bugün

erik jan zurcher

'' Zürcher'in Kemalist dönemle ilgili altını çizdiği hassas noktalardan bir tanesi Cumhuriyet döneminin ağır bir endoktrinasyon ve yerine göre tek adam, yerine göre tek parti, yerine göre tek ideoloji kültü yaratmak üstüne kurulmuş olduğu. Bunun temelini özellikle 1919'la başlatılan ve sınırlarını bizzat Atatürk'ün Nutuk'la tayin ettiği yaklaşım oluşturuyor. Bir modernleşme paradigması olarak Kemalizmin içinde yaşadığı dönemin de etkisiyle pozitivist, tekçi, elitist ve sınırlı bir demokrasi anlayışına sahip olduğunu ifade eden Zürcher'e göre Kemalizm rasyonel bir toplum mühendisliği projesinin unsurlarını bünyesinde taşımıştır. Toplumsal bir tabana sahip olmayan Kemalizm ideolojik hegemonyasını sağlamak ve onu temsil eden bürokratik zümrenin çıkarlarını devam ettirmek adına toplumsal ve kurumsal bir dizi değişiklik yapmıştır. Örneğin tarih Kemalizm tarafından yeniden yazılmıştır. Zürcher'e göre bu sebeplerle Kemalizm, bir modernleşme projesi olarak bugün takip edilemez. Kendi döneminin ihtiyaçlarına yönelik çözümler sunan fakat bugünün demokratik ve çoğulcu gerçeklerinden hayli uzak bir içeriğe sahip bir ideolojidir. Elbet bunun karşısına çıkan ve tartışmaya renk katan argüman, Kemalizmin yeniden yorumlanabileceği ve Kemalist öğretilerin çağın getirdiği yeniliklere adapte olacağıdır. Fakat bu karşı argümanın çıkmaza girdiği nokta, hangi Kemalizmin (hatta neo-Kemalizmin), ya da kimin yeniden tanımladığı şekliyle Kemalizmin bir modernleşme projesi olarak izleneceğidir. Kemalizm erken Cumhuriyet dönemindeki politikaları anlamak adına bize bir yol haritası sunuyor olabilir. Kaideleri tek kalemden çıkmış ve denetiminde uygulanmıştır. Bugünün Kemalizm yorumları ise, yer yer kendi içinde çelişen söylem ve eylemlerle karşımıza çıkmaktadır. Örneğin yüzünü Batıya dönen erken Cumhuriyet dönemi Kemalizmi, bugün aynı coşkuyla Batıya bakabiliyor mu? Ya da toplumu hala yekvücut bir yapıda ele alabiliyor mu? Kemalizmi, bugünkü şekliyle anlamak istiyorsak, Kemalizmin içine düştüğü çıkmazları tartışıyor, 'Hangi Kemalizm?' sorusuna yanıt verebiliyor olmamız gerekiyor. Aksi takdirde Kemalizm, Zürcher'in de belirttiği gibi, modernleşen Türkiye'nin tarihinin yalnızca bir dönemine ışık tutuyor ve bize o dönemin realitesini tüm çıplaklığıyla sunuyor. ''

özet niteliğindeki son bölümünü aktardığım metnin tamamı için bkz.
http://www.radikal.com.tr...11.2009&CategoryID=83