bugün

insanı kıvrandıran en büyük acılardan biridir. topun çarpmasıyla beraber parmaktaki kılcal damarlar işlevsiz hale gelir ve parmağımız şişmeye başlar. bu sakatlığın iyileşmesi en azından bir haftayı alır.

buna benzer bir acı da osgood schlatter olan dizin kanepe kenarına çarpmasıdır.
bırakın basketi insanı hayattan soğutacak kadar tiksinç bir acıdır. o an o parmağı tanrıya kurban edesiniz gelir.
hele birde tırnağın et ile arası açıldıysa sürekli küfür etmenize sebebiyet veren olaydır.
dik duran parmağın esneklikten yoksun olması sonucu, top ya da başka bir kuvvetin acı bir etki yaratması. kırılma hissi uyanır ki, gerçekten küçük çapta fizyolojik harabiyet söz konusudur.
adamı kıvrım kıvrım kıvrandırı be ... eyvahh
genelde o bahtsız parmağın kırılmasıyla son bulan durumdur.
klasik basketbolcu sakatlığıdır. ilk tecrübelerde cok acı verdiği doğrudur. ancak, belirli tecrübelerden sonra acıyı cok hissetmezsin...
eğer birkaç gün sonra okulda gitar çalacaksanız, fizyolojik acının yanında müzik hocasının küfürlerinin acısını da hissetirecek olan ömür törpüsü.
3 parmağa aynı andan çarpıp parmakların tüm eklem yerlerinden çıkmalarına,morarmaya ve geçici uzuv kaybına sebebiyet veren olay.
tedavisi ilk anda biraz buz, daha sonrada ılık sabunlu su ile ovmadır.
bir erkegin tasaklarina okkali bir tekme yemesi kadar etkili olaydir.
acemi basketbolcu sakatlığıdır.. zira 1-2 yıl basketbol oynamış insan parmaklarını nasıl tutması gerektiğini öğrenir. çok uçuk kaçık bir durum olmadıktan sonra bu sakatlık istisnadır..
insana acı ve eziyet veren hadisedir. öğrencilik yıllarımda 4 sene boyunca toplam 3 kere basketbol oynamama rağmen baş parmağımda edindiğim tecrübe nedeniyle 2 hafta boyunca düğmeli ve fermarlı hiçbir şey giyememem sebebiyle okulda 2 hafta boyunca eşofmanla dolaşmama neden olmuştur. zira kot giydiğimde tuvalette kotun düğmesini açamayıp hocam şu düğmeyi bir açarmısın dediğimde pek olumlu tepkiler almadığımdan kampüste 2 hafta besyo öğrencisi gibi dolaşmıştım.*
en az, küçük ayak parmağının kapının altına girmesi ya da sert bir cismin burna çarpması kadar acı veren, gözyaşı döktüren olaydır.
eğer maç sırasında olduysa ve izleyenlerde varsa belli edilmemeye çalışılır fakat arka arkaya atılan şutların potayı tutmamasıyla acı gerçek paylaşılır.
dün yasanmıs hadise. basket topu sayesinde 2 tırnagım aynı anda kırılmıs üstüne bi de parmagımın acısından bir süre oldugum yerde tepinmeme sebebiyel vermis olay.
parmağın diklemesine kırılmasına vesile olabilecek olay...
çok hızlı bir pası yakalamaya çalışırken başa gelirse, hele biraz da küçükseniz * ağlamanıza bile sebep olacak kadar acı verir. * * *
bir hafta boyunca şiş, yeşil ve her dokunuşta zonklayan kocaman bir orta parmakla gezmenize neden olan hadisedir. olayın bikaç defa tezahur etmesi durumunda, yıllar sonra bile o parmakta bir hassasiyet, bir kırılganlık olacaktır. parmak çıtlatma alışkanlığı olanlarda, her orta parmak çıtlatıldığında duyulan minik sızı, sizi yıllar öncesine götürüp yüzünüzde tatlı bi tebessüm oluşmasına neden olur. benzer acılar icin (bkz: küçük ayak parmağının ütü masasına çarpması)
parmağınızı hızla sallayıp acıyı geçirmeye çalışmanıza neden olacak olan olay.

(bkz: ateş düştüğü yeri yakar)
bisikletin selesinden demirine düsmek kadar can yakan hadise.
çarpmanın şiddetine göre acı ve şişliğin 1 hafta ile aylar arası uzayabileceği berbat durum.

(bkz: allah düşmanımın başına versin)**
keşke diklemesine vucudunuzun başka bir uzvuna çarpsaydı diye dileyeceğiniz durum, kafanıza dikleme çarpsa o kadar acıtmaz.
evlat acısından farksızdır. Koskoca insanı bile adeta baş parmağını emen bir bebeğe dönüştürebilir. Eğer topun şiddetinden 2 veya 3 parmak etkilendiyse, kişinin iradesine göre yerde kıvranmalara, gözlerin yaşlanmasına ve hatta ağlamalara yol açabilir.
kafaya yan taraftan 90 derece açıyla gelmesinden bin kat daha iyi.
yaşadım feleğim şaştı. hala anormalim.