bugün

yine basit bir genellemedir. bazı liseler vardır ki öğrencisine nefes aldırmaz, hem derslerde, hem de kılık kıyafet olayında oldukça sıkıdır, bazı liseler de vardır ki mezun olacak öğrencisi daha çarpım tablosunu bilmez.
liseliyim ordan biliyom. *
para babalarının yanında kulluk edecek ameleye ihtiyaç olacak gelecek zamanda ondan mütevellit, böyle bir şeye başvurduk.

bir de bu ygs, lys, öss, osys gibi sınavları da uydurduk.

az kaldı oğlum amına koyacaz bu ülkenin.

(bkz: okuyom ben ya)
dersane sayısının lise sayısından fazla olmasının sebebi.
(bkz: eğitim ile öğretim arasındaki farklar)
eğitim öğretim sisteminin hatalı olmasından kaynaklanır,sadece lise de değil ilk ve ortaokulların birçoğunda da benzer kalitesizlikler vardır.*

ilkokul da Atatürkün hayatında hersey bitmiş gibi karga kovaladığı anlatılır.
ezbere dayalıdır sistem,insanı ezbere sürükler, iyi bir katip olur.
okullardaki şiddeti söylemezsek zaten olmaz. kendini eğitemeden çocukları şiddet ile eğitmeye calısan öğretmenler vardır.

6-7-8. sınıfta kişilerin yetenek ve zekalarına göre değil Allaha emanet bir eğitim verilir.

lise de bölüm seciminde bile istediği bölüme göre değil not ortalamasına göre secim yapması beklenir. zaten it kopuk öğrencilerin zulmünden kendini korumasını biliyorsa şanslıdır.

üniversite ise başka bir boyuttur paran yoksa okumak için savasmak gerekir.
öğretmenlerin kalitesizliğinin doğrudan etkisiyle oluşan niteliksizliktir.
günü geçireyim, ayın 15'inde maaşımı alayım, tatilimi yapayım mantığıyla öğretmen olmadı mı bir çok kişi, işte bu mantığın ileri boyutlardaki sonuçlarından birisi.
türkiye genelinde dershanelerin sayısı lise sayısını geçmişse bi gariplik var demektir.
devletin, dersanelerden daha fazla para kazanması yüzünden bilerek ve isteyerek kalitesiz bırakbilme olasılığıda olabilir.
üniversitelerde verilen eğitimin kalitesizliği ile eşdeğer kalitesizliktir.

şimdi şöyle ki, ilköğretimden çıkan çocuk liseye gidecek gayrımilli eğitim bakanlığı tutuyor, "dur bakalım velet, mezun oldun ama bakalım ne biliyorsun" diye bir sınav yapıyor sınavdan iyi bir puan alırsan önceki 8 sene istersen hıyar ol gene liseye atıyorsun kapağı. ya da 8 sene okumuşsun ilkokul diploman var ama sınavda dökülmüşsün o zaman siee...

liseye geldik, gitmişsin 4 yıl üstelik fenciysen bir de anan ağlamış zar zor liseyi bitirmişsin, devletin lisesi sana "4 sene sonunda bu okulu bitirmeye hak kazandın, 4 yıl içinde öğretilenlerin hepsini hakkıyla öğrendin, al sana diploma" deniyor. sonra devletin ösym'si dur bakalım o diplomayı aldın ama bakalım ne biliyorsun deyip seni öss!ye sokuyor, üniversite için...

üniversiteye gidiyorsun, saçma sapan bir sürü bilgiyi ezberliyorsun 4 sene 5 sene geliyorsun son sınıfa, sana diyorlar ki "bu diplomayı almaya hak kazandın, sen bunları bunları biliyorsun"...diploman elinde iş bulman lazım, devletin ösym'si giriyor gene devereye ," sana o diplomayı verdiler ammaaaa...gel bakalım kpss'ye"...

sistemin neresinde var ki kalite? devletin bu mantıkla bütün okulları kapatması gerekmez mi? adını andığım sınavların hiç birisinde okuldan mezun olup başarılı olma imkanınız yok. orta sonda, lise sonda, üni son da herkes okulu bırakıp dersanelere koşuyor. şu an üniversitlerin durumu budur, son sınıfın ikinci döneminde millet kayıp, neredeler? kpss kursunda...

sisteminizin içine...
Türk eğitim sisteminin eksikliğinden kaynaklanan bir sorundur. türkiye şartlarında çözümü zordur.
son dönemde yine konuşulur olmuştur.
liselerde verilen tek gerçek eğitim "savunma sanatları" eğitimidir. kız erkek ayırt etmeksizin liseden çıkan hemen hemen herkes mutlaka kavga etmeyi öğrenmiştir.*
insanın kendisini yetiştirmek istemesi ile aşılacak durumlardan biridir.
hoca zorlayan öğrenci varmıdır türkiyede.
herşeye yöneten taraftan bakmamak lazım. ders boş denildiğinde üzülmek yerine göklere uçan öğrencinin okul bittiğinde hocaya sövmesinden başka birşey değil. kimse zorla kitap okutamaz, merak ettiremez. birileri size ezberleyin dedi diye ezberlemek zorunda değilsiniz. elinizde bir sürü amkan var. bilgi kovalanır, hazır yenmez.
eğer anadolu ve fen liselerine dahi öğrenciye hiçbir şey veremeyen, bi boktan anlamayan bakan karıları atanırsa tabikide eğitimin suyu çıkar. aa bir de ders anlatamayacak kadar verimsiz olan emekli olmamak için direnen fosilleri unutmamak lazım.
" hocam ben bu soruyu yapamadım,bir bakar mısınız? " deyince " o kadar dershane var, gidip sorularınızı orada sorun. " şeklinde cevap veren öğretmenlerin barındığı kurumlardaki kaçınılmaz sonuç.