bugün

sözlük yazarlarının yaşadığı skandallar

aslında birilerinin derdi başka birilerini ilgilendirmiyor. en yakın arkadaş bile dinlemek istemiyor insanın derdini. ama yine de anlatayım. belki birilerine tecrübe olur.

üniversitede okurken zabıt katipliği sınavına girmiştim. yaklaşık 190 kişi katılmıştı sınava. klavye sınavına tabi tuttular bizi. en hızlı yazan 30 kişiyi mülakata alacaklar.

girdim sınava 2. oldum. 30 kişiye girebildim yani. sonra bizi mülakata çağırdılar. mülakatta 70 i geçen memur.

bakttım 30 kişinin kpss puanına, açık ara farkla en yüksek kpss puanı benim. daha bi umutlandım iş olacak diye. çünkü kpss puanının yüzde 50 sini direk mülakat puanına ekliyorlar. yani mülakatta sorulan soruların birini bilsem yeterli benim için. (ne biri olm. ikisini)

mülakat girdim. 5 soru sordular. ama nasıl alakasız sorular... buna rağmen soruları bildim. çıkarken tamam lan dedim. oldu bu iş. daha ne yapayım adamlara mı domalayım? ben sınavları en iyi şekilde geçtim. üstelik genel başarıya bakılırsa sınava giren 186 kişi içinde açık ara farkla birinciyim.

o zaman da paraya acaip ihtiyacım var. babam doğru düzgün para yollayamıyor, benim kira borçları birikmiş, milyarı bulmuş. her gün aynı elbiseyi giymekten insan içine çıkamıyorum. derslere gidemiyorum utancımdan. yukarıdan aşağıya baktığımda üstümdeki 5 parçadan yırtık olmayan, dikişsiz olmayan yok. 1 aydır da öğrenciliğin yanında ayda 400 liraya cam bolkoncunun yanında çalışıyorum. kışın en soğuk aylarında 15.kattaki buzlu balkonlara çıkıp cam balkon takıyoruz. günde 14 saat çalışıyorum, aldığım para kirama yetmiyor.

neyse para çok lazım işte. sonuçları heyecanla bekliyorum. ayrıca eminim ki kazanıcam. dedim ya domalayım mı daha ne yapayım? tüm sınavları anlımın akıyla geçmişim. yeterliliğimi de ispatlamışım.

sonuçlar açıklandı. heyecanla yukarıdan aşağıya doğru ismimi tarıyorum. bir baktım tam 13. sıradayım. yedeklerle birlikte 12 kişi almışlar. mülakat puanıma baktım: 20 puan. mülakata girip takır takır bildiğim sorulara rağmen adamlar bana mülakattan 20 vermiş.

lan zaten kafadan 44 küsür puan alıyorum. 25.5 verseler memurum.

adamlar beni elemek için çok kasmışlar. (iki hakim, bir savcı) o kadar zorlanmışlar beni elemek için. tam elenenler sınırına koyabilmişler beni.

daha sonra sınava giren birisinden öğrendim dolaylı olarak. meğer sınav komisyonundaki heriflerden biri 15 milyar alıyormuş. 15 milyar aldıklarını memur yapıyormuş. babasının kurumu ya. biz de oradaki köleleriz.

koca hakim bunu yaparsa (gerçi kocalığı kalmamış gözümde sadık labrador köpeği kadar değer yok) ohooo dedim. dava açmaya koyuldum.

e tabi para yok. hayatımda karakola, adliyeye gitmemişim. çevremde bu işlerden anlayan yok, internetten araştırıyorum doğru düzgün emsal yok, örnek yok. internetten öğrendim yine baroya gitmek lazımmış onlar yardım ediyormuş.

gittim baroya dedim böyle böyle... avukat verirseniz memnun olurum. dava açıcam.

idari davaya avukat vermiyoruz dediler, e dava açıcam param yok bari dava açmam için gereken parayı verin, nasıl olsa kazanıcam geri alırsınız paranızı? o da yok.

adamlar bana destek oalcaklarına daha da hevesimi kırıyorlar. dava açarsan 4 sene sürer. o zamana kadar şu olur, bu olur, hakime dava açma arkadaşları onu kurtarır v.s vs....

e öğrenciyim. daha bi baltaya sap olamamışım. hepinizin kırışık götüne koyiyim dedim. sineye çektim.

e noldu bu olaydan sonra?

ne adalet sistemine güvenim kaldı, ne devlet kurumuna. 20 li yaşlarında adam, işlerlin nasıl yavşaklıkla, namussuzlukla döndüğünü görüp devlet kurumuna olan güvenini sıfırladı. artık ne adalete güvenirim nede bu ülkedeki devlet kurumlarına.

bu da benim kendi skandalım.
güncel Önemli Başlıklar