bugün
- pazarda yerden sebze toplayan emekli8
- hazreti meryem olduğunu iddia eden kadın20
- akp'ye oy vermeyen emekli şerefsizdir20
- rockefeller ailesi vs rothschild ailesi12
- sözlüğün en mutsuz 5 yazarı9
- anın görüntüsü13
- sahurdayız uludağ sözlük14
- tuborg10
- pompanın en cok döndüğü 5 üniversite8
- her sabah güler yüzle uyanan insan16
- icardi190528
- ehliyetini yeni almış kadın22
- kafanın içindeki sürekli konuşan ses16
- tedavisi bulunamayan hastalıklar24
- emekliler ek iş yapsınlar diyen mhp'li vekil22
- ideal erkek fiziği anketi10
- dondurmalı irmik helvası9
- belediye başkan adayıyla tokalaşmak10
- tarafıma az önce gelen moral bozucu mesaj8
- evlenirseniz çocuk yapar mısınız10
- çin medeniyetin yeni kıblesidir14
- güzel bir kıza iltifat etmek17
- oyumuzu neye göre veriyoruz14
- taliban dış işleri bakanlığı ofisi fotoğrafı11
- murat kurum19
- hayatınıza tekrar giren eski sevgili12
- zenci bir kız evinize gelse naparsınız19
- fenerbahçeye verilen hissiyatımsı penaltı15
- karabük üniversitesi15
- en ilginç kadın isimleri26
- polat kalafat10
- bu sözlükte moderatör yok mu9
- 45 yaşındaki eskortla randevulasmak26
- türkiye de lise öğrencilerinin durumu17
- kaç kişiyle yattığını bilen kadınlar8
- 26 mart 2024 cübbeli ahmet'in kalp krizi geçirmesi18
- zor günlerden geçenlerin bildiği en iyi şey16
- yazarların parfüm tercihleri13
- andromeda galaksisinde 100 yaşında sevgilim var11
- sigaradan komisyon isteyen bakkal9
- seküler dindar evliliği15
- rusların teröriste kendi kulağını yedirmesi16
- nervionun kedisi14
- adanada sapık suriyeli12
- dinle kafayı yemiş çarşaflı kadın16
- 2024 yerel seçimleri12
- turgut altınok12
- ekrem imamoğlu9
- yapılmadığı için gurur duyulan şeyler10
- emeklilere zam müjdesi22
şöyle ki, totaliter sistemlerin temel mantığına göre, bir toplumdaki toplumsal sınıfların artışı o toplumun daha kolay idare edilmesini sağlar. örneğin, askeri bir birlikte bir çok rütbe olur ve kişiler gerçekte tek bir merkeze bağlı olsalar da, kendilerinden bir üst rütbedeki kişiler tarafından yönetilir ve yönlendirilirler. bu da kitlenin hem kendi kendini hem de tek merkezden yönetimini sağlar.
sivil toplumda da aynı şekilde bir çok sınıf bulunur ve bu sınıflar aslında hükümetlerine bağlı olsalar da birbirlerini yönetir ve yönlendirirler. bu sınıflar, kimi zaman sahip olunan para miktarına göre belirlenir. para sahibi üst sınıflar daha iyi bir yaşam sürme imkanlarına sahiptir. bu durumu gözlemleyen alt sınıflarda aynı şeylere sahip olmak isteği doğar ve bunun da iyi bir sınıf edinerek mümkün olabileceği düşünülür. tüm bu meseleler sınıf edinme mücadelesine temel teşkil eder.
kuşkusuz ki kitlenin bu mücadelesine hem cevap verip, hem de nemalana bileceğini düşünen sermayedarlar, özel üniversiteler kurar ve kitlelere sınıf edindireceklerini vaat ederler. üniversitelerin gerçekteki amacı her ne kadar eğitimmiş gibi görünse de, aslında bunlar -günümüzde- diploma satan ve sınıf kazandırma vaadi veren şirketler haline gelmişlerdir. bu sebeple eğitim sistemleri nihai amaçlarıyla ilgili çelişkiler içindedir. verdikleri eğitimler de bu çelişkilere paralel biçimde kalitesizleşir. bu durum kitlenin bolca üniversite mezununa dönüşmesine sebep olur ve diplomalı işsiz/cahil miktarı artar.
meseleyi biraz daha genişletirsek, -normalde- eğitim kurumlarının nihai ve perde arkasındaki amacı, sistemin kendi çıkarlarına uyarlı şekilde düşünen ve yaşayan bireyleri oluşturmaktır. buna göre, kurduğu toplumun gereksinimleri doğrultusunda meslek grupları vb. için insan yetiştirir.
kişisel ve sosyal gelişim eğitimleri, sistemin aleyhine olabilecek kadar tarafsız verilmez, bilakis resmi bir ideoloji ile ilişkilendirilir. bu nedenle toplumun her bir bireyi belli başlı işler yapabilecek yeteneğe sahip olsa da, kişisel ve sosyal anlamda yeterince gelişmiş olmamakla birlikte, resmi ideolojisine körü körüne bağlı bir biçimde tutucudur.[1] yani perde arkasındaki mesele, canlı organizmadan robotlar imal etmeyi andırır. diplomalı cahilliğin bir diğer nedeni de bu temele dayalıdır.
günümüzde artan nüfus ve buna paralel olarak gelişen öğrenim talepleri, kitleye egemen olan sermayedarların iştahını kabartarak, eğitim kurumlarının -eğitim satan- şirketlere evrilmesine sebep olmuştur.
1. resmi ideolojiden kasıt, kitlenin tutuculuğunu oluşturan doktrinin kendisidir ve bu, o toplumun konjönktürel yapısına göre değişir. bu doktrinlerin gayesi, toplumun bir önderi sevip örnek almasını temel alır. ayrıca bu doktrinler, güncel devrimlerle ilgili şekilde oluşturulabildikleri gibi, güncel olmayan -monoteizm gibi- devrimlerle ilgili de oluşturulabilirler.
sivil toplumda da aynı şekilde bir çok sınıf bulunur ve bu sınıflar aslında hükümetlerine bağlı olsalar da birbirlerini yönetir ve yönlendirirler. bu sınıflar, kimi zaman sahip olunan para miktarına göre belirlenir. para sahibi üst sınıflar daha iyi bir yaşam sürme imkanlarına sahiptir. bu durumu gözlemleyen alt sınıflarda aynı şeylere sahip olmak isteği doğar ve bunun da iyi bir sınıf edinerek mümkün olabileceği düşünülür. tüm bu meseleler sınıf edinme mücadelesine temel teşkil eder.
kuşkusuz ki kitlenin bu mücadelesine hem cevap verip, hem de nemalana bileceğini düşünen sermayedarlar, özel üniversiteler kurar ve kitlelere sınıf edindireceklerini vaat ederler. üniversitelerin gerçekteki amacı her ne kadar eğitimmiş gibi görünse de, aslında bunlar -günümüzde- diploma satan ve sınıf kazandırma vaadi veren şirketler haline gelmişlerdir. bu sebeple eğitim sistemleri nihai amaçlarıyla ilgili çelişkiler içindedir. verdikleri eğitimler de bu çelişkilere paralel biçimde kalitesizleşir. bu durum kitlenin bolca üniversite mezununa dönüşmesine sebep olur ve diplomalı işsiz/cahil miktarı artar.
meseleyi biraz daha genişletirsek, -normalde- eğitim kurumlarının nihai ve perde arkasındaki amacı, sistemin kendi çıkarlarına uyarlı şekilde düşünen ve yaşayan bireyleri oluşturmaktır. buna göre, kurduğu toplumun gereksinimleri doğrultusunda meslek grupları vb. için insan yetiştirir.
kişisel ve sosyal gelişim eğitimleri, sistemin aleyhine olabilecek kadar tarafsız verilmez, bilakis resmi bir ideoloji ile ilişkilendirilir. bu nedenle toplumun her bir bireyi belli başlı işler yapabilecek yeteneğe sahip olsa da, kişisel ve sosyal anlamda yeterince gelişmiş olmamakla birlikte, resmi ideolojisine körü körüne bağlı bir biçimde tutucudur.[1] yani perde arkasındaki mesele, canlı organizmadan robotlar imal etmeyi andırır. diplomalı cahilliğin bir diğer nedeni de bu temele dayalıdır.
günümüzde artan nüfus ve buna paralel olarak gelişen öğrenim talepleri, kitleye egemen olan sermayedarların iştahını kabartarak, eğitim kurumlarının -eğitim satan- şirketlere evrilmesine sebep olmuştur.
1. resmi ideolojiden kasıt, kitlenin tutuculuğunu oluşturan doktrinin kendisidir ve bu, o toplumun konjönktürel yapısına göre değişir. bu doktrinlerin gayesi, toplumun bir önderi sevip örnek almasını temel alır. ayrıca bu doktrinler, güncel devrimlerle ilgili şekilde oluşturulabildikleri gibi, güncel olmayan -monoteizm gibi- devrimlerle ilgili de oluşturulabilirler.
güncel Önemli Başlıklar