bugün

(bkz: memur zihniyeti)
suratsızlığını bırak, telefondan bile senı illallah ettirebılırler, buyuk basarı!
şimdi size gerçek bir hikayeden bahsedeceğim. jale ablanın hikayesi. ingiliz tarihçiler bana yalancı diyeceklerdir. ama tarih kahramanları asanlar tarafından yazılır.

oldukça havalı bir girizgahın ardından konuya geçmek gerekirse; ben istanbul üniversitesi edebiyat fakültesinde öğrenciyim. burada kütüphanemizde sıcak kanlı, şeker mi şeker, yardımsever bir jale abla var. dışarıya kitap verilmediği, sadece fotokopi için kimlik karşılığı verildiği halde "siz öğrencisiniz, koca kitabı fotokopi çektirmeyin çok tutar. işiniz bitince getirin kitabı" deyip 90 yıl önce basılmış osmanlıca kitap verebilen birisi.

ekşi sözlükte istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi başlığında dolanırken iki üç ayrı entry de jale ablanın bahsi geçmiş. jale abla önceden öğrenci işlerindeymiş. işte bu entrylerde de "öğrenci işlerindeki asık suratlı memur" olarak nitelendirilmekte jale abla.

sonuca varmak gerekirse(ki henüz tamamen varamadım) öğrenci işleriyle ilgili bir durum olsa gerek.

ayrıca; "tarih kahramanları asanlar tarafından yazılır."
sanki bir iş yapıyormuş gibi tribe giren, özelliklede üniversitenin öğrenci işlerinde çalışan insanların yaptığı olay.