bir kürt ün türkçe konuşmak zorunda kalması

milli dili türkçe ilan edilmiş bir memlekette yadırganmaması gereken durumdur. nasıl ki bir köy toplayıp olumlu karşılık gören japon vatandaşlığı talebinin akabinde bir meydana çıkıp "biz neden japonca konuşmak zorundayız? nataşiva kendi değil, hanım hanımcık kendi olsun, koniçiva tv değil, türkçe tv olsun" naralarıyla ortayı ayağa kaldırdığımızda komik bir manzara sergileyecek olursak, aynı şekilde maalesef ki memleket sınırlarımız içerisinde böyle bir sıkıntı yaşamaktayız..Evet, hudutların savunulmasında, özgürlüğün kazanılmasında büyük yardımları, fedakarlıkları olmuş kişilerden bahsediyoruz, ancak ömrü billah "sen neden kürtçe konuşuyorsun?" diyerek lafı ağzına tıkılmış bir kürt arkadaşımız var mı? "neden namaz kılmıyorsun?" diye hesap sorulmuş bir alevi arkadaşımız var mı? "neden erkeklerle fingirdeşiyorsun?" diye sorduğumuz bir eşcinsel arkadaşımız var mı? muhakkak bütün fikirlerimi, dünyanın döndüğü yönü değiştirecekmiş gibi ortaya çıkıp "evet var" diyecek bir kimse olacaktır. başbakan efendinin demokratik açılım ile alakalı düzenlediği bir yemeğe davet edilen ünlülere dikkat eden muhakkak olmuştur, sanatçı sıfatıyla anılan şarkıcılardan kaç tanesi kürt asıllı değildi diye merak buyurmak üzere davet sunarım "evet var" diyenlere.. kaç kişinin önü şimdiye kadar kesilmiştir, kürtçe konuşması yahut para kazanma hakkı engellenmiştir? pekala da metrobüste hararagürere telefonda bağıra bağıra kürtçe konuşan kimseler pekala bilinir.. küme küme gezip, ahkam kesip "ne bekiyon len" diyen kürt asıllı kişiler ezberlerdedir.. düşünmek gerek, acaba bu hak taleplerinin de haklarını bizzat veriyorlar mı? bakın, madem ki kişi kişi değil de topluluk olarak görülüyoruz; suça meyilli bir milletmişçesine göze batan sayılarla gasp, hırsızlık, darp, cinayet gibi suçlarda başı çekerek, daha fazla hak talebinde bulunmayı hak ediyorlar mı?.. her istediklerinde işi sallayan bir kapı görevlisi, kaza yapmasa da kazaya sebebiyet vermekte üzerine olmayan ve bir türlü o sağ elini kornanın üzerinden çekmek bilmeyen asi bir taksi şoförü, taaaa imparator sıfatına layık görülüp 21. yüzyıl kralları gibi yaşatılan şarkıcı (türkücü ya da..hangisi daha yakışıklıysa), sigortası kat kat fazla yatıp erken yaşta emekliye ayrılıp çiçek gibi hayat süren bir çöpçüler kralı, ya da beş birim kıyma kapasitesine sahip hamurun üzerine bir birim kıyma koyan bir lahmacuncu olabiliyorlar doğdukları toprakları terkedip hem o şehri fakirliğe biraz daha itip hem de haksızlığa uğranmış halde bir takım taleplerde bulunulabiliyorlar gayet de.. kimse kusura bakmasın, bir tanesi de demokratik açılımın ne halt olduğunu bilmediği halde, sadece başbakanın ağzından çıktı diye "evet ya, biz kürtçe konşamiyirik", "evet ya, kürtçe kanal şarttı" gibi taleplerde bulunuyor millet.. ne haksızlık görüldü de bu denli çığır açıldı, hala anlayabilmiş değilim.. kaldı ki yaşadığım yerde türkten çok kürt var.. garipsenecek durum.. 15 çocuk yapıp gideceğim finlandiyaya "hakkımızı verin len" diye bağıracağım..