bugün

üniversiteye topuklu ayakkabı ile gelen canım kız

başlık betimlemece: canım değildir o caaaanım kızdır. öyle okunmasına...

seveni çoktur o yüzden soyları tükenmemesi dileğini güdüp, vurmayın lan tamam öldüm diyeyim taa en baştan.

zira gözüm yok, soylarına zeval gelmesin istiyorum. dediğim gibi seveni çok.

benim derdim kendimle. yani insan takıntılı oldu mu işte. abuk subuk beğenileri,

beğenisizlikleri oluyor. * *

anlamsız geliyor bana bu tip kızlar. düşünsene şimdi sabah dokuz buçukta dersi var caaanım kızın, * *
termodinamik dersine giricek sabahın köründe kalkıyo tabi. kahvaltı yapıcak biraz, tuvaleti banyoyu ziyaret edicek,

dişini fırçala, makyaj yap giyin falan. anca yetişir. (bkz: kadın olmak zor zanaat)
alıcak eline defterini sağ kolunu dirsekten 83 derece kırıp gğüs seviyesine taşıyacak be defterini bu araya sıkıştıracak

şıngır mıngır evden çıkarken, tık tık tık tok tık tık. ayağında topuklu ayakkabılar.

yok be abicim olmuyo. böyle itici oluyo. dinle dinleme derse giriceksin, yalap şap ya da düzgün bi şekilde not tutucaksın,

ayağında topuklu... tezat sanki. kesin değildir ben malımdır biliyorumda, ben de kendi içimi döküyorum zaten dimi ama.

üniversite diyince spor ayakkabılı hafif salaş kız görmek istiyo gözlerim. o daha mantuhlu geliyo.

evet mantıktan bahsediyorum üstüme gelmeyin haaa!

kimse belirtmese de üstüne basa basa kötü olduğu belirtilmese de ben bi çok farklı ortamda sağlamasını da yapmış biri oalrak söylüyorum

hergün topuklu giyen kıza sekreter diyo erkek güruhları hocam. sekreter. amaç bi mesleği aşağılamak ya da bel altı ucuz espri yapmak değil

kimse neden dediğini de bilmiyo esasen, ama deniyo. hani yine bi aşağılama sıfatı olarak kullanılamaz bu kelime ama

işte öğrenci değilsin yani.

topuklu ayakkabı kırmızı renkle birlikte (ister kırmızının oje yansıması olsun ister ruj veya başka bişey) 'kadın' olma belirtisi sanki.

algıda öyle olduğu kesin. hem kadının hem erkeğin algısında. hani kim kendini nasıl hisseder o none of my business tabi de ama eğer

dışardan olgun gözükmüyosa biri hatta içi de öyle değilse çok eğreti duruyor. böyle büyüyünce de giyilebilsin diye alınan

kabanlar gibi oluyor. içinde kayboluyor insan. halbuki önünde kadın olucak ezilecek ezicek, konuşacak gülecek, can yakıcak

can yanacak çok uzun zaman var. neden bu acele?! kız erkek farketmez cinsiyetten bağımsız olarak

herkeste bir erken büyüme çabası yok mu zaten. hadi 18 yaş bi eşik ona gelene kadar büyümek istersin de ki o bile manasız

ondan sonra büyümek istemek neden. baban sana, sabancı, doğan, koç, şahenk gibi bi soyad bırakmadıysa hele,

ki onlar bile yetmez yetmedi de gördük. bu acımasız dünyanın kucağına bu kadar erken atlama isteği neden??

nedendir bu heves?!

topuklu ayakkabı gir gösterge. topuklu ayakkabıyı giyen kadın, kadındır iste adı üstünde. üniversite gerek olmayan cinsinden.

hiç giyilmesin değil mesele alışkanlık haline geldi mi kötü gözüküyo. yoksa yapma demiyorum hobi olarak yine giy.

üniversite de sağdan sola koşan, * atlayan zıplayan gülen güldüren insanlar görmek istiyo insan,

baston yutmuş gibi duran az zorlasa çağla şikel zayıflığı seviyesine ulaşacak kızlar değil.

manasız geliyor bu hareket, ekstra bi mücadele kanımca. kimsenin zevkine karışmadan naçizane fikir belirtmece tabi benimkisi.

sözlük tarihinin en manasız entrysi belkide fakat hergün aynı şeyleri görüp aynı şeyleri hisetmek

bi boşalıma yönlendiriyor insanı, zaten de bu yüzden (bkz: seni seviyorum sözlük)
(bkz: osuruktan teyyare selam söyle o yare)