bugün

ulusal egemenlik

bugün tv ekranlarında, gazete sütunlarında sık sık gördüğümüz, okuduğumuz, duyduğumuz kavram.

ülkeyi oluşturan temel unsur olan halk'ın üzerinde yaşadığı vatan sathında kendi kaderini kendi tayin edebilmesidir ulusal egemenlik...

bazılarının o dönem gazi tarafından telaffuz edildiğinde, o'nu çılgın, deli ya da meczup olarak suçlamasına sebep olan kavramdır ulusal egemenlik...

çünkü bu toplum kendi kaderini kendi tayin edemezdi.
bu toplum kendi kendisinin efendisi olamazdı onlara göre...

tüm engel ve eleştirilere rağmen halaskargazi halkına güvendi, halkının "efendi" olmasını istedi, ulusal egemenlik kavramının bu toplumun kırmızı çizgileri olmasını istedi...

o gidince, ulusal egemenlik kavramı da yok olmaya meyletti.
halka güvenmeyenler haklı çıkmaya başladı.

o,
"türkiye cumhuriyeti şeyhler, dervişler, meczuplar, mollalar memleketi olamaz."
dediyse de,
birileri çıktı: "siz isteseniz hilafeti bile geri getirirsiniz" dedi.

o,
"mevzubahis vatan ise gerisi teferruattır" dedi,
birileri çıktı: "devletin malı deniz yemeyen keriz" dedi.

o,
"yurtta sulh cihanda sulh" dedi,
birileri çıktı: "bir koyup üç alacağız" dedi.

o,
"köylü milletin efendisidir" dedi,
birileri çıktı köylüye; "ananı da al git" dedi...

gazi tarafından halk'a hediye edilen ulusal egemenlik, sözde müttefiklerin iki dudağı arasına emanet edildi.
bu anlamlı günde herkes bir noktaya kilitlendi.
yarın,
acaba "obama soykırım diyecek mi demeyecek mi?"...

o halde bu anlamlı günün şerefine bunların hepsi için aşık mahzuni'den gelsin;

"bir daha gel samsun'dan,
sarı saçlım mavi gözlüm..."