bugün

yasarkenki kimsesizlik

Belki de gerçek edebiyatçıların gerçek sanatçıların gerçek hayatıdır kimsesizlik, yaşamı boyunca berduş ya da 'garip' olmak belki.. küçük ve dar odalarda dost demlenmeleri, yürekten kahkahalar ve yazıya katılan ruhla birlikte kendi ruhundan eksilmek belki de başka ruhlarda kazanılan sevgi, keder, başarı ve ebediyet artışı..işte şair ve yazar her nasıl diyorsa...

Unutulmaya mahkum olmak mı ortak paydamız? Herkesin alnındaki çizgilerin artması yaşlanmayı betimliyorsa, yanaklarında ki çizgiler çok mutlu yaşadığını mı betimliyor?... bence o çizgiler hiç varolmayan belki de olmayacak tebessüm caddelerinde ki kimsesiz, uzaktan sevilen yaşanmışlıklar adına belki bir dost kahvesi belki karşı penceredeki gizemin hayal edilmesi hınzır bir sırıtış, anlık bir susuş, belki de yaşama bitiş seranatı bestelemenin verdiği o ince alaycı ifade...

Ancak acı olan ışığın girmediği beyinlerin sanatçı olarak tanımlanması, hani gün gelip soğuyunca bedenleri geriye sadece renkli mecmua sayfalarında düşünceleriyle değil de uzuvlarıyla hatırlanacak kişilerin, hayatın tadını çizgilerle ve harflerle yaşatabilenlerin önüne geçmesi... Hani sistem diyoruz ya, materyalin kalp sızılarının yerini alması..kabullenmeli görünenleri yoksa aramalı mı görünmeyenlerin tasvirini yapabilenleri...

Yaşarken kimsesiz olmak acı olmalı ki üretebilsin değerince, ancak ölümden sonra değer artışı müzayede salonlarını dolduran hissiz bakışlar sa istemiyorum öyle hayatı...
güncel Önemli Başlıklar