bugün

küçük insan
(bkz: child) (bkz: kind)
hayatın tutorial olan kısmı.
insan yavrusu.
bazen evlilik sebebi olan varlık
çocuk kelimesinin etimolojisi bu canlı türünün kendisi kadar entresandır efenim .
çince domuz manasına gelen " co " kelimesine " cuk " küçükltme eki getirilerek yapılmıştır.
bu kelime ilk olarak karahanlılar dönemindeki yazılı eserlerde kendisini göstermektedir ayrıca .

domuz canlısı orta asya'dan bu tarafa kültürümüzde sevilmeyen , yenilmeyen , beslenmeyen bir canlı olmuştur . niye küçük bir çocuk , yavru domuzumuz diye sevilmiştir ve ona bu isim koyulmuştur bilinmez . bana kalsa itcik , enik , fırlamacık sıfatları daha uygun olurdu ama ....neyse ....
niye yaşadığını,ne yiyeceğini,ne giyeceğini,nereye gideceğini,ne yapacağını bilmeyen deliliğe yakın insanın ufaklık hali.
masumiyetin tek mabedi.
sineklerin tanrısı'ndaki çocuklardan bahsetmiyorum tabiki..
çoğu cücedir aslında.
(bkz: oyuncagi yerine pipisiyle oynayan cocuk)
sıkıştırılmış ergen.
bir zamanlar biz.
mustafa kemal atatürk ün yaverlerine hitap şekli.
yarınlar sizin
boyunları bükük
yüzleri soluk
ve yanakları çökük çocuklar
yarınlar sizin

siz kuracaksınız
sıska kollarınız
çökmüş omuzlarınız
ve nasırlı ellerinizle yarınları
yarınları siz kucaklayacaksınız
..................yarınlarsız

şimdi
sırtınıza iyi oturtun simit tablalarını
ve sıkı tutun çocuklar sımsıkı tutun
boya sandıklarını.
önceleri ağrıdı epey sırtınız
kızardı soğuktan bembeyaz tenleriniz
alıştığı gibi yırtık ayakkabılarınızın
taşımaya sizi
siz de alıştınız çocuklar
alışmalısınız

eşeleyin çöp bidonlarını
kollarınızın yettiğince
inin derinlere dibe
en dibe
sıkın gevşemiş vidaları küçük ellerinizle
ve dönerken akşamları babanıza annenize
koltuğunuzun altına iyi sıkıştırın ekmekleri
kitap taşır gibi yapın çocuklar
kitap taşır gibi
bir okul dönüşü evlerinize

yarınlar sizin
yüzleri soluk
elleri nasırlı
ve boyunları bükük çocuklar
Yarınlar sizin

yarınlar sizin çocuklar
yarınlar sizin
çünkü en çok size mahcup
...................yarınlar

erdal akçaoğlu
kızların "hoş erkek" tanımı. bu bir sırdır.
gece trenlerine binme çocuk, kaybolursun,
boynuna o yeşil fuları sarma çocuk, vurulursun..
eski dilde tekili :veled
eski dilde çoğulu: evlad
Fazla düşünmeyip bu düşüncesizlikleri sonucu çok soru soran yetişkinlerin fazla komplike decek şeyleri,çok düşünmeden çözen her sabah anne ve babasına bugün ne sorsamda gıcık etsem diye düşünen, sevdiğim saçalarını okşamak yanaklarını öpmek istediğim insan periyodu
dünyanın en sevimli ve masum yaratıkları...
tck. md. 6'ya göre;

'henüz 18 yaşını doldurmamış olan kişi' çocuktur.
suçun işlendiği tarihte henüz 18 yaşını doldurmamış olan kişi çocuk kabul edilir.
çocukluk yaşı, 'birleşmiş milletler çocuk hakları sözleşmesi'göz önünde bulundurularak tespit edilmiştir. buna göre, çocuğa uygulanacak olan kanuna göre daha erken yaşta reşit olma hali dışında, 18 yaşına kadar her insanın çocuk sayılacağı hükmü geçerlidir.

tmk.md. 11'e göre de aynı hüküm söz konusudur.

şu hususlar önemlidir;

- korunma ihtiyacı olan çocuk;
1. bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel güvenliği tehlikede olan çocuk,
2. ihmal veya istismar edilen çocuk,
3. suç mağduru çocuk.

- suça sürüklenen çocuk;
1. kanunun suç olarak nitelendirdiği bir fiili işlediği iddiasıyla hakkında soruşturma veya kovuşturma başlatılan çocuk,
2. işlediği fiilden dolayı hakkında güvenlik tedbiri uygulanmasına karar verilen çocuk.

- çocuk hakimi;

hakkında kovuşturma başlatılmış olanlar hariç, suça sürüklenen çocuklarla, korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında uygulanacak tedbir kararlarını veren hakimdir.
soyun devamı çin gerekli olan şey. *
(bkz: çocukken yapılan salaklıklar)
bebeğin az büyümüş, gencin ergen olmamış hali. karda debelenmeyi severler, çizgi film izlerler, bir çikolata ile mutlu olabilirler. hayal kurarlar en çok, ağlamaları ile gülmeleri arasındaki zaman farkı on saniyedir. hepsi doktor, polis, asker, öğretmen olmak ister. isimleri ayşe olur merve olur, erkekler büyüyünce mehmetçik olur.
(bkz: yeni gelen yazara çocuk muamelesi yapmak)
Bir çocuğa önce konuşmayı öğretirsiniz, sonra da susmayı... *