bugün

sözlükte tartışmanın beyhudeliği

dogru bir tespittir.

tartismak genel olarak - malesef - beyhude bir isken, sozlukte tartismak bunun misli misli beyhudedir.

gercek hayatta bile tartisirken kim kimi ikna edebiliyor? siyaset tartismisizdir hepimiz dost meclislerinde, sonunda ne olur? kimin fikri degisir? herkes tartismanin basinda neyse, sonunda da odur. istisnalar tabii ki olur, bazen insanlar ideal oda sicakliginda tartisarak birbirlerinin ufkunu acarlar, ama istisna yani. cogunlukla kalpler kirilir hatta bu tartismalar esnasinda.

ama duramayiz iste, bes kisi oturmussunuzdur bir yerde, birisi rte'yi over, sen cevabi vermezsen kendine ihanet etmis hissedersin. (rte yerine baykali koy, neyi koyarsan koy, orasinda degilim)

biraz kendine olan saygindan, kendi fikirlerinin arkasinda durmaktan tartisirsin, sonunu pek de dusunmezsin, ne elde edecegim, ne kaybedecegim diye.

gercek hayatta bile durum boyleyken, sozlukte hic dusunmezsin, yaz gitsin iste, ne olacak ki? dusundugunu, hissettigini yaz.

bir bakima beyhude ama kendi adima bu benim elimde olan da birsey degil. dusundugumu, dogru buldugumu yaziyorum, bos olsa da, havanda su dovsem de...

bu durdurabilecegim, engelleyebilecegim bir sey degil. cogumuz icin de boyle zaten.

saygilar&sevgiler.