bugün

bütün gün eski sevgilinin aramasını beklemek

taze ayrılanlar için gerçektende olağan bir durumdur.

yeni ayrılmışsındır. dumanı üstünde diye bir tabir vardır evet dumanı üstündedir. neden ben neden ben diye kendince tepinirsin. sevmişsindir çünü. bir tane o olacak demişsindir. ama sebepsiz yere gitmesi sana dokunmuştur. beşlki belki arar diye düşünürsün. hayallere dalarsın aha şimdi telefon çalar diye şimdi bir mesaj gelir diye. hayallererine sanrılarına devam edersin. kendini kandırıyorsundur. tıpkı çocuk gibi kendince kumda kaleler yapmak gibi taa ki o dalga gelipte senin kale inşaatına çarpıp geri dönene dek. toprak toprakla buluşuncaya dek. kendini kandırıyorsundur başka bir şey değildir. ama ertesi gün aramaz. belki doğum günümde arar diye beeklersin yine aramaz. bitmişsindir çünkü eskisindir. başka bir şey değil. ama umudunu kaybetmemek için daha o boklu denizde yüzmeye devam edersin. bir karaya çıkayımda neresi olursa olsun der gibi. boş kulaçlarla devam edersin hayata. gözün hep telefondadır. çalmayacağını bile bile yinede tuş kilidini açarsın. belki ben duymamışım gelmiştir öyle bir şeyde ben duymamışımdır diye devam edersin. kendini kandırmaca oyununu devam ettirirsin.

belkide erkek olarak tekrar ben aramalıyım diye düşünürsün ama önüne 2 sebep çıkar. birincisi ya tekrar ayrılırken bana aynı lafları söylerse. ya tekrar o kelimeleri duyarsam. arayamazsın aranmazsında. ama umudun bitmez. sürekli şarzda olan telefon gibi umudun bitmez. belki belki belki diye geçiştirmeye devam edersin. ikinci sebepse ya seni unutup başka kişiyle ilişkiye başladıysa dersin. needen arayım o zaman dersin. ben burada yanıyorken o başkasınlaysa diye kendini bir pesimist akıma kaptırırsın. aradığımda ya iyi niyetlerini meşgule vermişse diye düşünürsün. ama taze ayrıldık daha dumanı üstündeydi. arasammı diye kendinle sürekli çelişirsin. saate bakarsın kendinle çelişmenin o telefona baktığının üstünden 3 saat geçmiştir. yeni bir güne güneş doğmasına az kalmıştır. bir kaç saat sonra işe gidilecektir. ne araması diye tekrar avutursun kendini bu saatte aranırmı senin gibi acımı çekiyor ki bu saatte uyanık olur dersin. kendine mükemmel bir kahvaltı hazırlarsın. sadece masayı seyretmek için. sadece o dolu olan masayı seyretmek için. telefon zaten sürekli yanındadır. elki belki çalar diye belki o uzun zamandır gelmeyen mesaj sesi tekrar kulağına gelir diye.

kurduğun kaahvaltı sofrasına oturursun. telefonuda baş köşededir. gelmiyeceğini bile bile o boş koltuğuda bir adet çay dökersin. yanınada telefon koyarsın. çay ı çok sevdiğini düşünürsün o sabah ayazında. suratına vuruyordur gerçekler o yaz sabahı esen bir meltem ile. suratına acı gerçekleri çarpıyordur. sokak lambalarının söndüğünü görürsün. yeni bir gün başlıyordur. yeni bir hayat yeni bir zaman dilimi. ama sen hala daha çayını karıştırmaya dalmışsındır. o sıcacık buğusu hem içini hem ellerini ısıtmaya yardım ediyordur. o boş koltuğa bakarak o dolu ama ellenmiyecek olan bardağa bakıyorsundur. o narin ellerinle şimdi şu sıcak çayı içseydi. şimdi karşımda olsaydı ben bu kahvaltının hepsini yemezmiydim diye düşünürsün. ama mükemmel kurduğun o sofrada sadece yarım dilim ekmek yeemişsindir. içtiğin sigaranın haddi hesabını bilmeden. sadece ciğerlerime oksijen değil sadece duman girmesini isteyerek.

işe gitmek için kalkmışsındır artık. sabah iyice suratına çarpıyordur. bir kaç saat sonra o suratına çarpan soğuk hava yakacaktır ortalığı. giyinirken bile telefon baş köşededir. belki duyamam diye. belki o da işe giderken mesaj atar diye beklersin. neyi bekliyorum ulan ben dersin. neyi bekliyorsun işte aramayacak. mesaj atmayacak. sen terk etmedin ki terk edildin oğlum sen dersin. çıkmadan aynaya bakarsın gözlerinden yaş geldiğini görürsün. az da olsa akmıştır o göz yaşı. tekrar bir yüzünü yıkarsın. o kızarmış gözlerinin içine bakarak.

iş yerinde bile gözün sürekli telefondadır. telefonunda onun resmi duruyordur. o mutlu olduğunun zannettiğiniz resmi duruyordur. tam ona baktıktan belki aramışmı mesaj atmışmı. belki ben duymadım diye cebine koyarken. birden telefonun çalıverir evet telefonun o beklediğin uzun zamandır duymadığın o mesaj sesini duymuşsundur. gözlerinin parladığını kendin bile hissedersin. kalbin çarpmaya başlar. nabzının yükseldiği her halinden bellidir. o anın tadını çıkarmak istercesine yavaş davranırsın hemen atlamazsın ne yazmış diye. çıkaramazsın cebinden o telefonu. usulca yavaş yavaş tebessüm ederek. telefonunu açarsın. ve şok birden düşüşe neden olur. gelen mesaj ondan değildir. 2 saniyelikte olsa mutlu olmuşsundur. uzun zamandır çalmayan telefonun bilmem ne firmasının indirime gittiği mesajıdır. duraksarsın. az da olsa duraksarsın 2 dakika mutlu oldun ya yetmiştir belkide günü kurtarmıştır belki de. o indirim mesajını sildikten sonra hayatına devam etmeye çalışırsın. gözün sürekli o teelefonda olmaya devam ederek.
kulağında (bkz: gamzedeyim deva bulmam)şarkısı eşliğinde.
güncel Önemli Başlıklar