bugün

Aşk acısı 35 alıp gececegin dersten 30 alıp kalmaktır.
anlatılmaz yaşanır derlerya öyle bi klişe laf ile herkeste farklılık gösterir ama sonu acıdır işte..

(bkz: bok)
Ben o acıyı çocukken yok etmenin yolunu buldum ve 15 senedir hiç bir kadına karşı sevgi duyamıyorum. Sadece beğeniyorum arzuluyorum seks yapma isteği oluyor. Sevgi sıfır. Bu yüzden acı ızdırap olmuyor.

Memnun muyum? Hayır.

Çözüm bulmaya çalışıyorum. Tekrar sevebilmek için. Var mı fikri olan. Mesaj atabilirsiniz. Faydanız dokunur belki.
sanki kalbini kuşbaşı doğruyorlarlarmış gibi. ciğerlerin bitmişte sanki nefes alamıyorsun. Sanki ölmüşsünde üstüne toprak atan olmamış. Ortalık yerde çürüyormuşsun hissi.
görsel
Buna benzer kırk kılığa girersin.
Sabahın köründe uyku yerine insanlar aşk acısını düşünüyorsa gerisiniz siz düşünün artık.
Kabız olmaya benzer. Sicip içinden atmaya ihtiyacın vardır ama olmaz işte. Sonrasında daha büyük acilarla tekrar döner insana.
sadece sütunları kalmış yıkık antik kentlere benzer.
Sabah uyanmana 1 saat kala çişinin gelmesi ve wcye gideceğin o 5 dklık kayıp süreyi düşünmek.
Yağmurlu bi havada kaldırımda yürürken yanından geçen arabanın üstüne çamurlu suyu fışkırtmasıdır.
(bkz: öğütülmüş cam işemek)
üşümeden sobanın varlığından haberin olmaz ya.
not: çekmeyen bilmez.
kaktüs gibi hissettirir insana.
saati 8e kurmuşundur ve 7,30da uyanmışındır. yarım saat boyunca yatakta dolanıp dururken uyuyamamanın verdiği acı var ya hah işte o acı gibidir aşk acısı.
görsel
hiçbir anestezik ilaç kullanmadan diş çektirmeye benzer.
Gecenin bir yarısı bağrınızda bir ateş ile uyandınız ve artık "içim yanıyor" cümlesinin mecaz olmadığının idrakine vardıysanız çok ciddi aşk acısı çektiniz yahut çekiyorsunuz demektir.

Tanım: tarif edecek bir kelime bulunamayan acı çeşididir, yine de üstesinden gelinebilir.
Kışın buz gibi soğukta duş almaya benzer. ilk başta tek tek tüm vücuduna çivi gibi batar su taneleri. Kafana çarpan her su tanesinde dayanamıyacağını düşünürsün. Uzun bi süre sonra da ne kadar acı çekersen çek o suya alışırsın.
Oksijene benzer kendisi; çok çekersen uçarsın, az çekersen ölürsün...
baklavanın üzerine dökülen şerbet dediğimiz şey su şeker karışımı değilde tuz biber su karışımı birşey olduğunu düşün. sonrada onu gerçek şekerli şerbetmiş diye düşünüp iç. hah işte ta kendisidir.
ölümle yaşam arasına sıkışmaya. ne ölüsünüzdür ne diri. berbattır.
biraz açık kalp ameliyatı ,
paslı kerpetenli bir çin işkencesi ,
bir ortaçağ giyotini ,
biraz beyne çakılan bir çivi ,
çarmıha gerilen isa hissi ,
biraz da nazi almanya'sında tek başına kalmış yahudi çaresizliği...
Hiç bir şeye benzemez bu soyka.
Silüete bürünecekse buna benzer;
görsel
fazla melankoliye gerek yok. uyku kaçırır. uykusuz gecelerde yaptıklarının, düşündüklerinin ve gün içindeki tatsızlığının toplamıdır.