşamış olur yoksa 1.001.190 yıl mı? cevabı gayet net zannedersem. bir insanı ölümsüzleştirmek paradoksa varan çözümsüz bir süreç olduğundan şu anda dondursunlar bir milyon yıl sonra uyanayım belki o günün bilim adamları ölümsüzlüğü bulmuş olur sonsuza dek yaşarım gibi bir olay zaten imkansız.
sonuç olarak ölümsüzlük imkansız. futurama? belki.
http://www.biltek.tubitak...fuk/icerik/olumsuzluk.pdf
http://www.biltek.tubitak...fuk/icerik/olumsuzluk.pdf
birkaç cümlede özetlemek gerekirse bir hücrenin bölünme döngüsünü bazı evrelerde denetleyen mekanizmalar vardır.
siklin bağımlı kinazlar (cdk lar) ve p53 proteini bunu yapan moleküllerdir.bu proteini ve enzimleri devre dışı bırakırsanız mis gibi bir kanserli hücreniz olur. bu da kontrolsüz bölünme ve sonsuza dek çoğalma eğilimli hücrelerin habisleşerek organizmayı öldürmesi demektir.
teknik olarak her dna replikasyonunda telomerler kısalır(100 baz çifti kadar). bu kısalmayı önlemek için uygun rna ile gelip her bölünmede kısalan telomerleri onaran bir telomeraz enzimi mevcuttur. lakin bu somatik hücrelerimizde çok az bulunur. kanserli hücrelerdeyse bol miktarda bu enzimden bulunur.
moleküler biyologların ölümsüzlükle veya insan yaşamını uzatmayla ilgili en önemli araştırması telomer kısalmasını önlemeye yöneliktir. böylece 20-30 bölünmeden sonra ölen hücrelerin daha uzun süre bölünmeye devam etmesini sağlamak amaçlanır. lakin bu da aynı şekilde kanserle sonuçlaşacak ve tümörleşmeye yol açacaktır.
özetle hücrelerinizin eceli gelince ölmesi gerek, zaten bir kısmı en baştan apoptosis'e programlı (embriyoda parmak arası hücreleri gibi) , hücreleriniz yeri geldiğinde eceline razı olup, yeri geldiğinde intihar edip ölmeli.
ölmezse kanser olursunuz. kodlandıkları gibi ölmeye devam ederlerse de yaşlanır ve ölürsünüz. her iki durumda da ölürsünüz.
insan dondurma olayına gelince bir insanı dondurmanın ve çözüldüğünde tüm fonksiyonlarını kaybetmeden yaşamına devam etmesinin henüz bir yolu bulunmuş değil. ya hücreler içinde küçük buz kristalleri kalarak fonksiyon bozuyor, ya da tüm kristaller hücre dışında ama gereğinden büyük olarak oluşup mekanik etkilerle bir şeyleri zedeliyor. yani insan dondurmak şimdilik bir hayal. lakin neticede canlı bir insanı dondurup 100 yıl sonra çözmeyi başarsak bile bu arada geçen 100 yılda ne kadar yaşamış sayılır? yani 90 yaşına kadar yaşayacak bir insanı ömrünü uzatmak amaçlı 10 yaşında dondurdunuz 100 yıl sonra çözdünüz ve 20 yaşına dek yaşadı sonra yine dondurdunuz ve 1000 yıl sonra çözdünüz 50 yıl yaşadı sonra 70 yaşındayken dondurup 1.000.000 yıl sakladınız ve çözdünüz kalan 20 yılı da yaşadı diyelim bu insan teknik olarak 90 yıl mı yaşamış olur yoksa 1.001.190 yıl mı? cevabı gayet net zannedersem. bir insanı ölümsüzleştirmek paradoksa varan çözümsüz bir süreç olduğundan şu anda dondursunlar bir milyon yıl sonra uyanayım belki o günün bilim adamları ölümsüzlüğü bulmuş olur sonsuza dek yaşarım gibi bir olay zaten imkansız.
sonuç olarak ölümsüzlük imkansız. futurama? belki.
http://www.biltek.tubitak...fuk/icerik/olumsuzluk.pdf
entropi yasasından ötürüdür. sonu olan bir evren içerisindeki hiçbir şey sonsuz olamaz. bu fizik biliminin en temel yasalardan biri ve şimdilik aksi bir durum gözlemlenmedi. taş gibi bir yasa özetle. entropiye karşı gelebilen maddeler yalnızca sanal parçacıklar oluyor. bunlar kağıt üzerinde olan kuantum düzeyinde parçacıklar. bir beden, bir gezegen veya bir yıldız eninde sonunda ölüyor. yani bizim boyutumuzdaki gerçekliğe dair her şey son buluyor.
güncel Önemli Başlıklar