bugün

hedef 3 yılda avrupa şampiyonluğu

fenerbahçe kulübünün başkan adaylarından sayın şadan kalkavan'ın iddialı açıklaması. yanına selim soydan ve hakan bilal kutlualp gibi önemli isimleri alan şadan abimizin söylemleri aşağıdaki linkten okunabilir. habere yapılan yorumlara da dikkatinizi çekerim.

http://www.ntvmsnbc.com/id/24967712/

şimdi gelelim naçizane düşüncelerimize; sayın kalkavan hem babacan tavrı hem de dürüstlüğüyle örnek gösterilen bir yöneticidir. kendisine çok yakın bir abimin deyişiyle 'sütte hile var bu adamda yok'. fenerbahçe sevgisinden de şüphe etmiyoruz elbette fakat verdiği sözü yerine getirebileceği hususunda şüphelerim var. ayrıca kusura bakmasın ama bariz şekilde asma budamış söyledikleriyle.benim takıldığım bir kaç nokta var. fenerbahçe'yi aldıkları genç yeteneklerle şampiyon yaptıklarını ve sonra bu isimleri satarak kulübe gelir kazandırdıklarını beyan etmiş. valla düşünüyorum düşünüyorum; genç yetenek namına alınan bir tarık daşgün'ü hatırlıyorum. ki o da fiyasko olmuştu. ilk yıl transfer edilen tayfun korkut, erol bulut, elvir boliç, jes högh gibi isimler gerçekten şampiyonluğa büyük katkıda bulunmuşlardır fakat hiçbirinden 5 kuruş kazanmış değil kulüp. jay jay okocha'nın aziz yıldırım döneminde satılışını kast etmişse de bu aziz başkan tarafından alınıp satılan elvir baliçkadar kar getiren bir transfer olmamıştır. yine kendi dönemlerinde alınan benhur babaoğlu, saffet sancaklı, john leshiba mosheu, sedat balkanlı*,saffet akbaşgibi genç üstü oyuncuların veriminden hiç söz etmeyip de sanki ilhan cavcav gibi bir ticaret dehasıymışçasına konuşmasına hiç bir aklı selim fenerbahçeli taraftar kulak asmayacaktır.
--spoiler--
Şadan Kalkavan, "Aziz Yıldırım 1997'de borçsuz devraldığı kulübü bugün ciddi borçla kongreye sokmaktadır. 20 milyon borçla devraldığı Fenerbahçe'nin borcunu 160 milyona çıkardığı doğru mudur? 11 yıl önceki Fenerbahçe'nin bütçesi 21 milyon dolardı. Aziz Yıldırım para bulmak için kulübün hisselerini sattı. Fenerbahçe kimsenin tapulu malı değildir, aile şirketi hiç değildir. Fenerbahçe gönül kulübüdür, menfaat kulübü değildir. Ben göreve gelince yönetimde herkes söz hakkına sahip olacak. Fenerbahçe'yi layık olduğu şekilde takım ruhuyla yöneteceğiz. Fenerbahçe bir şirketten öte gönül kulübüdür. Tesislerimizle övünüyoruz ama kaç Fenerbahçeli bu tesislerden faydalanıyor?" dedi.
--spoiler--
vay anam vaay. bak bu gerçekten çok üzücü bir açıklama. ya türkiye'nin en büyük armatörü muhasebe temel denkleminden habersiz ya da divan kurulunda katakulli çevrildiğini öne sürecek kadar fenerbahçe camiasına güvensiz. bakın nisan 2009'da yapılan divan kurulu toplantısının ardından yapılan açıklamaya:
'' Fenerbahçe Kulübü'nün Yüksek Divan Kurulu olağan toplantısı sürerken, Denetleme Kurulu, kulübün hesaplarıyla ilgili raporu açıkladı.
Kurul, açıkladığı raporda, 31.03.2009 tarihine göre düzenlenen raporda, Fenerbahçe Kulübü'nün 2012 yılına dek ödemesi gereken tahakkuku yapılmış 159 milyon 972 bin 904 TL borcunun bulunduğunu bildirdi.

Sarı-lacivertli kulübün 2012 yılına dek sözleşmesi yapılmış tespit edilen alacaklarının ise 353 milyon 550 bin TL olduğu ifade edildi.
Bu alacak rakamına maç, kombine kart, loca ve isim hakkı gelirlerinin dahil olmadığı kaydedildi.

Toplantıda, Denetleme Kurulu raporunun okunmasının ardından Yüksek Divan Kurulu Başkanlık Divanı'nın seçimine geçildi.
Mevcut başkan Yüksel Günay'ın tek aday olduğu seçimde, Günay'ın listesinde başkan vekili Adnan Ersan, sekreter Ziya Bayatlı, üyeler Ünal Uyguç ve Hasan Çolakoğlu bulunuyor.''

şimdi bu duruma göre fenerbahçe'nin 160 milyon borcu var, gerçi dolar değil lira ama yine de şadan kalkavan doğru duymuş. bunun için fısıltı gazetesine başvurması gerekmezdi. 25 nisan tarihli bütün gazetelerde yazıyor zaten. yalnız aynı dönemde 353 milyon tl alacağımız olduğunu yani bütçenin yaklaşık 200 milyon lira artı verdiğini ona söylememiş bu fısıldaklar. yahut şadan abimiz kendisi cımbızla borcu aradan çekmiş ve biz saftirik taraftarları kandırmaya çalışıyor. olumsuz bakmamak lazım, belki de amacı sadece bizleri eğlendirmektir.
şimdi çok doğru bir noktaya parmak basmış şadan abi, sezar'ın hakkı sezar'a ve de eğri oturup doğru konuşalım: sahi lan, fenerbahçe'nin tesislerini ben niye kullanamıyorum? hatırlıyorum da ali şen başkanken - ki şadan ve selim abiler de yöneticiydi o dönemde- dayımlarla dereağzı'na gitmiştik. hepimiz hasta fenerbahçeliyiz tabii. 'selamın aleykiiim' deyip kapıdan girdik. önce ali başkan bize çay söyledi, içtik. 'genzleer karnınız az mı? yemek de söyliim ama önze yarım saat top tepek' dedi ve stada gittik. yönetim bir tarafta biz diğer tarafta -sayımız azdı o yüzden parreria ve yardımcıları da bizden oynadı- güzel bir maç yaptık. sonra duşumuzu falan aldık, sağolsunlar yemek söylediler ve gece bizi tesislerde yatırdılar. hani öyle çok konforlu değildi ama olsun, aile ambiansının verdiği sıcaklık herşeyi unutturdu. oysa şimdi sadece taraftar kartı çekilişleri sonucu 3-5 talihli kişi gidip takımla takılabiliyor. şadan abilerin döneminde öyle miydi; oğuz, aykut ve rüştü'yle her gece okey çevirirdik. gönül kulübüm fenerbahçem şimdi dünyanın borsa değeri en yüksek kulüpleri arasında oof of... aziz yıldırım da bütün hisselerini almış, kulübü padişah gibi yönetiyor anassatiim.
yaa var ya, şimdi bu açıklamayı yaşıtım biri yapsa 'siya siya band lan ordan!' derdim ama abilere hörmetim sonsuz. arkadaş böyle de şey olmaz yahu; ceplerinden para vererek 'hoop top benim lan! penaltıyı ben kullanacam' edasıyla kulübü diledikleri gibi yönettikleri dönemlerin özlemini çeken kişiler benim kulübümün 10 lot hissesine sahip olmamdan gocunur olmuşlar. sayın kalkavan; ben tescilli ürünlerini alıyorum kulübün, hisselerini alıyorum satıyorum, telefonumun tarifesi fenercell, fenerbahçe kartım var vs. vs. yani yapılan transferlerde katkım var dolaylı olarak. ' anelka transferinde çorbada tuzumuz var' diyor bugün fenerbahçeli ve eskisi gibi sadece koşulsuz aidiyet duymuyor. herkes 'paramızı çarçur ettiniz yanlış transferle' diyebilme hakkına sahip bugün. kulübün üye sayısı arttı. siz ve daha önceki yönetimler döneminde üyelik koşullarının ne kadar ağır olduğunu hepimizden iyi bilirsiniz. orta sınıf fenerbahçelinin söz hakkı mı vardı o dönemde lütfen delikanlıca söyleyin. benim fenerbahçem önceden grupların tekelindeydi, semih bayülken kimi isterse başkan seçtirirdi. şimdi yıksanıza aziz yıldırım'ı sıkıysa! yıldırım demirören'in beşiktaşı gibi bir fenerbahçe asla olmayacak şadan bey, asla!

aslında daha söylenecek çok şey var fakat uzatmıyorum ben. kurmaylarından biriyle figo'yu izlemeye gittiler, üzerinden 10 yıl geçti hala alay konusu. diğeri ise çok sevdiği takımının şampiyonluk maçına * yeşil gömlek ve siyah takım elbiseyle gelip ne derece gönülden bağlı olduğunu gösterdi. şadan abi; lütfen yol yakınken çekilin ki sizi iyi bir fenerbahçeli, hatalarıyla doğrularıyla yıllarca emek vermiş bir yönetici olarak hatırlayalım. kongreden sonra düşeceğiniz durum yüzünden sağlığınızı kaybedeceğinizden korkarım. 3 yılda avrupa'da kupa vaadiniz ise sadece dehşete düşürüyor bizi. 1980-81 senesinde averajla kümede kaldığımız sezonu yaşatmayın yeter, avrupa kupası şurda kalsın. saygılarımla...
güncel Önemli Başlıklar