bugün

galatasaray in avrupa karnesi

çok gelişmemiş bir ülkenin okulunda okuyan gencin karnesi. yabancı abileri kadar başarılı değil elbet. ancak bu toprakların sahip olduklarının arasında en başarılısı, birçok avrupalıdan da daha başarılı derslerinde.

zor şartlarda derslere girdi galatasaray. yakacak odunu, kaliteli kitapları yoktu. evi eskiydi, izin vermediler orda oturmasına. taa şehrin en ücra köşesine yolladılar onu. mecburdu bunu yapmaya. avrupasız olamazdı galatasaray.

eskiden elinde güzel kalemleri, silgileri, ders çalışmaya kitapları vardı. çok başarılar kazanmıştı onlarla. öğretmeni de iyidi hani, hırslıydı o zamanlar.

gel zaman git zaman dersleri bozuldu galatasaray ın avrupa da. işler ters gitti, ailesinin durumu kötüleşti. önceden çantasını taşıyan insanlar, onu okula bırakan, onun başarısında pay sahibi olan ekip yoktu artık.

ingiltere ye gitti bir sınav için. eskisi gibi değildi durumu, ne kalemi vardı, ne silgisi. arkadaşlık kalmadı onda dediler, fakir dediler. o inandı, ona inananlarının arkasında olduğunu bilerek.

avrupanın en büyük yarışmasında en önemli rakibiyle karşılaşacaktı. karşısındaki çocuk çok iyiydi, belki dünyanın en iyisi değil ama en iyilerinden biri. çıktı karşısına, başlarda ezildi büzüldü. karnesinin iyi olduğu günlerin üstünden uzun zaman geçmişti netekim, unutmuştu uluslararası platformu. sonra sarsıldı birden galatasaray, eski günleri hatırladı belki de. mücadelesini verdi, aslanlar gibi, eski günlerdeki gibi...

yarışmanın bu ayağını kaybetti sonunda, ama başı dikti! ışık verdi velileri olan bizlere bozulan derslerini düzelteceğine dair. istanbul a gelsin de alnında öpelim diye bekledik onu, sarılalım boynuna aslanımızın.

söz verdi bize galatasaray, düzeltecek derslerini. yabancı abileriyle yarışacak gene. karnesi hiç kötü olmadı ki aslanımın, hiç üzmedi ki bizi derslerinde, yine başarır cim bomum.