bugün

atatürk le aynı şeyi söyleyen onur öymen

söylemlerin, zaman, mekan ve şartlara göre toplumlar tarafından algılanma biçimleri de değişir. bu söylemin sahibi güçlü bir önder dahi olsa, onun sözlerinin aynısını yıllar sonra, virgülüne dokunmadan ve aynı sert üslupla sarf edenleri eleştirmek doğaldır. bu insanları döneklikle suçlamak ya da yaftalamak zamana meydan okumakla eşdeğerdir ki kabul edilemez.

bu ülkede, daha 1975-80'lerde ölüm cezasının kaldırılmasını kaç kişi savunabiliyordu? oysa, otuz yıl sonra bugün, binlerce masum insanın ölümünden sorumlu tutulan bir terörist'in idam edilmiyor olması dahi radikaller dışında kimse tarafından yadırganmıyor.

kurtuluş savaşından yeni çıkmış, yanmış ve yıkılmış, var olan son kurşununu; iç isyanlarla mücadele ve devlet otoritesini temin etmeye harcayan bir ülkenin koşulları ile günümüz türkiyesi arasında sosyal, ekonomik ve en önemlisi; değer yargıları açısından bir paralellik kurmak yanlış olur.

mustafa kemal'in o zaman, o mekanda ve o dönemin değer yargıları ile yapmış olduğu söylemleri; bu zaman, bu mekan ve bugünün değer yargılarına aynı tavırla sunduğunuzda, bu toplum sizi onur öymen örneğinde olduğu gibi kapı paspasından beter eder. kaldı ki onur öymen değerli bir diplomattır ve o'nun bu tip stratejik bir hata yapması daha da acıdır.