bugün

lüks siteden concon insan manzaraları

"her gün aynı tshirt'ü giyiyor yaaaa." diye kükredi belki ellinci kez, kıvırcık saçlı, hafif obez ergen kız. annesine biri hakkında dert yanıyordu. annesi anlayışla, "kızım belki parası yoktur" dese, belki de sağlıklı bir ergenlik geçirecek, "beni sevseydin papermoon'a götürürdün." demeyecekti ileride ki, babasının benzin istasyonu olan erkek arkadaşına. fakat annesi ona hak verdi, ergen tiki bunun çoşkusuyla "gerçek de değil kıı" dedi. tshirt'ün orjinal olmaması, onu üzmüştü, yıpratmıştı. orjinal lacoste tshirt'ün üstündeki timsahın ağzı açık mıdır, kapalı mıdır tartışırlarken, bunaldım, kendimi havuza attım. ağzım açık mı yüzecektim, kapalı mı bilmiyordum, zaten orjinal olsam da olmasam da para edeceğimi sanmıyordum, marka olamamıştım, timsah değildim.

istanbul'un oldukça lüks bir sitesinin havuzundaydım o gün, ergen kız ve ailesi arkamızda güneşleniyorlardı. havuzun içi seslerinin duyulmadığı tek yerdi. yüzdüm biraz, sonra keyiflenmeye başladım, afacanlaştım birden, yanında bulunduğum sonradan bilinçlenmiş ex-concon post-entel arkadaşıma su atmaya başladım. bunu yaparken kikir kikir gülüyordum. ben güldükçe ortam gerildi, kafalarından daha büyük güneş gözlükleriyle güneşlenen ve sürekli birşeylerden rahatsız site sakinlerini rahatsız etmiştim. paranız varsa, mutsuz olmalıydınız. sürekli rahatsız ve beğenmeyen bir surat ifadesi taşımanız gerekiyordu. Tüm conconlar kabızdı. ben ise gülüyordum, su atıyordum arkadaşıma. eğleniyorduk. mutluyduk.

artık pörsüyünce, eleştirel bakışlar arasında sudan çıktık, kurulandık ve tshirt fetişi ailenin yanına geri döndük. ergen kız ve annesi bize anlam vermeye çalışıyordu, terliklerimizden , havlumuza kadar süzdüler bizi. havuzda ki eğlencemiz sonrası dikkatlerini çekmiştik. bir hata arıyorlardı, ama hazırlıklıklıydık, beynimiz dışındaki herşey markaydı, beni seveceklerdi, arkadaşım zaten komşularıydı. "hanımkızımızı tanıyoruz zaten, siz yeni mi taşındınız ?" diye sordu anne. "arkadaşım." dedi arkadaşım. ergen kız dergimi rica etti, uzattım. annesi, sorulara başladı, nereden mezundum, nerede oturuyordum, nerede çalışıyordum, terliklerimi nereden almıştım. Kocasının da terliğe ihtiyacı olduğundan bahsetti, "anasının derdi terlik olanın, tshirt'ü dert etmesi normal." diye düşündüm, ergen kıza hak verdim. Tekrar bunaldım, ama anne bana anlam vermeye çalışıyordu, onun için sirk hayvanı gibiydim. Terliklerim markaydı, ama mutluydum, gülüyordum. Bu ne yaman çelişkiydi.

o sırada ergen kız dergiyi bitirdi, bir kenara fırlattı, onu okumaya teşvik etmeliydim, gülmeyi o da öğrenmeliydi. "bak!" dedim, "bikininin tarihçesiyle ilgili bir yazı var, ilgini çeker bence, fotoğraflara bak, eskiden ne komikmiş, ehe ehe" dedim tüm sempatikliğimle. ilgisini çekti gerçekten, okumaya başladı. Ergen kız okuyordu, anne sorguluyordu, lüks site havuzunun dinamikleri alt üst olmuştu. Zafer yakındı, ehe ehe diye su atmamıza birbirimize az kalmıştı.

Sohbete, saçlarını kurulaması aşırı uzun süren arkadaşım da katıldı, oldukça eğlenceli bir muhabbet başladı, gülüyor, eğleniyorduk, haziran başında bronzlaşmış, fosforlu mayolu, gülmeyi geçelim, sürekli sinirli olan, concon site delikanlıları artık rahatsız olmaya başlamıştı.

- Dört saat güneşin altında kıpırdamadan yatan erkeğin, çüküne açıp bakarım ben, zira merak ederim gerçekten erkek midir diye, ama ömrü spor salonlu sitelerde geçmiş bu kaslı arkadaşlara böyle bir şey yapsam, muhtemelen ağzımı yüzümü kırarlardı.-

Şimdilik sadece dürtüyordum onları, arada laf çarpıtıyordum, her laf çarpılışında, kış uykusuna yatmış ayıyı dürtmüşsünüz gibi, homurdanıyorlardı.

Ergen kız kafasını dergiden kaldırıp "normandiya çıkarmasına kanada da mı katılmış ?" diye sorunca, keyfim artık doruk noktaya çıktı, "ben bir havuza gireyim, piştim, dönünce cevaplayacağım sorunu" dedim, gizem yaptım, muzaffer bir komutan edasıyla, havuza yöneldim, tam atlamaya hazırlanırken, ayağım kaydı, tek bacağım havada, tek bacağım halen yerde, lakin kıçımın havuza girdiği bir pozisyonda düştüm. Uzun süre suyun altında kalmak istedim, ama nefesim bitti.

Suratımın yarısı suyun içinde kalacak şekilde, kafamı çıkardım, çakma lacoste timsahı olmuştum sonunda. etrafı süzdüm, concon abi pis pis sırıtıyordu, ergen kız dergiyi fırlatmıştı, anne yine mutsuzdu, arkadaşım kahkahalarla gülüyordu. Lüks site dinamikleri yerine gelmiş, ben kaybetmiştim.
güncel Önemli Başlıklar